5.BÖLÜM

2 0 0
                                    

Sabah yorgun bir şekilde açtım gözümü. Sabah dediğim ise 13.27'di. Yataktan sakince kalkıp elimi yüzümü yıkadım. Yatağımı toplamak için eğilmiştim ki kapı açıldı. Gelen lafta babam olan Kemal'di.

" Ne istiyorsun benden!?"dedim.
" Aaa! Neden öyle diyorsun? İnsan babasına hiç öyle der mi?"

Yanıma yaklaştıkça geriledim. Elini saçıma atıp

" Hem söyle bakalım özlemedin mi beni?" Dedi pis pis sırıtarak.

" Defol git! Uzak dur benden!" Dedim. Bana daha cok yaklaştı ve pantolonunun kemerini çıkardı. Hayır Allah'ım tekrar aynı şeyleri yaşamak istemiyordum. Bütün gücümle
" ABLAA! UZAK DUR BENDEN!! ABLA!!" diye bağırdım belki şimdi anlattığım şeylere inanırdı. Kapı bir anda açıldı ve içeri ablam geldi. Hemen yanına giderek kolunu tuttum. O ise bana kızgınca bakarak
" Ne diye bağırıyorsun?!" Dedi.
" Bana saldırmaya kalktı yine!" Dedim. Kemal ise masumca dönmüş
" Aaaa! Ne biçim söz o öyle ben 'pantolonumun şurası yırtılmış diker misin?' Diye sormak için geldim. Yırtık yerde kemerin altında olunca...
Ama yok bundan sonra tövbe bir daha bir şey istemem bu kızdan!" Dedi.

Nasıl da yalan söylüyordu. Üstelik ablam da buna inanıyordu.
" Tamam baba. Sen Saye'nin kusuruna bakma. Ben dikerim." Dedi. Yok artık ya!! Bir insan nasıl bu kadar kör olur?
Kemal odadan çıktı ve ablam bana dönüp

" Saye!! Yeter artık bu saçmalıkların! Babama atmadığın iftira kalmadı! Biraz daha böyle devam edersen yurt dışına gidersin haberin olsun!" Dedi ve kapıyı çarpıp çıktı. Ablamı çok seviyordum ama bir insanın kardeşi böyle bir şey anlatıyorsa onun bir doğruluğunu araştırırdı. Ablam ise hiçbir şey yapmadan 'babam yapmaz!' demekten başka bir şey yapmıyordu. Üzerime siyah dar pantolon, mavi kazak, siyah kaban ve ayaklarıma da dizime kadar olan dar çizmelerimi giydim. Siyah çantamı alıp evden çıktım. Kapıdan çıkarken ablam bağırdı.
" Dediklerimi düşün kendine çeki düzen ver ona göre yoksa..." dinlemeden kapıyı çarptım.

Yoksa yurt dışına giderdim. Göz yaşlarım firar ediyordu. Sinir oluyordum dışarda milletin arasında ağlamaktan. Elimin tersi ile sildikçe daha da artıyordu yaşlar. Yoldan geçen taksiyi durdurup bindim. "Aşıklar tepesine." dedim. Aşıklar tepesi benim için ağlama tepesiydi. Ne zaman ağlasam ne zaman kaçmak istesem insanlardan işte o zaman buraya geliyorum. Yaklaşık 20 dakika sonra geldik. Taksiden inip uçurumun kenarında gittim. Oturup ayaklarımı sallandırırken gözümden akan yaşlar da kayalıklara vuran denizin dalgalarına karışıyordu. Hıçkırmaya başladım. Aynı anda bağırıyordum.
" İnan be! Bir kere de bana inan! Anne! Anne gittin beni burada bıraktın! Dayanamıyorum! Savaşamıyorum artık! Yoruldum ben! Gel hadi! Gel ben affedicem seni! Söz veriyorum! Yeter ki sen gel be annem!" Ama boşuna konuşuyordum. Gelmiyordu gelmeyecekti de. Benimkisi sadece kendini avutmaktı. Saate baktığımda  16.49 olmuştu. Sarjım %1 kalmıştı. Hava da birazdan kararacaktı. Taksi durağını aradım. Bir kere bile çalmadan telefon kapandı. Şimdi sırası mı? Senin beni konuşturman gerekti. Ne yapacağım şimdi ben ya!

KARAN'DAN

"Alo abi kız yine o tepeye geldi ağladı yine. Sonra telefonla konuştu ama kulağına götürmesi ile kapatması bir oldu. Ya konuşmaktan vazgeçti ya da şarjı bitti." Dedi.
"Tamam siz kıza göz kulak olun. Ben geliyorum şimdi." Dedim. Bu kız niye ağlama için dağ taşın olduğu kuytu yerleri seviyor ya ağla evinde. Niye bir yere gidiyor ki? Allah allah ya! Hava iyice kararmaya başladı. Deli bu kız. Gercekten deli.

SAYE'DEN

Hava iyice kararmaya başladı. Pekte umrumda degildi artık. Tabii ki başta tedirgin oldum ama daha sonra eve gitmeyeceğimi düşünerek rahatladım.
Sapık biri gelmediği sürece bir şey olmaz. Sessiz sessiz oturuken bir araba geldi. Allahım ya! İyi ki sapık gelmezse bir şey olmaz dedim. Tedirgin olmuştum. O tarafa bakmamaya çalışıyordum. Kapıyı açtı ve kapattı. Allahım ne olur! Geldi. Geldi. Geldi ve yanıma gelip oturdu. Baktığımda tanıdık yüz görmem ile rahatladım. O rahatlama ile sarıldım. Geri çekilince şok olmuş bir şekilde bana baktı. Ah Saye ah senin sarılacağın en son kişi olan Karan'a sarıldın.
" Şey kusura bakma. Ben sapık sandım seni. Sonra tanıdık biri olunca rahatlama ile birlikte istemsizce sarıldım. Yani bilerek yapmadım. Suçsuzum." Kahkaha attı.

GECEDEN DOĞAN GÜNEŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin