special, " "

3.5K 306 76
                                    

Merhaba, hoşgeldiniz!

Aslında özel bölüm yazma fikri aklımda hiç yoktu ancak bu hikaye, tatlı biten nadir hikayelerimden. Açıkçası çok okunacağını sanmıyorum ancak ben yazarken çok keyif aldım. Umarım siz de aynı keyifi okurken alırsınız❤️

İyi okumalar diliyorum, lütfen oy ve yorumlarınızı esirgemeyin🥰

...

•İki yıl sonra•

Roseanne emniyet kemerini açtıktan sonra kucağında duran çantayı çarpraz bir şekilde omzuna astı ve oturduğu koltukta doğrularak Jungkook'un nemli dudaklarına hızlı bir öpücük kondurdu.

Bu durumdan faydalanmaktan çekinmeyen Jungkook, kızın sivri çenesinden tutup öpüşünü derinleştirdiğinde Roseanne, gülerek geri çekildi.

" Seni çok özledim." Jungkook'un dudakları büzük bir şekilde kurduğu cümleye karşı gülümsemeden edemedi. Sesi aynı bir çocuğun masumluğuna sahipti ancak belliydi ki, düşünceleri aynı masumlukta değildi.

" Büroya mı gidiyorsun?" Jungkook ellerini tekrar direksiyona yerleştirdikten sonra başını sallayarak iç çekti.

" Evet, birkaç gün içinde bitirmek istiyorum. Bu hafta içerisinde yeni çalışanlar da gelecek." Roseanne başını sallayarak Jungkook'un uzamış kahverengi saçlarını karıştırdı.

" Çok çalıştın, başarılı olacağına eminim." Nazikçe saçlarını okşamaya devam etti.

Jungkook çalıştığı bürodan ayrılıp kendi avukatlık bürosunu açmaya karar verişinin üzerinden 4 ay geçmişti ve uzun zamandır üzerinde çalıştığı bu iş, yalnızca birkaç gün sonra son buluyordu.

İşten ayrılırken de, yeni bir işe atılırken de ona cesaret veren en büyük destekçisi de Roseanne'den başkası değildi. Jungkook bu süreçte hem Roseanne'e mümkünmüşcesine daha çok aşık olmuş, hem de doğru kadını bulduğunu bir kez daha kanıtlamıştı kendine.

" Kalkmadan 15-20 dakika önce ararsan gelip alırım." Roseanne başını salladı. Bugün alkol alacağı için onu Jungkook bırakmıştı.

" Taksiyle de geçebilirim eve." Jungkook diliyle 'tch' sesi çıkardıktan sonra gülümsedi.

" Birkaç saate işimi bitirip sana yetişeceğim." Roseanne daha fazla ısrar etmedi. Jungkook'un ne denli inatçı olduğunu biliyordu çünkü.

" İlk önce eve uğrayacak mısın?" Jungkook, Roseanne'in muhabbeti uzatmasına gülmeden edemedi. Ne zaman birbirlerinden birkaç saatliğine dahi ayrılacak olsalar ikisinden biri sohbeti uzatıp dururdu. Anlaşılan o ki, bugünün şanslı kişisi Roseanne'di.

" Uğrayacağım, n'oldu?" Roseanne daha fazla uzatmamak adına kapısını açtı.

" Düzleştiricinin fişini çektiğimi hatırlamıyorum, banyoda olacaktı. Kontrol edersin." Jungkook gülümsedi. Roseanne bu sıralar biraz fazla yoğun olduğu için kafası da beş karış havadaydı.

" Ben çektim çıkarken, merak etme." Roseanne gönül rahatlığıyla jeepten indikten sonra Jungkook'a öpücük attı ve kapıyı kapattı.

Jungkook, Roseanne'in restorana girdiğini görene kadar beklediği yerden kıpırdamadı. Hatta arkadaki aracın çaldığı korna sesi bile umrunda olmamıştı.

Roseanne güvenliğe hafifçe gülümseyerek içeri girdiğinde yüzüne vuran serinlik ile gülümsemeden edemedi. Miyop gözleriyle içeriyi tararken önüne dikilen garsonla hafifçe irkildi.

moral of the story | rosékook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin