#Yeni hikayemizin ikinci bölümünden devam edelim. #
Gözlerini hafif aralayarak bir bana bir telefonuna baktı. Umursamayarak geri yatağa uzandı. Biranda beni kendine çekmesiyle irkildim. Dudaklarını alnıma bastırarak öptü. Elini karnıma koyarak elimdeki telefonuna baktı.
Ekranda bir deniz vidyosu vardı tiktok denilen şey eğlenceli ama bazen de can sıkıcı oluyordu. Karnımı okşarken "Sence bir tatile hayır der mi anne ? " dedi. Bu hareketi beni ne kadar şaşırtsa da ondan beklenmedik birşey değildi sonuçta.
" Demez " dedim sevinçle. Beni böyle görmek onu da sevindirmişti. Bu hali bana o günü hatırlatıyordu.2 Hafta Önce;
Halıya öylece uzanmış tavanı izliyorduk. Sessizce konuşmadan hatta hareket etmeden sadece susuyorduk.
" Bana senin hakkında birşey söyle birtanem hakkında bilgilerimi tazelerim belki " zamanı gelmişti sanırım o an tam şuandı. " Öyle mi ? " dedim sadece " evet öyle " dedi. Derin bir nefes alarak " Aşık olduğum adamdan bir bebeğim olacak sanırım " dedim. Tavana bakarken
" inşallah birgün bir veletimiz olacak " dedi. Anlamamıştı durumun farkında değildi. Biranda oturur pozisyona geçerek " Neee sen s-en ne dedin ? " dedi gülümseyerek " sevdiğim aptal adamın bebeğini taşıyorum " dedim. Kollarımı kavrayarak
" Hamile misin ? " dedi sevinçle başımla onaylayarak " evet hamileyim " diyerek onu tamamladım.Beni kendine çekerek sımsıkı sarıldı. Yüzündeki heycan görülmeye fazlasıyla değerdi. Öyle bir bakıyordu ki sanki doğduğu andan beri bu haberi bekliyormuş gibi yıllardır bu cümleyi arar gibi ...
Günümüzden Devam ;
Galiba tatile gidiyoruz ...
Bu konuşmadan sonra bir süre düşündük ve tatil köyüne karar verdik. Cihat hem bebegimiz için hem benim hemde insanların sağlığı için sessiz sakin bir yer olması yönünde düşünüyordu.Benimde onayımdan sonra ben ayarlarım diyerekten konuyu kapattı. Babasının şirketi olduğu için iş sorun olmuyordu. Babasını arayarak konuya giriş yaptı.
" Alo baba biz tatil köyüne gitmeyi planladık ta ben bir süre işe gelmiycem "
...
" Saol baba neyse iyi günler " diyerek kapattı. Ben meraklı gözlerle ona bakarken babasının söylediği şeyi bana birebir tekrar etti." Tamam oğlum gidin. Torunuma dikkat edin istediğiniz kadar da kalın birşeye ihtiyacınız olursa hemen arayın beni . " diyerek gülümsedi.
" Tamam o zaman hadi git de bana jelibon getir " dememle suratı düştü. Sevmediğini böyle şeylere alışık olmadığını biliyorum ama yapacağım birşey yok.
Geri cayarak ayağa kalktım. Kapıya yöneldim. Elimi tutan adama bakarak gülümsedim.
" Sen otur neyse ben getiririm " başımı sallayarak " hayır ben giderim oradan da dışarı çıkacağım " dedim.
Mutfağa gelince iki paket jelibonu bir tabağa boşaltarak salıncakta oturan baş belamın yanına oturdum.
Ben jelibonu içtahla yerken o sadece beni izliyordu. " Yesene " dedim sadece o sırada dudaklarımın arasına aldığım jelibona bakarak dudağını dudağıma nazikçe değdirdi ve dudaklarımın arasından jelibonu alarak geri çekildi.
Elimi ağzıma koyarak " ne yapıyorsun ya " dedim. Gıcık bir tavırla yüzünü sırıtma kaplarken " sen ye dedin " dedi. Dudagımı silip " bunu kasdetmedim ki ben " diyerek kızgın bakışlarımı ona yollarken jelibonu da mideme yolladım.
Beni gülümseyerek izlerken bir yandan da sırıtıyordu. O sırada atışa atışa bize dogru gelen şapşiklere bakarak somurttum.
" Bir kahve yapsan canın mı çıkar lan " onur elaya bağırmaya devam ederken ela ise umursamaz bir tavırla bize dogru geliyordu.