Bölüm 11

17 1 0
                                    

Ataç'ın Ağzından ;

Saat on iki olmuştu ela hala kalkmamıştı bir türlü neyse dügüne vererek biraz daha bekledim.

Saat on iki buçuga gelmiş ama ela yine kalkmamıştı yeter artık diyerek ayaga kalktım. Odaya girdigimde bir bacagını yorganın üstüne atmış yatıyordu. Sürahiden bir bardak su doldurarak kafasından aşağı döktüm.

Öyle bir tepkisi oldu ki küfür ederek kalktı
- Allah belanı versin ibnee !
- Akşam oldu kalkmaya niyetin yoktu bende kaldırdım ne var ?
- Mal böyle insan kaldırıldıgı nerde görülmüş
- Şimdi görülmüş oldu
- Çık git şurdan
- Gitmezsem ne yapabilirsin ? Yine vazolara mı yazık olur
- Neden olmasın
Dedigi gibi köşeden eline geçirdigi ilk vazoyu üzerime fırlattı
- Uyuyoruz ya hayvan ne diye uyandırıyorsun
- Saat ok iki buçuk
Üstünde ki gecelikle önce dolaba sonra banyoya yöneldi. Yolunu kapatarak " nereye " dedim. Sahte bir gülümsemeyle " banyoya " dedi.
- Bende geleyim mi ?
- Siktir git
Beline yapışarak kucakladıgım gibi aşağı indirdim. Masaya oturtarak karşısıdaki yerimi aldım.
- Ne yaptın sen ?
- Önce kahvaltını yap
- Daha sonra yapardım
- Uyku ugruna saatlerdir yatıyorsun açlıktan ölmeden ye
- Off tamam ya  allahtan bi uyumuşum haa
-  Uyumasaydın ben mi dedim sanki

Uzun bir sessizlik oluştu yemegini yiyerek ayaga kaktı ve gitti. Bende kalkarak çalışma odama geçtim.

...

İşlerimi hallettikten sonra odadan çıktıgımda salonda koltukta ters yatan elayla karşılaştım. Ayakları yukarıda kafası aşagıda film izliyordu.

Yanına yaklaşınca korkuyla sıçradı " mal korkuttun " sinirle kaşlarımı çattım sabrımı sınıyordu resmen " Ela beni sinirlendirme kelimelerine dikkat et kendin için bunu yap "
" Allahalla öyle mi ? "
" Öyle "
Yüzüme yedigim yastıkla ters başına yumuşak bir şekilde elimdeki yastıkla yapıştırdım.

Oda o taraftan ucunu yakalayınca birden yastık yok oldu kar gibi üstümüze yagmaya başladı. Birbirimize şaşkın şaşkın bakarken kapı çaldı kim olabilirdi ki öglen öglen ... bu haldeyken

" Kim ki ? "
" Bende bilmiyorum "
" Açsak mı ? "
" Bu haldeyken mi ? "
Verecek bi cevabı olmayınca sessiz kalmayı tercih etti.
" Önemli biriyse "
" Kim gibi ? "
" Arzu yada cihat gibi "
" Bekle ögrenelim "

Güvenligi aradım direkmen
- Kimdi gelen ?
- Yan komşuymuş hayırlı olsuna gelmiş
- Ee gitti mi ?
- Evet efendim müsait olmadıgınızı söyledim
- Tamam saol
- Önemli degil ataç bey

Telefonu kapatarak cebime attım. Ela da merakla kolumu dürtüyordu
" Kimmiş ögrenebildin mi ? "
" Yan komşu "
" Niye gelmiş ? "
" Hayırlı olsun'a "
" Pehh hayırlı olsuna mı hiç gülesim yoktu "
" Komik değil "
" Ataç bilmem farkında mısın gerçek bi evlilik değil bu mecburi sadece "
" Ela farkındaysan evliyiz karı kocayız bnu kabullen "

Merdivenlere yöneldiginde ilk basamakta durakladı " allahını seversen yapma ya senden koca mı olur kalas " birşey dememe fırsat vermeden çıktı gitti .

Bazen birşey söylemeni beklemeden çıkar gider insan neden biliyo musunuz ? Alacagı cevabı duymamak için bu korktugu içinde olabilir duymaya tahammül edemedigi yada gerek duymadıgı için ...

Herkes bir değildir asla hiç kimseyi birbiriyle kıyaslamamak gerekir en dogrusu budur her açıdan.

Sinirle nefes soluyarak bahçeye çıktım.

Ela'nın Ağzından ;

Olmayacagını bile bile zorluyordu belki bir şans istiyordu evet ama bogazıma yapışan birine şans veremezdim bu sahte zoraki bir evlilikti ve hep öyle kalacaktı.

UYUZ KOCAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin