İçimiz hiç rahat degildi sanki baskı var gibiydi bize birşey söylemiyordu. Ama gülüyordu ataçın yanında. Ben düşüncelere kapılmışken belime dolanan cihatın koluyla kaşlarımı kaldırarak ona döndüm.
" Ne yapıyorsun ? "
" Sarılıyorun ne var ? "
" Milketin önünde sarılma bana "
" İşte o imkansız sevdigime sarılırım ben milleti insanı asla takmam "
" Aman taksan şaşarım " biz beklerken alkış sesiyle ikisi de sahnede belirdi. Birbirlerine bakıp somurtuyorlardı sadece.Dans müzigi başlayınca oturamadan dansa başladılar. Ataç sahiplenmiş gibi sımsıkı ellerini elanın beline yerleştirmişti. Elaysa ellerini emanet gibi koymuştu omuzlarına.
Cihatın elini uzatmasıyla bunu beklermiş gibi hemen elini tutarak sahneye adımladım. Tamda onların yanına geçtik bizi görünce ikisi de hafif gülümsedi.
" Etrafına bakmayı keser misin ? " köşede tek başına oturan koyu yeşil gözlü bir çocuga takılmıştı gözüm. Çok güzel gözleri vardı.Yeşilin ayrı bir tonu vardı gözlerinde belki cihattan önce görmüş olsam gözlerine tutulabilirdim. Gözleri aynı ... ataçın gözlerine benziyordu.
" Bitanem " cihatın ikazı üzerine ona çevirdim gözlerimi. " Efendim " sinirlendigi alnında çıkan damardan fazlasıyla belli oluyordu. Yaklaşarak omzu ve başı arasında ki boşluga koydum başımı ellerimi de beline doladım. Dans ederken kulagıma söylenmeyi de ihmal etmiyordu. " Kurtuldum sanma sakın " ben ses etmeyince hafif egilerek gözlerime baktı uzunca. Sonra çenesini başımı üstüne koydu.Dans bitince bir oyun havası başladı herkes coşkuyla neşeyle oynamaya başladı. Buna cihat ve ataç da dahildi. İkisi karşılıklı oynıyorlardı.
Ben masada otururken o yeşil gözlü çocuk yanıma yaklaştı. Sandalyeyi çekerek oturdu.
" Merhaba " cevap verip vermemekte kararsız kalsam da insanlık hali dedim içimden. Uzatmamak için başımı salladım sadece. Malum böyle şeylerde bir sohbet açılıyor ya hani , dügünde kavga çıksın istemem.Cihat yanıma gelene kadar bana baktı durdu.
" Bitanem " ayaga kalkarak onu buradan biraz uzaklaştırdım. Bir köşede sımsıkı sarıldım kokladım. Aklımda cihattan başka hiçbir erkege yer yok ...Gelin masasının tam önünde ayakta dikiliyorduk. Başım cihatın omzunda onun eli ise benim belimde.
Nikah zamanı gelmişti ikside masada solgun solgun oturuyorlardı. İkisininde cevabı aynı oldu ama. Ela biraz düşünceliydi bize baktı daha sonra da ataçın gözlerine gülerek " evett " dedi.
Nikah memuru elanın eline verdi nikah cüzdanını. İkisi de ayaga kalktı ataç duvagı kalkırarak uzunca öptü alnından onu. Sonra takı töreni derken zaman geçti gitti zaten.Davetliler yavaş yavaş gidiyordu. Üstüme agırlık çökmüştü heran uyuyacak gibiydim. Cihatın koluna iki elimde sarıldım.
" Uykun mu geldi ? "
" Galiba " dedim sersemce
" Tamam güzelim gel bakalım benimle " köşede kına organizasyonlarında kullanılan koltuklardan vardı. Allahalla kim koymuştu ki bunu buraya. Aman her neyseKoltuga gelince yan yana oturduk başımı gövsüne yasladım bedenim uykuya yavaş yavaş teslim oluyor gibiydi. Aklımda kalan o soruyu sordum cihata
" Bu koltugun burada ne işi var ? " gülümseyerek alnıma buse kondurdu.
" Kocan fazla düşünceli diyelim " dedi. Ne yani bunu omu ayarlamıştı.
" Anlamadım sen mi ayarladın ? "
Saçımı okşayarak " senden başka düşündügüm hiçbirşey yok rahatını ve her ihtimali düşünmem gerekiyordu" dedi.Yazar'ın Ağzından ;
Arzu huzurla kocasının gövsünde uyurken ela korkular içindeydi aklı sorularla doluydu. ' Ne olacak ? Bundan sonra ne yapacagım , şimdi ne yapmam gerekiyor ? Gibi birçok soru vardı.
Ataç hiçbirşeyi önemsemiyor akışına bırakıyordu. Aklında sadece birşey vardı eve gittikleri anda kapıları kilitleyecek kimsenin elayı üzmesine izin vermeyecekti asla. Onun korkularının gerçek olmayacagını ona göstermek istiyordu. Ama ne kötü ki bu sadece elayı düşündügü içindi ona dair en küçük his bile yoktu içinde.
Ataç elaya döndü yavaşca
" Artık gidelim mi ? " dedi salonda kimse kalmamıştı cihatda arzuyu kucagına alıp gitmişti zaten.
" Tamam " dedi korkarak tatlı kız
Yürürlerken ataç elanın gözlerinin derinliklerine bakarak " Korkmana gerek yok geçmişi unut bu saatten sonra seni karımı herşeyden koruycam " dedi.Ela ona inanmak istemiyordu başını dikleştirerek " Benim korunmaya ihtiyacım yok. Eğer çok korumak istiyorsan kendinden koru !!! " diyerek emin adımlarla arabaya bindi.
Ataç yumrugunu sıkarak arabaya binerek yanındaki yerini aldı. Şoförün gelmesiyle eve sürdü arabayı.
Cihat arzuyu arabadan indirerek kucagına alarak eve giriş yapar. Bitanesini yataga bırakarak battaniyesini örter üstüne. Kendi ise üstüne degişerek çalışma odasına geçer. Canı arayarak iki tane adamı elayı takibe göndermesini söyler.
- Neden ben anlamadım
- O mutlu degildi numara yapıyor ani olan bu evlilikte birşeyler var
- Peki hemen ayarlıyorum
Telefonu kapatarak yarım kalan işlerini tamamlamaya koyulur.Yaklaşık yarım saat sonra da arzunun yanına giderek elini beline dolar. Onunla derin bir uykuya dalar. O arada da elayla ataçın halini düşünün artık ...
" Lan git başka odaya ! "
" Beraber kalmamız gerekiyor "
" Ataç bana kafanı kırdırtma çık odadan yoksa vazolara yazık olacak "
" Ela beni sinirlendirme yat zıbar ! "
" Allah allah yatmazsam nolurmuş ? "
" Onu o zaman görürsün "
" Seni görmek istemiyorum lan ! " ataçın sinirleri tepesine çıkarken elada burnundan soluyordu. Korku yerini sinire devretmişti artık.
" Düzgün konuş benimle haddini aşma ! " ataçın üstüne basa basa söyledigi sözler üzerine ela suamayı tercih ederek uzatmadan üstünü degişerek yatağa yatarak yorganına sımsıkı sarılarak uykuya teslim olur.Ataç kızgınlıgını nasıl atacagını bilemeyince üstünü çıkararak köşeye atar ve şortunu giyerek elanın yanına uzanır.
İkililer uykunun tatlı yerindeyken gecenin zifiri karanlıgında elanın babası kontrol için eve gizlice girer. Evi biraz gözden geçirir ve onların odasına giriş yapar. İkisine bakar ataçın köşeye attığı kıyafetlere elanın askıya astıgı gelinlige bakarak kısa birşey söylenerek evden çıkıp gider.
" Kızgınlıgınız kalıcı degildir. Elbet saadetiniz yakındır ... "
Görüşmek üzere ... 👋😘