"Konuşacağız Nefes."
Kapıya doğru gidecekken kolumdan tutarak beni alıkoydu.
"Konuşmadan hiçbir yere gidemezsin. Şimdi beni dinle Nefes. O günkü saçmalık neydi öyle?"
Başımı eğdim sadece. Ne diyebilirdim ki? Onu yüzüstü bırakmış sayılırdım ne de olsa.
"Nefes, neden yaptın bunu? Susarak sorularıma bir cevap olmuyorsun."
Susmaya devam ediyordum. Acizliğimden susuyordum, çaresizliğimden... Ne diyecektim ona. Seni seven biri var o yüzden ben aradan çekiliyorum mu, diyeceğim?
"Bana cevap verecek kadar bile değer vermiyorsun. Bir cevabı bile hak etmiyorum senin için sanırım. Peki Nefes."
Hızla odadan çıkarken gözlerimden yaşlar süzüldü. Bacaklarım beni ayakta tutamadığı için koltuğa oturdum. Ellerimle yüzümü kapadım. Ona bunu yapmak istemiyordum. Ama onu seven biri vardı ve onu hak ediyordu. Beni değil...
"Nefes gel- Nefes?!"
Sırma'nın sesi ile nemli gözlerimi kapıya çevirdim. Kapıyı kapatıp hızla yanıma geldi.
"Nefes ne oldu? Neden ağlıyorsun kuzum?"
Omuzlarımı silkip başımı eğdim.
"T-Tahir."
Dedim kekeleyerek.
"Tahir'e bir şey mi oldu? Yoksa sana mı bir şey yaptı? Söyle çabuk Nefes."
Başımı sağa sola salladım.
"Hayır, biz kavga ettik biraz."
"Neden? Ne oldu?"
Baştan sona her şeyi anlattım Sırma'ya. Kollarıyla sardı bedenimi.
"Siz çok güzel olacaksınız. Boşver takıntılı kuzeni. Tahir zaten onu sevmediğini söylemiş sana. Daha kafana takmana gerek yok ki?"
Yüzümü ellerimin arasına alıp derin bir iç çektim.
"Bilmiyorum Sırma."
Sırma'yla beraber kafeteryaya çıkıp bir şeyler aldık. Biz onları yerken yanımıza Poyraz, Oğuz, Öykü ve Özge geldi.
"Selam!"
Dedi Öykü o şen şakrak sesiyle. Gülümsedim ona.
"Selam."
Onun aksine benim sesim ruhsuz gibi çıkmıştı. Biz sohbet ederken girişte Tahir'i gördüm. Belki bir kez olsun kalbimi dinlemeliydim. Mantığımı bırakıp duygularıma yönelmeliydim. Hızla kalktım masadan.
"Siz devam edin. Ben geliyorum."
Onların söylediklerini duymadan Tahir'e doğru ilerledim. Şu an herkese sağır, herkese kör olmuştum ve sonunun ne olacağını bilmediğim bir şeye doğru ilerliyordum. Yanına geldiğimi fark etti. O ağzını açacakken elinden tutup sürükledim onu. Gözden uzak bir yerde durdum. Kimse yoktu burada. Konuşmasına izin vermeden dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Birkaç saniye sonra avuçları yüzümü buldu. Öpüşlerime karşılık vermeye başladı. Her yerim alev alev yanıyordu. Bir eli yanağımı okşarken, diğer eli belimi bulmuştu. Saç diplerini çekiştirdim yavaşça. Nefesimin yetmediğini anlayınca ayırdım dudaklarımızı. Alınlarımız birleşti. Sadece birbirimize baktık. Hiçbir şey demedik. Gözlerimiz konuştu. Kızaran dudaklarına baktım. Dayanamayıp tekrar bastırdım dudaklarımı. Gerilen dudaklarından güldüğünü anladım. Geri çekildi. Sarıldım sıkı sıkıya. O da sardı beni sıkı sıkı. Şu an dışarıdan biri görse bizi 'birbirlerine çok aşık olmalılar' diye geçirirdi içinden.
"Nefes'im."
Dedi dolu dolu. Daha da sarıldım boynuna. Ellerini yanlarıma koyup geri çekti beni. Kahvelerini, yeşillerime değdirdi.
"Seni seviyorum."
Dedim kısık bir sesle. İnanamamış gibi uzun süre baktı gözlerime. Araladı dudaklarını ardından
"Bende... Seni seviyorum."
Gülümsedim. Elimi tuttu. Nereye gittiğimizi anlamadım başta. Sonradan benim odama gittiğimizi fark ettim.
"Sen eşyalarını al. Bende alıp geliyorum."
Nedenini sormadan, itiraz etmeden dediğini yaptım. Birkaç dakika sonra ellerimiz birleşti tekrar. Hastaneden çıktık. Nereye gittiğimizi bilmiyordum. Ama gidiyordum. Onunla her yere gidebilirdim.
Selam! Uzun zamandır yoktum ve uzun zamandır bölümde yoktu. Bölüm sizce nasıl olmuş? Seviliyorsunuzz ❤️
![](https://img.wattpad.com/cover/198246800-288-k542437.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nöbet Aşkım/Texting
Novela JuvenilHiç tanımadığın biri. Anonim olarak sana "seni seviyorum." yazsa ne yapardın? Hiç bir şey. Tam olarakta böyle başladı herşey. Tanımadığım bir numaradan mesaj gelmesiyle. Bana "seni seviyorum" demesiyle hiç bir şey yapamamıştım. Ne onun kalbinden ken...