Yazardan...
Turgut, kafasını yastığa yaslayıp uyumaya çalıştıkça beceremedi. Ayşe'nin o küçük dudaklarından akan cesur sözler, kıskanması, ona kafa tutması, uzun siyah saçları, elaya kaçan kahverengi gözleri, bakışlarındaki o manalar bir bir kafasında canlandı.
"Olmayacak duaya amin denmez be amca kızı. Kendine yazık etme..." fısıldadı kendi kendine.
Onun için çok büyük bir sorun vardı. Aralarındaki yaş farkı!
Ayşe 20 Turgut 27 yaşındaydı. O kıza nasıl yan gözle bakabilirdi? Kendine bu durumu yakıştıramazdı.
Çok sert çıkıştığının farkındaydı ancak şimdi kalbini kırmazsa daha sonra daha çok kırılacaktı. Birbirlerine uygunlar mıydı? Olmadıklarını düşünüyordu.En son uyuyamayacağını farkedip yataktan kalkıp koltuğa oturdu. Sigarasının ucunu ateşe verip çakmağı yerine geri bıraktı. Hava aydınlanmak üzereydi ama hâlâ kendini sorguluyordu. Çok mu ileri gitmişti?
2 gün sonra.
Ortalığı toplayıp işini bitiren kızlar konağın avlusunda oturmuş kahve içiyorlardı. Hiçbirinin tam olarak keyfi yoktu. Hazan'ın dizine başını yaslayan Ayşe daha bir sessizdi biraz toparlanmış hissetse de hâlâ neden itiraf ettim diye kendini yiyip bitiriyordu. O kendini biri uğruna ezdirmezdi asla.
Söz konusu aşkı bile olsa.
"Ayşe artık abimle ortaklar buraya gelip gidecekler ve..."
Ayşe direk sözünü kesti.
"Benim için artık sıradan bir insan bunu sorun etmiyorum."
Ona hak ettiğini kesinlikle verecekti.
Onlar kendi arasında tartışırken Ceylan keyifle gülümseyerek Mir'in ona attığı mesajları okuyordu.
"Nasılsın?"
"Eğer müsaitsen ve sende istersen buluşalım mı?"
"Çiçeklerden konuşuruz. Çok sevdiğin çilekli sütü de alır getiririm. Gelir misin o zaman?"
"Görüldü yedim sanırım. Tamam gelmek istemiyorsan gelmeyebilirsin. Ama ben gül bahçesindeki duvarın arkasında bekleyeceğim. Gelmezsen de canın sağolsun."
Ceylan son mesajı okur okumaz geleceğini belirten bir mesaj yazdı. Onu tanımak, onunla vakit geçirmek istiyordu. Düşüncesi bile heyecanlandırıyordu.
Sara ve Gaye'nin ona baktığını görünce telefonunu kapattı. Çünkü kızlar şüphelenip şaka niyetine bile elinden alabilirdi dillerinden düşemezdi bir daha.
"Hayırdır Ceylan ne bu keyif?" dedi Sara.
Ceylan yakalanmış olmanın verdiği panikle ayağa kalktı.
"Ben komik video izledim de ondan şey..."
"Bir şeyler yazıyordun." dedi Gaye bu sefer.
"Yazmadım ben bir şey."
Eli ayağı birbirine dolana dolana oradan ayrılıp odasına gitti.
Kırmızı çiçekli elbisesini giyip saçlarını taradı beline kadar uzanan saçlarının bir tarafına kırmızı küçük bir toka tutturdu. Dudaklarına hafif bir pembelik verdi yanakları zaten al aldı.Çiçekli sandaletini de giyince hazır olduğuna karar verdi.Pencereden bir süre aşağıdakileri izledi. Herkesin oradan gittiğini görünce yavaşça odadan çıkıp merdivenleri indi.
Kapıyı açtığı gibi konaktan dışarı çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖZLERİNDE BİR HÜZÜN ŞEHRİ
Fiction générale"Gülmüyor. Ne yaparsam yapayım gülmüyor. Derdi ne bilmiyorum! Ne istiyor, neden böyle yapıyor? Hiçbir şey gelmiyor aklıma!" "Seninle zorla evlenmedi diye biliyorum?" "Hayır. Böyle bir şey mümkün değil ben beni istemeyen bir kadınla zorla evlenecek d...