▪︎Bölüm 3▪︎

77 13 7
                                    

"Hoş geldiniz Cellat Bey" dedi kahverengi deri koltukta hafiften ayaklanan kadın. Cellat abi gülümseyerek elini sıktı. Kadın sonra önce bana sonra abime bakıp gülümsedi.

"Hoş geldiniz" dedi ve oturmaları için işaret yaptı. Cellat abi ve abim masanın önünde ki iki koltuğa oturunca Bora, Selim ve ben de arka da olan koltuğa geçtik.

"Biliyorsunuz Ender hanım Selim ve Bora'nın okulu 2 yıl dondurduk. Tekrar başlatmak için gelmiştim." dedi Cellat abi.

"Tabii" dedi tebessüm ederek, gülse de sinsi bir kadına benziyordu. Sevmemiştim, zaten kolay kolay insanlara ısınmam da. Ender koltuğun da hafiften sola döndü. Ve bilgisayarla uğraşmaya başladı. Oda da bir kaç dakikalık sessizlik hakimdi. Ender koltuktan ayaklanıp,  arka da kahverengi raflardan dosyaları karıştırdıktan sonra aralarından iki tane dosya alıp, masaya geldi. Silindir şeklin de olan porselen kalem kutusundan bir kalem alıp dosyaları imzaladı.

"Okulumuz çok rağbet gördü. Bu sene bir de bayağı burslu geldi. Sınıflar doldu. Biz de yeni bir şube açtık. Selim ve Bora da isterlerse yeni şubeye alalım. Eğer istemezlerse eski sınıflarına tekrar koyabiliriz." dedi Ender. Müdüre bak sen 'burslu, eğer isterlerse vs.' Umarım düşündüğüm gibi öğrencileri ayırt eden insan değildir. Cellat abi Bora ve Selim'e sormadan,

"Yok sorun olmaz." dedi. Ender kafası ile tebessüm edip onayladı.

"Tamamdır 12/E de olucaksınız" dedi ve abime döndü.

"Size nasıl yardım edebilirim."

"Kız kardeşimi kaydı için gelmiştik."

"Tabii isimi?"

"Su Dinçer" dedim abim. Kadın terkar koltuğu ile hafif bilgisayara doğru döndü. Bir kaç hareket yaptıktan sonra kaşları çatıldı. Onun kaşları çatılınca benimkiler de çatıldı. Abim bana baktı tekrardan Ender'e döndü.

"Sizi de 12/E'ye alıyoruz. Ama eski okulunda sorun yaşamışa benziyorsun. Ama burada onu istemiyoruz Su." dediğin de sicilime bakmış olmalı. Çünkü 7 tutanğım vardı. Aklınıza ilk gelecek olan şey öğrencilerle kavgadır. Ama düşündüğünüz gibi değil sadece 2 tutanak kavgadan dolayı. Asıl hocalarla anlaşamıyordum. Haksızlığa gelemiyordum.
Kavga etmeyi fazla beceremiyordum ama etmiyor değildim de. Ağzım iyi kaf yapıyordu.

"Olmaz merak etmeyin" dedi abim ve bana döndü. "Değil mi Su?" dedi kurduğu cümlesine onay vermemi bekliyordu.

"Tabii" dedim yalancı bir tebessüm ederek.  Nah tabi haksızlık olsun nasıl cıngar çıkartıyorum.

"Yıllık 20.000 alıyoruz efendim. Isterseniz 4 taksite bölebiliriz" dedi Ender. Gözüm fal taşı gibi açıldı.

"Ney ney ney? 20 bin mi? biz okulu mu satın alıyoruz? çüş, yavaş gel anam" dedim birden. Evet beynim ve çenem bir birinden bağımsız hareket ediyor. Abim elini  alnına dayadı ve  başını iki yana salladı. Ben ise dediklerimin sonradan farkına varıp yerin dibine girme isteği geldi.

"Anam mı?" dedi Ender umutsuz vakaymışım gibi bakarak.

"Şey yani biraz tuzlu değil mi?"

"Sus Su sus bir kere de şu çeneyi tut" dedi abim tıslayarak. Selim ve Bora bana gülerek baktığını hissedebiliyordum ama o tarafa hiç dönmeden arkama yaslandım.

"Peşin olucak" dedi abim. Tekrardan gözüm fal taşı gibi açıldı. Peşin mi? pardon da biz bir 100 liralık pantolon alınca iki takiste bölüyoruz. Tam ağzımı açıyordum ki, beynim ile çenem ilk defa iş birliği yaparak susma kararına vardılar. 

Üstüme eşek ölüsü kadar yük bindi. Yahu ben 20 bine değmem vallaha. Ooffff oofff offf çalışıp hakkını vermem gerektiğini biliyorum ama ders çalışma isteği gelmiyor ki sikicem böyle işi.

▪︎Girişim KolejiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin