1.BÖLÜM

4.8K 57 3
                                    

Gözlerimi güneş ışınlarıyla değil gökgürültüsüyle açtım.Klasik bir Londra havasıydı.Yataktan kalkıp hemen hazırlandım.Bugün çalıştığım otele önemli Türk iş adamı gelecekti.Arabama bindiğim gibi ”Paradise”otele geldim.Resepsiyonda Sandra vardı.
“Hello Sandra”
“Hello Ahu”
Ofisime geçip evraklara göz attım.Otelin Halkla ilişkiler müdürüydüm.Sandranın odama girmesiyle misafirlerin geldiğini anladım.Onları ben karşılayacaktım.Resepsiyonun önüne geldiğimde 1.90 boylarında esmer dalyan gibi bir adamla karşılaştım.Çok yakışıklıydı.Hemen yanına gidip elimi uzattım.
“Welcome Welcome, Mr. Saraçoğlu, public relations manager Asu Yıldırım.(Hoşgeldiniz Saraçoğlu ben halkla ilişkiler müdürü Asu yıldırım)

Arslan Bey şaşırarak türkçe
“Türk müsünüz”
Gülümseyerek
“Evet”diye cevap verdim.Arkasındaki adam da elini uzattı.
“Ben de Saraçoğlu Holdingin genel müdürü Burak Özdemir”
Elini sıktım.
“Memnun oldum.Size odalarınıza kadar eşlik edeyim”
Beraber asansöre bindik.Arslan beyin gözleri üzerimdeydi.20.kata geldiğimizde asansörden indik.Elimdeki kartla bir tane odayı açtım.
“Burası sizin Burak Bey”diyip kartı uzattım.Direk odasına girdi.Arslan Beyin de odasını açıp kartı verdim.

“Biraz dinlenin isterseniz,bir şey olursa telefondan 345 e basmanız yeterli direk bana bağlanırsınız”

“Teşekkür ederim Ahu hanım”diyip odasına girdi.

Geri asansöre binip mutfak katına indim.Baş chef Alex direk yanıma geldi.
“Buyurun Ahu Hanım”(Buraları ingilizce hayal edin.İngilizcem buraya kadar)

“Türk müsterilerimiz için hazırlattığım baklavalar hazır mı”

“Hazır Ahu Hanım”

“Akşam yemeğinde onu sunacaksınız tamam mı”

“Tamamdır”

Geri ofisime döndüm.Bu otelde tam 5 yıldır çalışıyordum.Aslında Türkiyede doğup büyümüştüm üniversiteyi de orada okumuştum ama üniversitedeki hocam beni çok sevdiği için yurt dışında bana bjr yer ayarlamıştı.Orası da buraydı.İngilizleri seviyordum ama kendi soyundan birilerinin olması,onları görmek bana ülkemi özletmişti.Derin bir nefes aldım.Ailemi üniversite 3 yılda kaybetmiştim.Trafik kazasında ondan sonra da İngiltere gelmek daha cazip gelmişti bana.

Bilgisayarımı açıp diğer işlerimi yapmaya başladım.Akşam yemeği vakti gelince yemek salonuna gećtim.Açık büfeyi gezerken eksik var mı diye kontrol ettim.Sonra karşımda Arslan ve Burak beyi gördüm.

“Merhaba”diyerek onları selamladım.Arslan bey tebessüm ederek

“Merhaba”dedi.Burak beyde aynı şekilde selamını verdi.

“İstediğiniz başka bir yemek olursa lütfen söyleyin”

“Her şey harika Ahu Hanım,ilginiz için teşekkür ederim”

Ne kadar kibar bir adamdı.Acaba evli miydi.Kaç yaşındaydı.Ne düşünüyordum ben böyle

“Rica ederim.Size afiyet olsun”

Diğer müşterilerimi görünce onlarında yanına uğradım.Salon yavaştan dolmaya başlıyordu.Bende kendime bir tabak hazırladım.Boş bir masa ararken Arslan Bey elini kaldırdı.

“Ahu Hanım bize katılın lütfen”

Bunun ne kadar doğru olduğunu düşünürken ayaklarım çoktan masaya gitmişti.Arslan Beyin karşısına oturdum.Masaya şarap bile söylemişlerdi.Arslan bey bana da bir kadeh doldurdu.

“Teşekkür ederim”diye gülümsedim.Masada sessizlik hakimken Burak Bey kalktı.

“Yol beni mahvetti ben yatayım size iyi eğlenceler”diyip odasına çıktı.Masada Arslan Beyle başbaşaydık.Çok yakışıklıydı.Bakışları üzerimdeydi.

AŞK GÜLÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin