12. BÖLÜM

60 18 4
                                    

Saat epey geç olmuştu. Emir dayımı aradığı sırada dayımın henüz işlerinin bitmediğini anladım. Çünkü mevzuları tamamen spor salonu ve öğrencilerdi. Emir telefon görüşmesine devam ederken başımı öne doğru eğip gözlerimle görüşürüz dercesine tebessüm ederek odama çekildim. Merdivenleri yavaş yavaş çıkarken yaşadıklarımdan günümün çok hızlı geçtiğini düşündüm. O kadar uykuluydum ki son basamağa hiç gelmeyecek gibiydim. Odama girer giymez huzurlu yatağıma kollarımı kocaman açarak attım kendimi tıpkı küçüklüğümdeki gibi...

Sabah telefonuma gelen bildirim sesiyle uyandım. Bildirim Yasemin'den gelmişti.

Yasemin: Kahvaltıya bekleniyorsunuzzz!

Dolabımı açıp ne giyeceğimi düşündüm. Düşündüm...Düşündüm...
Sonunda mor çiçekli dizimin üzerindeki şifon günlük elbiseye karar verdim.
Bu kıyafetime ev topuzu olmaz ama kahvaltıya geciktiğimi düşünürsek...Eveet! Ev topuzu yaptım.
Evdeyken saçları gelişigüzel topuz yapıp bağlayınca Hollywood artisti, dünya starı gibi şahane duran,
bir yere gidecekken yapılsa berbat duran, 1 saat ugraşsan aynı sonucu alamayacağınız topuzdur. Gitmeden önce tekrar aynadan bakınca bu düşüncem ispatlandı.
Aşağıya indiğimde çok mutlu hatta fazla mutlu bir aile tablosuyla karşılaştığımı söyleyebilirim. Müthiş özenle hazırlanmış bir kahvaltı masası, 3 adet sırıtan surat... Daha ne isteyebilirdim ki...
" Ooo... Günaydınlar gucur hanım biraz daha geç inseniz Eyüp Belediyesi, Yeter artık uyandırın şu kızı! diye anons geçecekti" Emir' de Eyüp Belediyesinin anonslarına sarmıştı. Şu belediye muhabbetini seviyor olmalıydı. Güzel bir sabah soğuk bir espiri fakat tebessüm etmeliyim diye geçirdim içimden...
*" Herkese günaydın nasılsınız bakalım ?
Dayıcım yüzünü gören cennetlik..." diyerek kocaman öptüm. Her sarıldığımda huzur kokuyodu tıpkı annem gibi.
Yaseminede minik bir buse kondurduktan sonra masaya geçtim. Kahvaltımızı güzel sohbetler eşliğinde bitirdikten sonra dayım ve Emir spor salonuna antremana gittiler.
Evde benle Yasemin dışında kimse olmadığına göre  artık dün aldığımız o ürkütücü mesajı konuşabiliriz diye geçirdiğim sıra Yasemin, sevinç çığlıkları atarak odadan bana doğru koşturmaya başladı.
" Kadir geliyoo... Biliyordum beni burda bırakmaya gönlü razı olmazdı  " diyerek boynuma atladı. Kadir'i pek sevmezdim. Bana herhangi bi kötülüğü olmamıştı fakat bana samimi gelmezdi hiçbir zaman...Gelsin bakalım Çok bilmiş adam.
" Ama Aslı hala o endişeyi üzerinden atmış değil biliyor musun ? "
Bazen bu kız neden böyle diye çok geçiriyorum içimden ama hiç bir zaman yanıt alamıyorum. Herhalde endişelenecek çok normal değil mi ?. Bazen o kadar normal karşılıyor ki bazı şeyleri sanki çoçuk bir cinayete tanıklık etmemişte şu son dönemlerde fazla popüler olan adını hatırlayamadığım savaş oyununda karşı tarafı mağlup etmiş gibi konuşuyordu...
* " Dün sana atılan mesajdan bahsettin mi peki ? "

" Evet tek başımıza dışarı çıkmamamız gerektiğini söyledi gelince detaylı bir şekilde bakacağız dedi "

* " Bizim çok dikkatli olmamız gerekiyor. Kadir' in gelmesini beklemekten başka bir yolumuzda yok zaten."
Bu olayın nasıl bir aşamada olduğunu bilmiyorum fakat tekrar tekrar o mesajın gözümde canlandığını ve daha da ciddiye almamız gerektiğini biliyorum.
Ama Yasemin madem bu kadar mutlu bugün çok güzel geçsin istiyorum tam anlamıyla gün sonunda kendimizi yatağımıza attığımızda oh be güzeldi denilsin istiyorum.
Direk mutfağın yolunu tuttuk.Ben türk kahvesi yaparken Yasemin hazırladığı abur cuburlarıda alıp müthiş manzarası olan balkonumuzda en güzel köşeyi kapmıştı bile... Kahvelerimizi yudumlarken ikimizde anlatılmayacak kadar huzurluyduk. Çünkü kimi arkadaşlıklara, dostluklara göre güzel gün geçirmek denince farklı sosyal aktiviteler akla gelebilirdi. Fakat şuan içinde olduğumuz durum bizim için en güzel aktiviteydi diyebilirim.
Her kahve içtikten sonra düzenli olarak eğlence amaçlı kahve falı bakardık.
Yasemin gülerek her defasında yanlış bir yöntem uyguladığımızdan dolayı  fallarımızın doğru çıkmadığına inanarak bu defa farklı bir yöntem denemeye karar vermişti.
" Şimdi fincanı ters çeviriyoruz ters çevirirken de "Kahve-i pir kalbime gir, kalbimden çık falıma gir" diyerek dilek tutuyoruz. Bunu yapmak, fal bakmaktan belki de daha mühimmiş öyle yazıyordu yani. " diye ekledi Yasemin. Ara ara gülmekten anlatamaz halde olsada sonunda Yasemin'i anlayabildim.
Dediklerini aynen uygulayarak soğumaya bıraktık. Soğumasını beklerken Yasemin, Kadir'i arayacağını söyleyerek diğer odaya geçti. Bende yanlız başıma kalınca aklıma ailem geldi. Annem şimdi gördün mü gitti oralara unuttu diye günlerdir konuşuyodur diye düşünerek aradım. Ki düşündüğüm gibide oldu herkesle bi kaç cümle konuştuktan sonra kapadım. Onların sesini duymak beni hiç olmadığım kadar mutlu ederdi. Fincanlarımız soğumuştur diye düşünerek dokunduğum esnada kapı çaldı.

* " Yasemiiiiin..."
* " Kapıııı..."
* " Yasoo..."
Yok yok duymaz ki şimdi. Dış dünyayla bağlantıları kesmiş tam anlamıyla otuz iki dişiyle sırıtarak, bir bacağı kanepenin en tepesinde , öteki bacağı yerde iken saçıyla oynarken hiç bir arkadaşınız tarafından dikkate alınmazsınız. Neden ? Çünkü... Bu hanımefendilere " Leyla " denir.
Hiçte sevmem diye dudağımı büzerek kapıya doğru ilerledim. Kapı aralandığı esnada nerdeyse benim iki katım yüksekliğinde olan kapıya doğru yaslanan kolu görünce Emir olduğunu anladım. Yanılmadım Emir'di.
" Selam gucur dünden kalma bir kaç parça kıyafet olcaktı buralarda" diye kolunu başımın üstünden geçirerek içeri girdi. Kısa boylusun anla işte demenin kibar haliydi sanırım...
Kahve kokusundan olsa gerek direk oturduğumuz balkona girerek yerime oturdu.Yasemin' e kafasını yere doğru eğerek selam verdi. Selamlaşma şekilleri her daim farklı olan biriydi bayımız. Yasemin'in de konulan kabın şeklini almakta üstüne yoktu. Oda elini kalbine doğru koyarak kafasını eğdi. Ardından tabiki kahkaha attık. Çukur dizisinden fırlamış iki karakterle bir aradaydım sanki...
" Napıyorsunuz bakalım? "

" Filmin en heyecanlı yerinde geldin diyebiliriz fal bakıyorduk. "  diyerek fincanını kaldırdı Yasemin.
Emir " İnanmayın şunlara ya boş şeyler " diyerek fincanımı kısa bir süre inceledikten sonra çevirdi. Yüzünde eksik olmayan tebessümüyle ve ela hareleriyle fincanımın her noktasına baktı. Baktı ve baktı...
Sonra bana dönerek
" Gucur hanım sizin içiniz kararmış "
Diyince hep birlikte kahkaha tufanına girdik. Yasemin gülmekten duvarları yumrukluyor. Deli bu kız diye geçirdim içimden...
Devam etti.
" Ama çok yakın bi zamanda bu iç kararma olayı kalmayacak "
Yasemin tekrar kıkırdamaya başladı.
Devam etti.
" Lütfen konsantrasyonumu bozmayın hanımefendi.... Biri var... Alnınızdan öpüyor bu kişiiiii... diye uzatırken gözlerini bir saniye benden ayırmadan konuşuyordu. Ve olayın ilginç tarafı ne biliyormusunuz? İstanbul' a doğru yola çıkarken aklıma gelen rüyamı anlatmıştı. Rüyamda da biri vardı. Alnımdan öpmüştü. Adınıda duymuştum ama hatırlayamamıştım. Bu zamana kadar eğlence amaçlı her fal baktırdığımda duyduğum klişelerin ardından bunu duymak ve bunu bir erkekten duymak beni hiç düşünmediğiniz kadar şaşırtmıştı.
Sanki rüyamdaki kişi Emir miş ve bütün bunları söylemesindeki sebepte o kişi olduğundan dolayıymış gibi... Tek bir kelime dahi konuşmasına izin verirsem rüyamın devamını getirebilir düşüncesiyle aslında açıkçası cesaretim olmadığından fincanı elinden alıp
* " İnanmayın şunlara boş işler diyene de bakın "  diyerek şu uzayan fal konusunu kapatmak istemiştim.
" Fallarda genel olarak kullanılan tabirler bunlar fakat erkeklerinde bu konuya hakim olduklarını bilmiyordum" diye gülerek ekledi Yasemin.
Devam etmesine fırsat vermediğimden olsa gerek Emir 'de fazla uzatmadı.
" Dediğin gibi bilindik şeyler" derken tekrar gözgöze geldik.
Bu Emir' in dediği gibi bilindik bir şey olamazdı. Bu Yasemin'in dediği gibi genel olarak kullanılan tabirlerde olamazdı. Bu denli yorumlanamazdı. Söyledikleri karşısında tam anlamıyla şoka uğramıştım.
" Neyse kızlar siz eğlencenize devam edin ben bir kaç parça kıyafetim var onları alıp çıkayım "  deyip ayaklanırken istemeden daha doğrusu neden olduğunu bilmeden bende onunla birlikte oturduğum yerden sıçradım adeta...
Niye kalktım? Ben mi yardımcı olacaktım?
Diye düşünürken Yasemin ve Emir aynı soruları bana sorarcasına baktılar.
" Şey... Hadi Yaso bizde Emir' le çıkalım bir gezinti olur. Bizi geçen gittiğimiz kafeye bırakır belki " diye olayı kurtarmaya çalıştım. Kurtardım mı ? Tam tersi özrüm kabahatimden büyüktü...
Yasemin ile birlikte Emir'e dönüp baktığımızda
" O kafe olmaz. Hayır oraya gidemezsiniz " diye yüzü düşerek, kaşlarını çattı.
Yaseminle aynı anda göz göze gelerek " NEDEN? " deyip tekrar Emir' e döndük.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 16, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MERAKINA MEFTUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin