Orman havası bana iyi gelmişti. Sadece sessizlik hakimdi ortalığa. Ve O da yoktu.
Bir saat kadar oturduk ve ara ara sohbet ettik. Vaktim çok güzel geçmişti."Kalkalım mı?" diye sordum. Bana döndü; gözleri nemliydi. Gülümsedi ve başını salladı.
Arabaya yürürken kol kola girdik. Sürekli bir konu açmayı düşündüm ama olmuyordu. Tam konuşacakken sesim çıkmıyordu.
Arabaya gelince durdu ve bana döndü. Gözlerime bakıyordu. Bir dakika boyunca öyle durduk. Elimi tuttu. Nedendir bilmem fakat çok gerginim. Sonunda konuşmaya başladı.
"Benimle gelmeyi kabul ettiğin için çok teşekkür ederim. Umarım bundan sonra devamlı görüşürüz. Ben..." sustu ve gözlerini kaçırdı. Öylece kalmıştım çünkü kafam çok karışmıştı.
"Ben artık gideyim." dedi. Gülümsedim ve sessizce:
"Görüşürüz." dedim. Elimi bıraktı ve arabanın kilidini açtı. Tam birkaç adım atmıştı ki geri döndü ve bana sarıldı. Sanki kaçacakmışım gibi sımsıkı sarıldı. Öylece kalmıştım. O an ne yapacağımı, ne düşüneceğimi bilemiyordum. Tüm ağaçlar, araba, ev ne varsa her şey kaybolmuştu, zaman durmuştu.
Sonra kollarımı kaldırdım ve ona sarıldım. Kafasını omzuma koydu. Gözlerimi kapattım ve kafamı ona yasladım.
"Çok üzgünüm." diye mırıldandı ve
benden ayrılıp arabasına bindi. Gidene kadar onu seyrettim.Artık onun hakkında ne düşünmem gerektiğini bilmiyordum. O benim hakkımda ne düşünüyor, daha sonra karşılaştığımızda neler olacak; benimle gerçekten ilgileniyor mu yoksa beni kullanıyor mu, bunlar dönüp duruyordu kafamda.
Eve girmek için arkamı döndüğüm sırada kapıda annemi gördüm. Kaşları çatık, kollarını göğsünde kavuşturmuş bana bakıyordu.
"O kimdi?" diye sordu. Sesindeki hayal kırıklığı bariz bir şekilde duyuluyordu.
"O..." tam neler olacağını anlatacakken omzunun arkasında O'nu gördüm. Yine gelmişti ve zaferle sırıtıp başın belada dercesine başını sallıyordu.
"Eee? Kim dedim? Nereye daldın yine sen?"
"Sonra anlatırım." dedim ve hızlıca yanından geçip merdivenleri çıkmaya başladım.
Arkamdan:"Baban gelince bundan haberi olacak!" diye seslendi.
Odama girdim ve kapıyı çarpıp çantamı bir köşeye fırlattım. Odamdaydı. Camın kenarından dışarıyı izliyordu.
"Ne istiyorsun benden?! Niye rahatsız ediyorsun beni? Yoruldum! Kafayı mı yedim anlamıyorum, kendi kendime konuşuyorum, sesler duyuyorum; uyuyamıyorum! Seni durdurmanın bir yolu yok mu?" Çok bağırmamam gerektiğini biliyordum ama bağırmıştım işte.
Gözlerim ilaçların üzerine gitti. Gülümsedim ve:
"Buldum." dedim. Beni izliyordu. İlaçlarını içtim, her ne kadar istemesem de, ve yatağıma uzandım. Hala sırıtıyordum ve o beni izliyordu.
Bir süre sonra göz kapaklarım düşmeye başladı. Yavaş yavaş her yer kararıyordu, uzun sürelik uykuya dalmadan önce gördüğüm son şey ayak ucumda oturan o üzgün ruhtu.
_____
Şey, sanırım fazla uzun zaman oldu :'> Üzgünüm, araya çok fazla şey girdi. Umarım normalleşme süreciniz iyi gidiyordur :) Kısa ama yepisyeni bir bölümle karşınızdayım. Yeni bölüm bu hafta yine gelebilir.
Komik olan yazdığım şeyi unutmuşum, yani eğer bölümler arasında bütünlüğü bozan kısımlar olursa üzgünüm.
Kendinizeyi bakın, okuduğunuz için teşekkür ederim!(Yukarıya bırakacağım şarkı benden sizlere gelsin :))