Bende kalsana
Metrodan indikten sonra koşarak şirkete yürümeye başlamıştım. Geç uyanmıştım ve şimdi bunun cezasını çekiyordum.
Soluk soluğa şirkete girdikten sonra hızlıca asansöre bindim. İnip kalkan göğüs kafesimle birlikte inip stüdyoya girdim.
Bu gün önemli bir çekim vardı. Bu yüzden etrafa bir kargaşa hakimdi. Bunun yanında birden fazla koleksiyon için çekim olacaktı. Geç kalmam kötü olmuştu.
Uzun ama sakince bitirdiğim makyaj ile birlikte Namjoon hyunga döndüm. "Yanaklarını biraz daha hafiflet. Kızarık görünüyor." Dediğini yaptıktan sonra sıradaki kişi için masayı hazırlıyordum.
İçeriye bir kız birlikte Taehyung girmiş, hızlıca soyunma odasına girmişti. Taehyung soyunma odasına girerken yanındaki kız ise etrafa bakınıyordu.
Bu sabah hava serin serin estiği için üzerime aldığım ceketi çıkarıp çantamın yanına koydum. O sırada Taehyung çoktan masaya oturmuştu.
Makyajına başlayacağım sırada az önce gördüğüm kız yanımıza gelmişti. Taehyung'un arkasına geçerek, ellerini omzuna koymuş, karşısındaki aynadan onu inceliyordu.
"Gölge yapıyorsun, çekilebilir misin?" Diyerek kızı uyardım fakat o beni umursamadan omuz silkmişti. "Böyle de yapabilirsin, değil mi?" Onun tartışmak istediğini anlayarak bir şey demedim ve Taehyung'un diğer tarafına geçtim.
"Jeongguk, eteğin açılıyor." Hızlıca doğrularak eteğimi aşağıya doğru çekiştirdim. "Sağ ol hyung." Bu sefer dizlerimi kırarak eğildiğimde kız konuştu.
"Kadınların kıyafetlerini giyersen böyle olur. Ne bu açık giyinme çabası? Yoksa bir sürtük müsün?" Dedikleriyle yutkunarak gözlerimin hafiften dolmasına izin verdim. Lisede duyduğum cümlelerin beynimde tekrar yankılanması canımı acıtıyordu. "Seohyun, sus." Diyerek kısaca onu uyarmıştı Taehyung.
Titreyen ellerimle göz kalemini sürmeye çalıştım. Ama kalem parmaklarımdan kayarak yüzünde büyük bir çizik oluşturup aşağıya kaymış, yere düşmüştü.
Bacaklarımı daha fazla kırarak yere eğildim ve kalemi aldım. Masaya bırakarak elime bir ıslak mendil aldım.Bu sırada adı Seohyun olan kız dalga geçercesine konuştu. "Seni nasıl işe aldılar anlayamadım." Koyulaşmış kahvelerimi onunkilere diktim. "Anlamanı gerektirecek bir durum mu var?" Ardından histerik bir kahkaha attı. "Onu demiyorum, görünüşünü diyorum. Senin gibi bir sürtük bu şirkete yakışmıyor." Bu sırada Taehyung ayaklanmış kızın karşısında dikilmişti.
"Peki sen dün bana seks teklif ederken sürtükden farklı bir şey mi oluyordun?" Seohyun kızararak gözlerini kaçırdı. Taehyung'u kolundan tutup sandalyeye geri oturttum.
"Boşver hyung." Elimde kalan ıslak mendille çizilen yeri silerken Seohyun yanımızdan gitmişti. Taehyung ise buna sadece gülmüştü.
-
Şirketten çıkıp metroya yürüyordum. Saat gece 9'du ve tahmin ettiğim gibi işim geç bitmişti. Yavaş adımlarla, başım yere eğik kaldırımda yürürken yanımda Taehyung'un arabası durmuştu.
"Jeongguk saat çok geç oldu. Binde ben bırakayım seni eve. Merak etme Seohyun gitti." Gülümseyerek arabaya bindim. "Teşekkürler."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sentinus | taegguk
FanfictionJeongguk Gucci'de makyöz olarak işe başlar. Feminen Gguk!