Güzel yüz
Bugün hava oldukça güzeldi. Baharın sonundaydık ve yakıcı bir sıcak vardı. Ama benim sorunum bu değildi. Metroda insanların yapışık olması ve bunun terletmesiydi. Ailem bana henüz araba almamıştı. Bu yüzden halk araçlarında sürünüyordum işte.
"Jeongguk, bu gün biraz ağır bir makyaj istiyorum. Ama fazla koyu yapma." Namjoom hyungun dedikleriyle kafamda neler yapacağımı tartarken "Tamam, orası bende." demiştim.
Masanın başında sandalyeye oturacak kişiyi bekliyordum. Seokjin ve Jimin hyung gelmişti ama Taehyung hâlâ yoktu. Taehyung ortalarda yokken onun sırasını atlamış Jimin hyungun makyajını yapıyordum. "Jeongguk ne yakıştı bu bana değil mi? Ay çok güzel." Yaptığım makyajı beğenmesiyle gülümsemiştim. Oturduğu yerden kalkıp kameranın karşısına geçmişti.
Kalçamı ve ellerimi masaya yaslamış gözlerimi kapatıp, kafamı geriye atarken şarkı mırıldanmaya başlamıştım. Ne kadar canlı olsamda biraz uykum vardı ve şu an gözlerimi dinlendiriyordum.
"Öhm." Öksürme sesiyle irkilmiş, hemen yaşlandığım yerden çekilmiştim. Sandalyeye yaklaşan beden yüzüne çarpık bir gülümseme yerleştirmiş, bana sürtünerek sandalyeye oturmuştu.
"Sesin güzelmiş, beğendim. Bir gün bana da şarkı söyler misin?" Yutkundum ve gözlerimi kaçırmaya başladım. Beni duyması utanmamı sağlamıştı. Çünkü yanaklarım hafiften kızarmıştı. "Belki." Gözlerini kısarak bana sorgularcasına bakmış "Ne o? Benden utanıyor musun?" demişti. "Hayır! Ne alakası var? Of oyalama beni hyung." Dediklerime kahkaha atmış ve ardından ciddileşmeye çalışmıştı.
Yüzümü ondan uzaklaştırdıkça yakınlaşıyor, geri çektiğimde tekrar yakınlaşıyordu. Ama ben dayanamam ki. "Hyung odaklanamıyorum, yapma lütfen." Dudaklarımı büzdüm. "Çok yakışıklı olduğum için mi?" Kaşlarımı çatarak "Hayır hyung. Güzelliğinden." Söylediklerimin farkına yeni varmış, elimi ağzıma götürmüştüm. Yüzümün utançtan kıpkırmızı olduğuna emindim.
"Al bunu kendin sür hyung." diyerek ondan biraz uzaklaşmıştım. "Ama Jeongguk, ben süremem ki. Hem güzel yüzüme dokunmak istemiyor musun?" Hafiften güldü. Sinirlenerek kıpkırmızı olan yüzümle ona dönüp "Hyung! Yanlışlıkla söyledim işte. Of." Sertçe elindeki ruju alıp sürmeye başlarken sinirlendiğimi anlamış olacak ki gözleri büyümüş, ağzı açılmıştı.
Eve dönmek için şirketten çıkıyordum. Durağa yürürken arkamdaki 6 kişinin konuşma sesleri geliyordu. "Jeongguk!" Arkama dönerek baktım. "Biraz eğleneceğiz sende bize katıl." Gülümseyerek baktım ve "Benim eve gitmem lazım. Gelemeyeceğim." Gitmemek için onlara bahane uydurmuştum. "Bunu her gün yapıyorsun zaten? Sen de geleceksin." Kolumdan tutup beni kendine çeken Taehyung ile ağzım açılmıştı. Arkama geçip beni omuzlarımdan destekleyerek yürütüyordu.
Büyük bir eve gelmiştik. "Hadi gelin." diyerek kapıyı açan Taehyung'dan anlamıştım onun evi olduğunu. Arkadan yürüdüm ve eve girdim. Onların oturduğu yere oturup bacak bacak üstüne attım. Sonuçta üzerimde etek vardı. "Soğuk su isteyen var mı?" Diğerleri burayı kendi evi gibi kullanıyordu. Sanki tek misafir bendim. Öyleydi galiba. "Tuvalet nerede acaba?" Taehyung bekledi ve yanıtladı. "Kaybolursun sen şimdi. Gel." Gözlerimi devirerek arkasından gittim.
"Ee oyun oynamayacak mıyız?" Soran Yoongi hyungdu. Cidden oyun mu oynayacaklardı? Nefret ederdim. "Yeni oyun aldım. Gelin onu oynayalım." Hepsi ayaklanarak ilerlemeye başlayınca oflaya puflaya arkalarından gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sentinus | taegguk
Hayran KurguJeongguk Gucci'de makyöz olarak işe başlar. Feminen Gguk!