10 | İki tatlı bebek

6.4K 494 245
                                    

Sabah yatakta tek başıma uyanmıştım. Büyük ihtimalle Taehyung benden önce uyanmıştı.

Kabarmış saçlarımı ellerimle düzeltmeye çalışarak tuvalete girdim. İhtiyaçlarımı karşıladıktan sonra hızlı bir şekilde mutfağa adımlamaya başladım. Tahmin ettiğim bir görüntü ile karşılaştıktan sonra gülümsedim.

"Ne zaman uyandın?" Sesimle bana döndü. "Yaklaşık 1 saat falan oluyor." Gözlerim büyüdü. Ne kadar erken uyanmıştı öyle?

Ona yardım etme amacıyla masayı hazırlamaya başladım. Zaten o çoğu şeyi yapmıştı.

Uzun bir kahvaltı yaptıktan sonra ikimizde hiçbir şey yapmayıp, koltukta uzanıyorduk.

"Yapmak istediğin bir şey var mı?" Evet var. Seni öpmek istiyorum. Var mı iznin? "Yok, senin?" Daha sonra ayaklandı ve elinin birini bana uzattı. Elini tutup ayağa kalktım.

"Sana oyun oynamayı öğreteceğim." Tamam, bunu istemiyordum. Ama o istediği için yapacaktım. "Ama kolay olsun lütfen." Gülmüştü.

Sandalyelere otururken oyunun açılmasını bekliyorduk. Bu sırada Taehyung bana oyunu öğretmeye çalışıyordu.

"Bu geçenkinden daha zor ama daha eğlenceli." Diyerek devam etti. "Şuradan skillere basıyorsun. Bu en güçlüsü için. Onu düşmanı öldürmek için kullan. Ama diğer ikisini hem buff için hem düşman için kullanabilirsin. Taktikleri oyun sırasında öğreteceğim sana zaten." Kolay gibi görünüyordu. Umarım oynayabilirdim.

Neredeyse oyunun yarısına gelmiştik ve 1 öldürme yapmıştım. O da Taehyung'undu zaten. Çalmıştım.

"Hayır! Çık oradan. Öleceksin!" Nereye girdiğimi bilmeden dediğini yapıp oradan çıkmıştım. Zaten bu sırada takımımız ana kuleyide yıkıp oyunu bitirmişti.

"Bu sefer ikimiz savaşalım." Dediğine karşı huysuzca homurdanmıştım. Onun kazanacağı çok belliydi. Oyun güzeldi ama bilmiyordum.

Henüz tek bir kule yıkamamışken o ana kuleme kadar gelmişti. Ben ise kulemi savunmaya çalışıyordum.

"Ya hyung! Of!" Sahte bir sinirle, omzundan destek alarak dizine sahte bir yumruk geçirmiştim. O ise kahkaha atıyordu şu an. Ben ise bilgisayardan sandalyemi uzaklaştırıp, bir çocuk gibi yüzümü düşürmüş ve kollarımı göğsümde birleştirmiştim. Bu halimi sallamamıştı bile.

En sonunda oyunu bitirip yanıma gelmişti. Hâlâ aynı pozisyonumdaydım. Sandaylenin kenarlarından destek alarak yüzüme doğru eğilmesiyle kalp atışlarım anında hızlanmıştı.

"Küçük bebek kazanamadığı için sinirlendi mi yoksa?" Eğildiği için tişörtünden bedeni görünüyordu ve ben gözlerimi oradan çekemiyordum. Başımı sağa çevirerek odağımı değiştirdim. "Ben bebek değilim." Bana cevap olarak konuştuğunda nefesini boynumda hissetmiş, titremiştim. "Tavırların hiç öyle demiyor ama." Ardından eliyle çenemi kavramış, yüzüne doğru döndürmüştü yüzümü. "Hadi gel." Diyerek geri çekildiğinde  bende sandalyeden kalkmıştım. Beni öpmesi gerekiyordu ama.

O önden yürüdüğü için koşarak sırtına atlamış, sımsıkı sarmıştım onu. İlk başta sendelemişti ama daha sonra dengesini sağlamıştı. "Düşüyorduk az kalsın." Dediğinde hafifçe tırnaklarımı boynuna geçirmiştim. Tısladı. "Ah Jeongguk. Tırnakların neden bunkadar uzun?" Sanki hiçbir şey yapmamış gibi konuştum. "Neden güzel değiller mi?" Elimi uzatıp dudaklarımı büzdüm.

Tekrar salona geldiğimizde eğilerek beni sırtından indirdi. "Bir şeyler içelim mi?" Omuz silktim. "Olur." Daha sonra mutfağa gidip ikimizede birer buzlu limonata getirmişti.

Bir yandan içip bir yandan televizyon izliyorduk. Bir yemek programıydı ve oldukça lezzetli şeyler yapıyorlardı.

"Hyung, akşam yemeğine bizde bundan yapa-" Derken tğm bardağı üzerime dökmüştüm. Buzlar tişörtümden içeri girmiş, değidiği yerleri acıtıyordu. Tişörtüm ıslanmış, vücuduma yapışmıştı.

Bardağı kenara bırakarak ayaklandım. Tişörtümü yapışan tenimden ayırırken tısladım. İçindeki buzlar Yere düşerken Taehyung bana bir havlu getirmişti. Tişört getirseydi daha memnun olabilirdim.

Tişörtümü çıkarıp havluyla kurularken ona bakmamaya çalışıyordum. Onun karşısında yarı çıplaktım ve biraz utanmıştım.

"Of, yapış yapış oldum." Kıkırdayıp konuştu. "Üstünü değiştir. Ya da direk yıkan." Oflaya puflaya elime kıyafet alarak banyoya girdim. Hızlıca yıkanarak getirdiğim kıyafetleri giydim ve banyodan çıktım.

"Cidden, sadece akşam için bu yemeği yapmak istediğimi söyleyecektim ama şu halime bak." diyerek saçımı kurulamaya başladım. Kuruttuktan sonra iki tane tokayla yandan bağlayarak güldüm.

"Hyung, şunlara bak!" diyerek topladığım iki tutamı salladım. Kahkaha atmıştı. "Çok tatlı olmuşsun. Şu an bebek olmadığını kimse iddia edemez." Gözlerimi kısarak ona baktım. Bir kaç toka daha alarak belli etmeden bileğime taktım. Oturduğu koltuğun arkası boştu ve orda saçını bağlayabilirdim.

Yavaş adımlarla ilerleyerek arkasında durdum. Yavaşca kollarımı kaldırdım ve  saçından bir tutamı elime aldım. Hızlıca bana döndü. "Sakın." Buna karşılık tırnaklarımı gösterdim. Daha sonra gülümsedi ve "İstediğini yapabilirsin." dedi. Gülmemi bastıramadan saçlarına tekrar odaklandım.

O tutamdan vazgeçerek önlerden aldım ve uzun olan saçını nazikce ördüm. Aynısını diğer tarafada yaptıktan sonra önüne geçip baktım.

"Hyung, çok tatlı oldun!" Diyerek kahkaha atmamla telefonunun kamerasını açıp baktı. "Hadi sana da yapalım aynısını." Başımı salladım. "Ama benim var, baksana." Bağladığım tutamları gösterdim. "Ama örülü değiller. Seninkileri de örelim. Hadi." Daha sonra elini saçıma atıp hafifçe ördü. Yavaş yavaş onunkinden daha uzun olan tutamları örerken onu izledim. Öyle dalmışım ki bittiğini söylediğini bile duymamıştım.

İkimizin tatlı gülüşleri odayı doldurdu. İki bebek olarak ayaklanmış mutfağa geçmiştik. Yemek yapma vaktimiz geldi de geçiyordu.

"Nereden aklına konduysa bu örme fikri." Pirinci ıslatırken konuştum. "Ama çok tatlı oldun hyung." Dolaptan yosun ve acı sos çıkardı.

İkimizde sushilerimizi yapmıştık ve şimdi doğramaya geçmiştik.

"Dağıldı ya." Yaptığına bakıp güldüm. "Pat diye kesersen öyle olur. Böyle yavaşça ve özenle keseceksin." Son cümlemi söylerken sushimden kesmiş ve ağzına uzatmıştım. "Nasıl?" Ağzı dolu dolu konuştu. "Çok gozol." Kahkaha attım. Çok tatlıydı.

-

Günün sonunda yorgunluğumu yine onun kolları arasında unutuyordum. Gece yarısına kadar güzel yüzünü izleyip uykuya dalıyordum. Arada bir boynunu öpsemde o fark etmediği için sorun etmiyordum.

_

Bölümler neden hep 'uyuya kaldım' şeklinde bitiyo

BİR DE 300 OLMUŞUZ GÖZLERİM DOĞRU MU GÖRÜYOR

Bölümü kontrol etmedim :/

Bölümü kontrol etmedim :/

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Seuta'dan

Sizi seviyorum

Sentinus | taeggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin