Sentinus | taegguk

11 | İlgi mi istiyorsun?

İlgi mi istiyorsun?

Taehyung ile birlikte şirketin önünde kalabalıktan geçerek içeriye girmeye çalıştık. Her yerde paparazziler vardı. Tamam, her gün oluyordu ama bu gün daha bir fazlaydı. Ve bugün, daha önce şirkette hiç görmediğim, siyah, oldukça lüks bir limuzin vardı.

"Şirket neden bu kadar kalabalık?" Kaşlarını çattı ve bana baktı. "Sen bilmiyor musun?" Bu sefer kaşlarını çatan bendim. "Neyi?" İçeri girerken limuzini gösterdi. "Şarkıcı olan Kim Jennie, bugün bizimle çekim yapacak. O yüzden bu kadar kalabalık." Başımı onaylar bir şekilde salladım.

Hazırlıkların yapıldığı kata geldikten sonra Kim Jennie'nin de o katta olduğunu fark etmiştim. Hoseok hyung ile konuşuyordu. Bu sırada kadını incelemeye başladım. Daha önce pek dinlememiştim fakat gerçekten de güzeldi. Oldukça sert görüntüsünün yanında, güldüğünde oldukça şirin bir hava katıyordu kendine.

Daha sonra Hoseok hyung ellerini çırparak tüm dikkatleri kendine toplamıştı.

"Hadi arkadaşlar, iniyoruz." Dedikten sonra yanındaki bayana odaklanmıştı. "Böyle gel Jennie." Oldukça samimi görünüyorlardı. Eliyle asansörü işaret ettikten sonra ikisi oraya yönelmişti.

Herkes aşağı inmiş, araçlara biniyordu. Ben ise malzemeleri düzenlemek için karavana binecektim.

Etraftaki siyah arabalara zıt, beyaz karavana doğru adımlarken birisi ismimi seslenmişti.

"Jeongguk!"

Arkamdan bana doğru koşuşturan Hoseok hyunga sorarcasına baktım. "Sen de bizimle gel. Jennie seni görmüş sanırım. Ve görünüşünü beğenmiş. Senin de orada olmanı istiyor." Dediğinde gülümsedim. Ünlü biri tarafından beğenilmek egomu okşamıştı.

Hoseok hyungun peşine takılarak sabah gördüğüm limuzine doğru ilerlemeye başladım.

Limuzine binerek dibimdeki tekli koltuğa oturdum. Sağ ve sol tarafımda hyunglarım oturmuş ve tam karşımda ise Kim Jennie vardı.

Onlar konuşurken arabanın zeminini izliyordum. Böyle ortamlarda çekingen biri oluyordum ve çok fazla dikkat çekmek istemiyordum.

Daha sonra ortamda bir sessizlik oluştu. Ama bu sessizlik fazla sürmedi. Çünkü Jennie noona tüm odağını bana vermiş, sessizliği bozarak konuşmuştu.

"Adın Jeongguk değil mi?" Başımı aşağı yukarıya salladım. Biraz rahat olmaya çalışıyordum ama şu an çok fazla gerilmiştim.

"Ah, çok tatlı bir çocuksun Jeongguk. Görünüşün oldukça dikkat çekici ve güzel. Bunun yanında biraz utandın ve gerginsin?" Söyledikleriyle daha fazla utanarak gülümsedim.

Onun söylediğine göre hoş görünüyordum. Oysaki üzerimde turuncu, sol göğsünde küçük bir tavşan sembolü olan crop tişört, altımda ise beyaz bir pantolon, şort gibi kesilerek diğer parçasıyla zarif bir zincirle birbirine bağlanmıştı. Bu iki parça ayağımdaki beyaz bir Balenciaga ile uyumlu görünüyordu. Bunun yanında bir çift halka küpelerime, sol kulağımdaki kulak kepçe küpeye, boynumdaki zarif kolye eşlik ediyordu. Son olarak da hafif, turuncu alt tonlu bir makyajım, dalgalı ve iki yana ayrılmış saçlarım ile güzel göründüğüm söylenebilirdi.

Ardından hiç bir şey söylemediğimi fark ederek konuştum. "Teşekkür ederim Bayan Kim. Ve evet, biraz gergin ve utangaç olduğum söylenebilir. İlk defa sizin gibi biriyle aynı ortamdayım sonuçta."