31 aralık günü gelip çatmıstı. Böyle günlerde çok heycan yapan biri değilim sonuçta normal bir gün gibi geliyor bana ama Gizemin heyecanı beni de heycanlandiriyordu yine aynı grup toplanıp bir yılbaşı partisine gidecektik. Gizemin yoğun ısrarlari üzerine bordo elbisemi giydim. Vücudumu tamamen sarıyordu ve sırt dekoltesi vardı. Güzel bir makyajla hazirdim. Atilay Sevcan ve efeyi alıp partiye doğru gitmeye başladık. Benim arabama dolusmustuk ve müzik yüksek sesle çalıyor, parti şimdiden başlamış hissi veriyordu. Arabayı park edip kapıya doğru ilerledik. Boguk müzik sesi içeri girdigimizde daha net ve yüksek duyulmaya herkes dans ediyordu. Ev çeşitli süslerle süslenmiş ve bi kenarda kocaman bir yılbaşı ağacı vardı. Ickilerimizi alıp dans etmeye başladık. Dans etmeyi seviyordum çok rahattim ve mutluydum. Efe arada şakalar yapıyor ve bizi kahkahalara boguyordu. bir an farkettim ki bir eksik vardı. Emre. Gözlerimin onu aradığını inkar ederek kendime kızdım ve dans etmeye devam ettim. Artık hepimizin kafası iyi olmaya başlamıştı. Sonra bir kaç garson tipli insan herkese tekila dağıtmaya başladı. Yeni yıla girerken hep beraber shot atacaktik ve bu kadar çok kişi olunca çok hoş bir düşünce olduğu kesin di. Canlı müzik vardı. Yine okulumuzdan bir grup sahnedeydi. Müzik bitince solist geri sayım bittiğinde shot atacağımızı duyurdu ve herkesi sahne önüne çağırdı. Daha sonra geri sayım başladı 10 9 8 7 6 5 4 3 2 1 ve onlarca insan aynı anda tuzu yalanı shot attıktan sonra limonlarimizida yiyince hep bir ağızdan
"Mutlu yıllaaaar"
Diye bagirdik. Solist yeni bir şarkıya geçtiğinde sarilmalar hala sürüyordu. Sonra onu gördüm. Ona sarılan kızın omzundan bana bakıyordu. Bu kadar kalabalık bir yerde bile anında bulmuştum onu. adeta bir çekim vardı aramızda. Sonra bize yaklaştı Atilay Sevcan efe ve gizeme sarılıp yeni yıllarını kutladiktan sonra bana döndü. Beni öperek kulağıma
"Mutlu yıllar ufaklik" diye fisildadi. Bu yüksek seste fisildamasina rağmen onu gayet iyi duymuştum.
"Sanada" diyerek karşılık verdim ve konuşmayı uzatmamak adına Atilay ve sevcana sarılmak için yöneldim. Gece devam ederken müzikler artık slowlasmaya başlamış kalabalığın bir kısmı gitmiş bir kısmı sizmis bir kısımda sevişmek için üst kattaki odalara çıkmıştı. Bizim grup -ve emre- köşedeki koltuklara oturmuş sohbet ediyor gulusuyor ve iciyorduk. efe durumdan yakınıp
"Böyle boş boş duracagimiza birseyler oynasak " diye sızlandi. Gizem şişe cevirmece diye tutturunca ve herkes kabul edince emre ve bende istemeye istemeye kabul ettik. Bir kaç tur döndükten sonra bi süre içinde efe bir erkeğe yavsamak zorunda kalmış , gizem hiç tanımadığı biriyle öpüşmus , bünyesi zayıf olduğu için çok az alkol alan Sevcan ardarda 8 shot atmaya zorlanmisti. Emreye bana ve atilaya hiç sıra gelmemisti. Şişe döndü döndü ve bende durdu. ne yapacağımı söyleyecek kişi Gizemdi dusundu düşündü ve sonra birden bagirdi
"Buldum. Sahneye çık ve şarkı söyle"
Utangaç biri degildim ama sesimi begenmezdim o yüzden pek istememistim. Ama emre hariç herkes ısrara başlamıştı bile. Emre işte arkasına yaslanmis elinde viski bardagiyla sadece izliyordu. Sonunda kabul edip sahneye çıktım. Grup üyelerine söylemek istediğim şarkının adını verip mikrofona yöneldim. Sonra müzik başladı söyleyeceğim şarkı umut kaya - mevsimler geçerken. Şarkıya başlarken gözlerimin emrenin gözleriyle buluşması için büyük bir çaba harciyordum. Nakarata geldiğimde artık kendimi tutmadim ve şarkı sözlerini tam gözlerinin içine bakarak söylemeye devam ettim.
"o yeşil gözlerinde ben yoktum"
Derken yüzüm alev alacak gibi yanıyordu eminimki çok kizarmisimdir. Alkolün etkisiyle istemsizce bu şarkının adını söylemiştim. Ama şimdi fark ediyordum. Emrenin yeşil gözlerinde ben yoktum. Şarkı bittiğinde herkes alkışlarken Emreye baktım. Oda alkisliyordu. Gizem bağırıyor çığlık atıyor ve mükemmel olduğumu filan söylüyordu ama suan emrenin gözlerinden kaybolmustum. Sanki orada bir tek biz varmisiz gibi herkes bulanık birtek o net gibi görüyordum. Koltuğa oturdugumda ne kadar kizardigimla ilgili bir iki dalga ve sesimin güzel olduguyla ilgili bir iltifattan sonra oyuna döndük. Emre tek kelime soylememisti. Sevcan a o 8 shot görevini vermemizin kötü olduğu bariz di çünkü Sevcan kusmaya başlamıştı. Atilay onu eve götürecegini söyledi ve kalktilar. Gizem az önce opustugu tanımadığı çocukla konuşuyordu. Emreyle başbaşa kalmıştık. Uzun bir sessizligin ardından
"Güzel şarkıydı" diyerek sessizliği bozdu. O mukemmel çarpık gülüşü beni büyülerken zar zor konuştum ve
"Evet. Öyledir." Dedim. İyice sarhoş olmadan ve araba kullanabilevek eve gitmeliydim. Emreye haber verip Gizemin yanına gittim. Gizem beni kenara cekistirince
"biraz daha kalmak istiyorum Engin beni eve bırakır lütfen bişey deme lütfen lutfen"
Diye fisildadi. Suratıma kocaman bi gülümseme yerlestirince
"O zaman size eglenceler eve geçince aramayı unutma" dedim. Enginin beni duyacağı şekilde ve gizemi öpüp dışarıya çıktım. Hava soguktu üzerimdeki trenchcoat a daha çok sarildim ve yürümeye başladım. Arabaya ilerlerken sokak çok karanlikti ve arabayi oldukça park etmiştim. Kendime kizarak yürürken arkamdan iki çocuğun sesli kahkahalar atarak bana seslendigini duydum. Adımlarımı hızlandırırken kolumdan tutulup hızla çekilmesiyle ani bir şekilde dönünce çocuğun gogsune yapismam bir oldu.
"Nereye gidiyorsun güzelim" derken ikiside tekrar iğrenç kahkahalar atmaya başladılar. Sarhoş oldukları her hallerinden belliydi.
"Beni rahat bırak diye" tısladim. Kolumu tutan diğerine dönüp
"Baksana yalçın bizimki hırçın çıktı" dedi ve tekrar kahkaha attılar. Adının yalçın olduğunu öğrendiğim çocuk bana döndü ve
"Hadi ama fistik çıkart şu üstündekini de vücudunda yüzün kadar guzelmiymis görelim. Berkay çıkart sunun ceketini" dedi. Kurtulmak için cabalayip yumruklarimi gogsune indirmeye devam ederken berkay bundan hiç etkilenmiyordu. Berkay kollarımi tutarken yalçın önüme geçti ve ceketimi düğmelerini umursamadan yirtarak çıkarttı. Fırsattan istifade tam önümde duran yalçına sıkı bir tekme attım. Bilerek en hassas yerine atmaya özen göstermiştim. Yalcin kıvranırken
"Seni küçük orospu sana bunu fena odeticem" diye bagirdi. Ağrısı azalmış olmaliki tekrar ayağa kalktı ve bana sıkı bir tokat attı. Cirpinmalarim sürerken elbisemin üst kısmını da yirtan yalçın kafasını boynuma gömdu ve öpmeye , emmeye hatta ısırmaya başladı. Tokatin ve sogugu etkisiyle tepki veremiyordum ve bayilmamak için kendimi sıkıyordum. Arkamda ki berkayin erkekligini iyice hissetmeye başlamıştım. Bu igrencti. Bu karanlık sokakta 2 kişi tarafından tecavüze ugrayacagimi düşünürken biri geldi ve goguslerimi elleyen ve boynumu emen yalçını arkasından tutup çekti. Ona sert bir yumruk attığında berkay da beni bırakıp yalçına yardım etmek için kurtaricimin üstüne yürümeye başladı. Artık bedenim bana ihanet etmişti ve yere yığıldım. Gucumun son kirintilarini kullanarak gozlerimi araladim ve yalçınla berkayin kaçtığını gördüm. Kurtarıcımın kim olduğunu düşünürken onun tanıdık erkeksi kokusu burnuma doldu. Endişeli bir sekilde
"Dolunay. Iyimisin. Cevap ver lütfen" diyen kişi tabiki emreden başkası değildi. Beni kucağına aldığında kendimi onun kollarına bıraktım. Bilincim kapanmıştı. Uyandigimda siyah kırmızı ve beyazın doldurduğu çok sık bir odadaydim. İki kişilik yatakta tek basimaydim. Burası neresi diye düşünürken üstüme baktım. Erkek kıyafetleri vardı tam panik yapmisken içeriye emre girdi.
"Uyandın sonunda ufaklik. Nasıl hissediyorsun" diye sorarken yanıma oturmustu. Ben ise hal uzaniyordum. Zar zor kalkıp
"İyiyim. Dün gece ne oldu? Ben.. ben hatırlayamıyorum" derken o karanlık sokakta beni taciz eden yalçın ve berkay i hatırladım ve bir an irkildim.
"Bayıldın bende evinin adresini bilmediğim ixin seni buraya getirdim" dedi.
"Teşekkür ederim ama gitmeliyim" diyerek yerimden kalktigimda bir anda kalktigim için başım döndü tam düşeceğim sırada emre beni tuttu. Sonra elini belime koyup kendine cektiginde burun buruna gelmiştik. nefesini tenimde hissetmek mükemmeldi.
"Kahvaltı yapmadan hiç bir yere gitmiyorsun ufaklık" dedi ve arkasını dönüp mutfağa doğru yürümeye başladı. Bir anda onsuz kalınca boşluğa düşmüş gibi oldum ama kısa sürede toparlayip arkasından gittim. Beraber kahvaltı hazırladık. Sessiz bir kahvaltinin ardından masayı toplamak için ona yardım ettim. Buzdolabina reçeli koyup arkamı döndüğümde tekrar burun buruna geldik oda Buzdolabina doğru yürüyordu. Dudaklarimizin arasında milimler vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARTIK BENIMSIN
ChickLitBen. Dolunay. erkek gibi güçlü kişiliğim ve cekiciligimle istediği her erkeği elde eden ben. bi erkekle 3 aydan fazla zaman geçirmeyen ben. aşık olmuştum. her şey üniversitede başladı..