BÖLÜM 1

2.1K 99 403
                                    


Merhaba arkadaşlar, yeni bir kurgu ile karşınızdayım. Bu kurgu herbakimdanyetersizz tarafından düşünülmüş bir fikirdir ve benim hikaye olarak hayata geçirmemi istemiştir. Onun fikri ile yola çıkarak, benim yazdığım bu hikayeyi umarım beğenirsiniz.

Bu bir STONY kurgusudur. Ama üçüncü bir aşık olduğu için başlığın yanına Stucky-Stony yazılmıştır. Kurgularda sırf STONY görmek isteyip göremeyenler sinirlenip hayal kırıklığına uğramasın diye yapılmıştır.

Başından da uyarmak isterim ki bu hikayede bolca şiddet, küfür, hard seks, kanlı sahneler gibi birçok unsur yer alacak. Bu yüzden rahatsız olacağını düşünecek kişiler hikayeye hiç başlamasın derim.

Medyadaki müziği bir kere dinlemenizi tavsiye ederim. İşte insanlığı kısaca özetleyen şarkı.

İyi okumalar...

***

"Ahhh... Yapmayın... Lütfen acıyın bana efendim... Benim suçum değildi... Lütfen... Yalvarırım hayatımı bağışlayın..."

Mavi gözleri acımasızca bakan, sarı saçlı adam işkence ettikleri kişinin etrafında bir tur döndü. Yürüyüşü yavaş ve hareketleri ağırdı. Yine de buna aldanmamak gerekti. Çünkü istediği zaman çevik hareketlerle karşısındakini şaşırtabilirdi.

Ani bir hareketle adamın çenesini sertçe tutup kaldırdı ve gözlerinin içine bakarak "Benim kitabımda acımak ve bağışlamak yer almaz."dedi ve hemen ardından siyah eldiven taktığı ellerini adamın başının iki yanına yerleştirip baş parmaklarını onun gözlerine bastırarak içine soktu. Adam acıyla bağlı olduğu yerde çırpınıp çığlık attı.

Mavi gözlü adam sırıtarak baş parmaklarını sonuna kadar soktu ve sonra çıkarıp kenarda bekleyen adamlarına baktı. "Alın götürün şu pisliği."

Sadık adamı ona yaklaşıp "Onu ne yapalım efendim?"dedi.

"Parçalara bölüp eyaletin farklı noktalarına yerleştirin ve bir de benim adıma bir not bırakın. 'Bu Dünya Kaptan Hydra'nın olacak.' Şimdi götürün şu pisliği."

Sadık adamı oradaki diğer adamlara başıyla işaret verdi. Adamlar işkence görmüş ve kendinden geçmiş adamı kaldırıp götürdüler.

Kendisine sadık olan adamı dışında kimsenin kalmadığını gören lider ona döndü ve dudağının bir tarafı küçük bir gülümsemeyle kıvrıldı. Ona yaklaşıp elini yanağına koydu ve kan bulaşmış olan baş parmağını onun dudaklarına sürttü. "Bucky... Sevgili sadık dostum... Yanımda olup desteklemen beni her zaman mutlu etmiştir. Ama sakın, sakın bana ihanet etme! Seni öldürmek beni üzer çünkü."

Bucky mavi gözlerini onun gözlerinden ayırmadan baktı. "Asla! Bir daha asla, ölürüm de bunu yapmam. Sonuna kadar sana sadığım efendim"

"Kimse yokken bana adımla hitap edebilirsin Bucky. Söyle hadi. Duymak istiyorum..."

Bucky hafifçe tebessüm etti. "Steve..."

Steve gözlerini hafifçe kısıp sırıttı ve yüzünü yüzüne yaklaştırıp dudağını onun dudağının üzerine kapadı. Bucky ondan gelecek herşeyin müptelası olmuştu ve o her ne isterse yerine getirirdi.

Steve onun alt dudağını ısırınca, Bucky'den bir inilti geldi. Çıkan kanı emip geri çekilen Steve "Şimdi git Bucky."dedi.

Bucky yutkunup nefesini düzenledi ve başıyla selam verip odadan çıktı. Eli istemsizce metal olan sol koluna gitti. Ona bir kere ihanet etmişti ve onun kitabında yer almayan bağışlıyıcılığın en fazla bu kadarını görmüştü. Bakışlarına yine o sertlik oturdu ve Steve'i hayal kırıklığına uğratmamak için bir sonraki görevini yerine getirmeye gitti.

Steve, ellerini arkasında birleştirmiş gökdelenin en üst katındaki odasından dışarıyı seyrediyordu. Babasının kurduğu Hydra örgütü onun sayesinde güçlenmişti ve gizlilik içinde büyümeye devam ediyordu. Örgütüne öyle bir kalıp uydurmuştu ki kimse onların asıl amaçlarını anlayamıyordu.

İnsanların bildiği ismiyle Shield aslında tamamen Hydra çalışanlarından oluşuyordu. Asayişi kendi yöntemiyle sağlayıp insanların gözlerini boyuyor, aynı zamanda dünyayı ele geçirmek için her türlü kötü işi yaparak amacında daha çok ilerliyordu. Birçok bilim adamını, yetenekli ve zeki insanları ikna ederek bünyesinde toplamıştı. Ve bu büyüme ona diğer ülkelerde de yeni merkezler kurmasını sağlamıştı.

Dünya'nın en zeki, dahi adamını kendi tarafına geçirmeyi başaramazsa tam olarak bir zafer elde edemeyecekti. "Bu Dünya benim olmalı. Ama önce satranç tahtasındaki son taşı almalıyım. Tony Stark benim olacak..."

***

Tony, gökdeleninin en üst katından dürbünle etrafı kesiyordu. Yakışıklı erkek avındaydı. Zengin olduğu için paralarla haşır neşir olabilirdi, dahiliğiyle dergilerde gazetelerde boy da gösterebilirdi ama o aynı zamanda iflah olmaz bir eşcinseldi. İki yıl önce babası tarafından evlendirilmek üzereyken, ona yaptığı bu itirafı kalp krizi geçirmesiyle sonuçlanmıştı. Babası iki yıl önce girdiği mezarında bu yüzden huzursuzca ters dönüp duruyor olmalıydı. Çünkü yas dönemi bittikten hemen sonra güzel ve yakışıklı erkeklerle gününü gün etmişti. Ama ilişki de bir türlü aradığı tutkuyu verebilecek bir erkek bulamamıştı. O yüzden hâlâ aramaktaydı. Aradığını tâki bulana kadar...

***

Biliyorum kısa bir bölüm oldu. Hepsi böyle olmaz elbette. Bu giriş bölümü olduğu için böyle. Hikayenin konusunu az çok anlamışsınızdır.

Sonraki bölümde görüşmek üzere.

♟️

THİS WORLD İS MİNE! (STUCKY & STONY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin