Shizuo geldiğinde yemek yemiştik ardından sıradan bir sohbete dalmıştık. Aslında hayır, benim aklımda olan tek şey günlüğümdü. En kısa zamanda açıp okumak istiyordum. Kafamdaki soru işaretlerine cevap bulabileceğimi düşündüğüm tek çıkış yolum buymuş gibi hissediyordum. Yalnız kalabileceğim bir an kolluyordum ama Shizuo genelde evde olurdu. Bir şeyler düşünmeliydim. Düşündüm. Onu evden yollamak için bir şeyler almasını isteyebilirdim. Ama ne? Hmmm. İşte buldum!
İzaya:Shizu-chan! İlaçlarım bitmiş, bana hemen yenilerini alabilir misin?
Shizuo: Ne çabuk bitti. Fazla mı içtin?
İzaya: Elbette hayır.
Shizuo:Tamam gidip alayım. Başka istediğin bir şey var mı?
Kafamı hayır anlamında salladım. Ceketini alıp saniyeler içerisinde evden çıktı. Hemen odama gittim. Günlüğümü çıkardım ve tam içini açacakken kapı çalmıştı. Kesin bir şey unuttu.
İzaya:Bir kez de bir şeyini unutma Shizuo-chan!
Kapıyı açtığımda karşımda Shinra'yı görmem bende şok etkisi yaratmıştı. Tam zamanıydı!
Shinra: Selam İzaya nasıl oldun?
İzaya:Aynı, yürüyemiyorum. Kendimi hatırlayamıyorum. Sence nasılım?
Shinra'nın yüzünde ani bir mutsuzluk hakim oldu. Benim iyiliğimi düşünüyordu, onu kırmak istemiyordum ama şuan burada olmamalıydı. Bana engel oluyordu.
İzaya:Üzgünüm sadece biraz yalnız kalmaya ihtiyacım var. Yine de sorduğun için teşekkürler. Emin ol daha iyi olacağım.
Shinra aniden eski mooduna dönmüştü. Ya çok iyi rol yapıyordu ya da gerçekfen kişilik bozukluğu vardı.
Shinra:Peki o zaman ben seni yalnız bırakayım. Bir ihtiyacın olursa mutlaka söyle olur mu?
Kafamı olumlu anlamda salladım ve Shinra'nın gidişini izledim. Yeniden odama gidecektim ki bu sefer de Shizuo gelmişti. Günlüğümü eski yerine sakladım ve derin bir iç çektim. Er ya da geç o günlüğü okuyacağım.
(Shinra)
İzaya ile eskiden çok yakındık. Arkadaştan öte kardeş gibiydik biz. İkimizde birbirimizin zor zamanlarında destek olmuştuk. Kimseye paylaşamadıklarımızı paylaşmıştık. Birbirimize güvenmiştik ve onun şimdi bunların hiçbirini hatırlamaması üzücüydü. Kötü anılarını unutması onun için iyiydi belki ama arkadaşlığımızı unutmasi beni çok üzüyordu. Beni hatırlayacağı zamanı bekliyordum ve yeniden eskisi gibi olmayı. Belkide hiçbir zaman hatırlamayacaktı. Kendimi en yakın arkadaşımı sonsuza dek kaybetmiş gibi hissediyordum. Bu çok kötü bir histi..
(İzaya)
Bu durum artık canımı sıkmaya başlamıştı. Her şey o günlüğüm içinde olabilirdi. O günlüğü açıp okuyacaktım ve ne Shizuo ne Shinra ne de bir başkası buna engel olamayacaktı.
Shizuo: İzaya sen iyi misin? Fazla düşünceli gözüküyorsun.
İzaya:İyiyim ben. Bir şey soracağım. Bu hafta bir işin var mı?
Shizuo:Hayır evdeyim.
Bana sor bakalım seni evde istiyor muyum?
İzaya:Ah, öyle mi ne güzel. Birlikte bir şeyler yaparız belki.
Bu işi tek başıma halledemeyecektim. Bana yardım edebilecek birini bulmalıydım.
(Ertesi Sabah)
Kahvaltıdan sonra Shinra'yı aramıştım.
-Alo, Shinra.
-İzaya!Nasılsın?
-İyiyim, ben teşekkür ederim. Biraz hava alalım mı, ne dersin?
-Tabii ne zaman istersen.
-Hemen.
Shizuo'ya henüz söylememiştim Shinra ile buluşacağımı. Shinra geldiğinde öğrenecekti.
Bende bu sırada hazırlanıp, günlüğü de çantama sıkıştırıverdim.
Shinra geldiğinde Shizuo'ya açıklama yapmadan hemen çıkmıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
|SHİZAYA|H͞͞a͞͞y͞͞a͞͞l͞͞ K͞͞ır͞͞ık͞͞l͞͞ığım͞͞ 💔
Fiksi PenggemarBenim en büyük günahım, sa̶n̶a̶ a̶şık̶ o̶l̶m̶a̶m̶..! ❌🚫🖤