Keyifli Okumalar!
🎶Ruelle, The Other Side
Çocukluk fotoğraflarım benim için sadece bir çocukluk fotoğrafı olmaktan ibaret değildi. Bu sadece benim için de geçerli değildi. Ne zaman küçük bir çocuk görsem veya çocukluk fotoğraflarımla karşı karşıya gelsem bir an dururdum ve zaman da benim etrafımda donardı. Belki de o anlar zamanın benimle iş birliği yaptığı tek anlardı.
"Ne düşünüyor acaba?" diye geçirirdim içimden. "Şu an tam olarak hissettiği duygu ne? İçinde neler barındırıyor? Özünde ne var? Bilinçaltında neler dönüyor?"
Çünkü ilk on yaş çok önemliydi. Bu bilimsel bir şeydi. Sizin on yaşınıza kadar yaptığınız davranışlar sonraki davranışlarınızın temelini oluştururdu. Bir hata yaptıysanız bu çoğunlukla o yaşlardan basit de olsa yaşadığınız bir olaydan kaynaklıydı. Bir çocuğu çikolata yedi diye kıskanmak bile buna sebep olabilirdi.
Ne zaman küçüklük fotoğraflarıma baksam, "Acaba o çocuğa layık olabildim mi?" diye sorgulamaktan kendimi alıkoyamıyordum. "O anki çocuk beni görse gurur duyar mıydı? Yoksa utanır mıydı? Asla büyümemek ister miydi?" Belki de en büyük zaafım kendimeydi.
Kendimle gurur duyuyordum ama bunu bütün yüreğimle hissedemiyordum.
Bu benim hatamdı, biliyordum. Bakış açımı değiştirmem gerekiyordu. Eğer değiştirirsem bu gururu sağlayabilirdim ama ben bunu da istemiyordum.
Küçüklükten beri hayalini kurduğum, gerek zihnimi gerek davranışlarımı ona yatırdığım hayallerim...
Bazı kişiler için bu nasıl da basit bir kavramdı. Oysaki sonuç çok basitti. Ne durduruyordu seni? Gelecekte kendini nerede görüyordun? "Hiçbir yerde," diye bir cevap yoktu, herkesin içten içe gizlediği bir hayali vardı ben sadece bunu belli ediyordum. O hiçbir şey diyenlerin ise yaşamak için bir amacı kalmıyordu.
Hayallerime ilk adımımı atmıştım, Gökyüzü Gökdeleni'ne girmiştim. Deneme sürecine alınmıştım. Belki de en zorlu mücadelemi vermiştim ve geriye kalan olaylar bir ipi çeker gibi hızlıca gelecekti.
Dediği gibi belki de hayallerim hayal ettiğim kadar kusursuz değildi, güzel değildi. Ama özü aynıydı ve ben özünü istiyordum.
O kadar çok şey yaşamışken hiçbir şey beni yıkamaz gibi geliyordu.
Gökdelenden çıkar çıkmaz yaptığım ilk şey Eray'a mesaj atmak olmuştu. Aramamıştım çünkü ararsam beni rahat bırakmayacağını biliyordum. Aramalarını sürekli reddetmiştim ve bunun için bana çok kızacağını da biliyordum.
Beni yanıltmamıştı, minik evime geldiğimde odam da volta atmış bir halde bekliyordu ve köpürdüğü çok belliydi. Daha geleli iki dakika bile olmamışken saniyede yüz tane soruyu önüme diziyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SABAHIN KARANLIK YÜZÜ (ARA VERİLDİ)
Science FictionYıl, 2050. İnsanlığın teknolojiye aç olduğu bir dönem, Teknoloji Çağına girmek için bir gökdelen dikildi. Bazılarının büyük bir umut, bazılarınınsa büyük bir kayıp olarak baktığı bu gökdelen, geleceğin toprağına umut tohumu dikerken herkesi etkisi...