Multimedia'da Lydia var
Theo bana doğru yaklaştı.Elimi tuttu.Her hareketi kalbimin iki kat daha hızlı çarpmasına neden oluyordu.Belimden tutup beni kendine çekti.Anlamıyordum.Ne oluyordu.Daha önce başıma hiç böyle bir şey gelmemişti.Gözlerimin içine derin, ayrıca anlamlı bir ifade ile bakıyordu.Tam konuşacağım zaman elini dudaklarıma götürdü.
"Şşşşşş.Sakın bir şey söyleme.Sadece kendini bana bırak."
"Ama..."
dedim. Lafımı bitiremeden beni öptü.Açıkçası utanmıştım.Ama bu umrumda olmadan güldüm. O da gülüyordu.Elimden sıkıca tuttu.Birlikte dışarı çıktık.
***
Sonunda asıl yerimize gelmiştik.Çok heyecanlıydım.Alanda bir hedef tahtası ve ok vardı.Lydia:
"Evet şampiyon.Bu oku hedefe zihin yoluyla isabet ettireceksin."Tyler:
"Ama, bunu yapabilmen için sana söyleyeceğimiz taktikleri uygulamalısın."
İçimi saran heyecanla:
"Peki."
dedim.Jack:
"Şimdİ gözlerini kapat ve ellerini öne doğru uzat."
Anna:
"Daha sonra aklından okun hedefe ulaştığını düşün.Sadece dediğimi düşün ki işin kolaylaşsın."
Dediklerini aynen uyguluyordum.Birkaç dakika sonra anidan gelen bir sesle gözlerimi açtım.Gerçekten ok hedefi bulmuştu.Bunu ben yapmıştım. Hepsi yanıma gelip bana tek tek sarıldı.Theo:
"Yapabileceğine inanıyordum."
"Gerçekten mi?"
"Evet."
dedim.Mutluluktan ne yapacağımı şaşırdım.Son çarenin Theo'ya sarılmak olduğunu anladım ve yanına gidip ona sıkıca sarıldım.Daha sonra birlikte dinlenme yerimize doğru yola koyulduk.
***
İki katlı tahta bir kulübeye girdik.Biz üzerinde "cadılar" yazan kapıdan içeri, erkekler "dikkat" yazılı kapıdan içeri girdiler.İçeri girer girmez boş yere giydiğim kıyafetleri çıkarıp üzerime Hazel'dan aldığım rahat bir kıyafet giydim.Herkes üstünü değiştikten sonra sıra bugün ne yaşadığımı anlatmaya geldi.Daha doğrusu ne hissettiğimi fakat onlar bunu da anlayabilirlerdi.Heyecanlı bir şekilde:
"Bugün tuhaf bir kelime söyleyip dışarı çıktınız.Ben hiçbir şey anlayamadım.Acaba ne dediğinizi öğrenebilir miyim?"
Bana bakıp güldüler.
"Senin Theo'ya karşı hissettiklerini bir bakımdan kelimelere döktük."
Anlamamış gibi yaptım ama bu hiçbir işe yaramadı.
"Eğer gerçekten birbirinizi seviyorsanız bu daha fazla uzamamalıydı.Elbet bir gün aynı şeyler yaşanacaktı."
Aslında doğru söylüyorlardı. Bu yaşanacak bir şeydi.Bugünün verdiği mutlulukla başımı yastığa rahat bir şekilde koydum.
***
Sabah oldu. Gözümü açtığımda Theo'nun yanındaydım.Nasıl gelmiştim buraya.Ama sabah gözümü açıp harikalarla karşılaşmam beni çok mutlu etmişti.Daha sonra temiz hava almak için dışarı çıktık.
Hava serindi.Bunun tadını çıkarmak için toprak kokusunu içime çektim.Theo'yla dar bir patikadan yürüdük.Hava serindi ve ben üzerime hiç bir şey almamıştım.Kollarımı soğuktan titreyen ellerimle sıvazladım ama nafile.Theo bunun farkına vardı ve üzerindeki siyah ceketi benim omuzlarımın üzerine narince bıraktı.Daha sonra sıcacık kollarıyla bana sarıldı.Birlikte ormanın derinliklerine doğru yol aldık.
***
Hava git gide kararıyordu.Bu yüzden kulübeye doğru yola koyulduk.Yolda giderken Lydia ve Tyler ile karşılaştık. Lydia ve ben önden, Theo ve Tyler arkadan geliyorlardı.Kulübeye ilk varan Lydia ve ben oldum.Tabiki bugünün güzel geçmesi yüzüme yansıdığından anlamaları da erken oldu.Bütün gün yürüdüğüm için yorgundum.Theo'nun yanağına bir öpücük kondurduktan sonra dinlemek için yatağıma uzandım.Uzun bir gün geçirmiştim.Gözlerimi kapattığım gibi derin bir uykuya daldım.Rüyamda doğumumdan şimdiye kadar geçirdiğim süreleri gördüm.En son halimi gördüğümde aniden uyandım.Ateşler içindeydim.Ağlamaya başladım.Anna sesime uyandı ve yanıma geldi.Elimi tuttu.Vücudumun sıcak olduğunu hissedince bağırdı.Lydia ve Hazel aniden uyandılar.Birkaç dakika sonra kapıdan aniden, önde Theo olmak üzere erkekler girdi.Theo hızlıca yanıma geldi.
"Ne oldu sana?"
diye sordu.Ama halim olmadığı için konuşamadım.Anna hemen:
"Uyandığımda ağlıyordu.Ateşler içindeydi."
Kendimi toparladım.
"Rüyamda bütün yaşamımı bir film şeridi gibi gördüm."
"O zaman bir gelişme var."
dedi Jack.
"Nasıl yani?"
diye sordum.Tyler:
"Biz de ilk zamanlar aynısını yaşamştık.Şu an tamamen farklılaştın.Bizden biri oldun.Artık bütün güçlerini kullanabilirsin.Yani korkacak bir şey yok."
İçim biraz rahatlamıştı.Gözlerimden süzülen yaşları Theo sildi.Dayanamadım ve hİçbir şey söylemeden Theo'nun boynuna sarıldım.Artık gerçeklerle yüzleşme vakti de gelmişti.
