Multimediada Skylar
Soğuk hava tenimin derinliklerine kadar indi. Birden ne olduğunu anlamadan ürperdim. En son mezarlıktaydım ve sonra biri boğazımı tuttmuştu. Etrafta çürümüş yosun kokusu vardı. Ayağa kalktım. Ama etfafı göremediğimden sendeleyip yere düştüm. Ne oluyordu bana? Gözlerimi kapattım . Açtığım zaman başımda çok yakışıklı bir çocuk. Yani ben öyle düşünüyordum.Ona:
"Hey, kimsin? Nerdeyim ben?"
diye sordum.Cevap vermedi, sadece bana baktı.Gülüyordu.Korkuyordum.Bana doğru yaklaştı.Yanıma oturdu.Kokumu içine çekti.Ben daha çok korkuyordum.
"Merhaba.Ben Skylar.Kısaca bana Sky diyebilirsin."
Ayağa kalktı.Elini uzattı.Sadece eline bakıyordum.
"Ne bekliyorsun.Gidiyoruz."
"Nereye?"
"Gidince görürsün."
İçimde kalan tereddütle onun elinden tutup ayağa kalktım.Birlikte karanlik bir eve girdik.Merdivenlerden yukarı çıktım.Aydınlık olan koridordan ilerliyorduk.Siyah kapılı bir odanın önünde durduk.Bana:
"Hazır mısın?" diye sordu.
"Ne için?"
"Asıl hayatını yaşamaya."
Sky'ın ne demek istediğini anlamamıştım.3'ten geriye sayarak beni içeri aldı.İçerde 3 kız ve 3 erkek vardı.Hepsi birden:
"Selam. Aramıza hoşgeldin."
dediler. Ve bana doğru yaklaşıp kendilerini tanıttılar.Lydia orta boylu, uzun saçlı ve gerçekten güzel bir kızdı.Hazel kumral, o da Lydia gibi orta boylu çok şeker bir kızdı.Anna sarı saçlı . mavi gözlü güzel biriydi.Sıra erkeklerdeydi ve onlarda çok yakışıklılardı.Tyler, Lydia ile sevgiliydi.Skylar, Anna ile ,Hazel ise Jack ile sevgiliydi.Ve son kişi onu gördüğüm zaman dilim tutulmuştu.Theo çok yakışıklıydı.Ve onları tanıdıktan sonra neden orada olduğumu öğrenmeye gelmişti sıra.Lydia:
"Seni buraya getirmemizin sebebi tehlikede olmandı."
Hazel:
"Sen de bizden birisin.' dedi"
Ben:
"Peki siz kimsiniz?"dedim...