Ayağa kalktım.Tam odadan dışarı çıkacakken Madison:
"Otur lütfen."
dedi.Ama orda duramazdım.Çünkü onarmam gereken bir kalp vardı ve ben burda Madison'a açıklama yaparak zaman kaybedemezdim.Ona:
"Hayır kusura bakmayın ama oturamam.Eğer Theo'yu kaybedersem bu benim için hiçte iyi olmaz."
dedim.Ve Madison'un onayını almak için gözlerinin içine yalvarırcasına baktım.Bana:
"O zaman aşkını kaybetmak istemiyorsan burda ne diye zaman kaybediyorsun."
dedi.Hafifçe gülümsedim ama bunu ona belli etmemeye çalıştım.Hemen genelde bizim toplandığımız yemek odasına gittim.Herkes ordaydı.Odada Theo'yu aradım fakat bulamadım.Hazel yanıma gelerek:
"Theo'yu arıyorsan biraz hava almak için dışarıya çıktı."
dedi.Theo'nun nerde olduğunu öğrendikten sonra hemen dışarıya çıktım.Boş arazide gözlerimle,hislerimle onu bulmaya çalıştım ve onu yaklaşık 1 kilometre uzaklıktaki şelalenin orda buldum.Arkasından beline sıkıca sarıldım.Ama beni kaale almıyordu.Önüne geçtim ve gözlerinin içine bakarak:
"O beni öpmeye çalıştı fakat ben onu hızlı bir hamleyle ittim.Çünkü beni seven tek bir kişi olduğunu düşünüyordum.Hayatım boyunca bir defa aşık oldum ve onu da kaybetmeyi göze alacağımı zannetmiyorum.Çünkü ben sevmeyi ve sevilmeyi özlüyorum.Lütfen bana inan sevgilim.Ben senin için her şeyi göze alırım.Ama lütfen beni affet.Eğer affetmeyeceksen bir daha yaşamayı göze alamam ve aşkımla birlikte uyanamayacağım bir rüyaya dalarım."
dedim.Söyleyecek başka bir şey bulamıyordum.Çünkü hayatım boyunca ben kimseye duygularımı açıklamamıştım.Theo ellerimi tuttu ve bana sarıldı.Daha sonra bana:
"Sana bir şartla inanabilirim.Bir daha beni her ne pahasına olursa olsun terk etmeyeceksin.Ve eğer derdin varsa herkesten önce bana açıklayacaksın.Tamam mı?"
"Evet.Yeter ki seni kaybetmeyim.Çünkü sen benim tek yaşama sebebimsin."
dedim.Ona sarıldım ve kokusunu içime çektim.Hayatımı yavaş yavaş düzelttiğim için kendimi çok şanslı,mutlu ve huzurlu hissediyordum.Daha sonra Theo'yla el ele tutuşup arkadaşlarımızın yanına gittik.
***
Hava karamıştı.Bu yüzden birlikte içeri girdik.Yemek odasında yemekler her zamanki olduğu gibi yine şahaneydi.Bu sefer masadaki koltuk sayısı da artmıştı.Herkes yerini aldıktan sonra içeriye Madison ve Adam girdi.En baştaki koltuğa Madison,hemen yanındaki koltuğa da Adam oturdu.Herkes yemeğe başlamadan önce önlerindeki küçük bardağa doldurulmuş olan likörü içti.Kimse ses çıkarmıyordu.Ortamdaki sessizliği fırsat bildim ve ayağa kalktım.Bütün gözler birden bana döndü.Derin bir nefes aldıktan sonra:
"Madison,izniniz olursa küçük bir konuşma yapmak istiyorum."
dedim.Madison bu nazik davranışımdan etkilenmiş görünüyordu.Bu yüzden kafasıyla beni onayladı.Ve konuşmaya başladım:
"Arkadaşlar.Eğer aranızda kalbini kırdığım varsa şimdiden çok özür dilerim.Bu aralar yaşadıklarım benim davranışlarımda olumsuz bir etki yarattı.Ama bu beni sevdiklerimi geri kazanmaktan hiçbir zaman alıkoymadı.Bu yüzden sizlerin huzurunda geçen gün kalbini kırdığımı düşündüğüm Adam'dan özür diliyorum."
dedim ve yerime oturdum.Theo bana baktı ve elimi tuttu.Bu sırada Adam ayağa kalktı ve:
"Eğer yaptıklarının yanlış olduğunu düşünüyorsan seni affettim.Ve bu davranışından oldukça şaşırdığımı ifade etmek istiyorum.Senin gibi tatlı bir oyunbozandan açıkçası bu davranışı beklemezdim.Ama seni tebrik ediyorum ve bir daha aynı şeyi tekrar etmeyeceğini umuyorum."
dedi.Ona baktım ve içimden:"çok teşekkür ederim."dedim.Her şey istediğim gibi yoluna girmişti.Kırdığım onca kalbi onarıp yeni bir sayfanın altına imzamı atmıştım.Ve bu günün sonunda hayatımın en mutlu gününü yaşamış oldum.
