1.9

2.9K 147 45
                                    

1.8'i atlamayın, iyi okumalar.

|İdil|

An itibariyle sınav haftasına girmiş bulunmaktayız. Ne ara geldi yine şu sınav haftası ya?

Neyse, bir ders sonra matematik sınavı yokmuşçasına davranmayı kesip formül ezberlemeliyim.

-

Sınavdan çıkarken Tahir'in poposunu tutarak çıktığına yemin edebilirim. İzel Hoca sağ olsun, yine hiç acımamış. Ama halledicez.

Son iki dersimiz Coğrafya olduğu için ve yiyip içmek serbest olduğu için kantinden birkaç abur cubur alıp sınıfa bıraktım.

Acaba bizimkiler neredeydi?

Sınav olurken tüm sınıflar karma oluyordu. Evet bu gereksiz bilgiyi de verdiğime göre devam edebilirim.

Üst kattan inen Sena ve Çağan'a baktım, ikisinin de suratı muşmula gibiydi.

"Sınavınız çok iyi geçti anlaşılan?"

Dediğime karşın sadece can çekişen ölü balık gibi bakmaya devam ettiler.

"Arka sayfadaki ilk soru beni bitirdi ya, 18 dakika boyunca onla uğraştım." diye feryat eden Sena'ya baktım.

Verecek bir tesellim yoktu yani, ben de onla aynı durumdaydım.

Ders zili çalarken sınıfa girdik. Yerlerimize geçerken Yekta Hoca da geldi.

Ay bu adam da zil çaldığı an pusuda bekler gibi geliyor ya.

"Evet arkadaşlar, bugün nüfus ile ilgili bir belgesel izleyeceğiz. Defterinize not alırsanız sizin için daha iyi olur."

Yekta Hoca belgeseli açana kadar sınıfta rahatsız edici bir gürültü oluşmuştu, klasik.

Abur cuburlarımı hazırlayıp ufak bir defter çıkardım, not alacağımı sanmasam da önümde dursun yani.

Belgeseli izlerken limonlu popkekimi usul usul yiyordum.

-

Teneffüs zili çaldığında dersin bu kadar çabuk bitmesine şaşırdım, belgesel baya sarmıştı ama yine de not almamıştım.

Yanımda uyuyan Çağan'a baktım ve dışarı çıksam mu çıkmasam mı diye düşündüm. Pencere kenarında oturmanın sıkıntıları.

Dışarı çıkmaktan vazgeçip yeni başladığım kitabı okumaya başladığım sırada sınıfta bir kargaşa koptu.
Başta umursamasam da sonradan sesler yükselince ilgimi çekti.

"Öykü okuldan mı gidiyor?" bunu söyleyen Tahir'di.

"Evet."

"Niye gidiyor ki?

"Bence gitmiyordur ya."

"Annesi yatılı okula gönderecekmiş."

"Bora yüzündenmiş."

"Saçmalamayın ya."

Yaşanan konuşmaya sadece aval aval bakıyordum.
Kapıdan giren Didem'i "gel gel" yaparak yanıma çağırdım. Sınıftaki kargaşaya bakarken sıraya oturan Didem,

"N'oluyor be?" diyerek verilebilecek en iyi tepkiyi verdi.

"Öykü okuldan mı gidiyormuş ne öyle bir şey."

"Hadi canım, gerçekten mi?"

Didem'in bilmemesine şaşırmıştım.

"Sen bilirsin sanmıştım."

İdil | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin