Tamam, vurmayın. Biliyorum neredeyse bir ay oldu. Biliyorum. Ve bu yüzden kendimden de nefret ediyorum -,- Üzgünüm. Ama bakın yazdım işte.
Gözlerini açtığında, Apollon melezi Will Solace ile ilk karşılaştığı yerde, revirde olduğunu fark etti. En son hatırladığı şey ise bir kehanet mırıldandığı ve sonrasında da bayıldığıydı. İnanılmaz şekilde yanan gözlerini ovuşturarak yattığı yerden doğruldu. Bacakları sızlıyor, adaleleri isyan ediyordu.
" Hey, sonunda uyandın. Senin için endişelenmeye başlamıştım." Doktor önlüğüyle yanına gelen Will, elini Megan'ın alnına koyarak ateşini ölçtü.
" Pek ateşin yok ama yine de biraz daha dinlenmen gerekecek." Will'in doktor edasıyla konuşmasına her ne kadar gülmek istese de, mimikleri ona ihanet ediyordu.
" Zombi gibisin."
Hiç gerek yoktu, sağol, diyerek iç sesine cevap verdi.
O sırada revire Leo girince, Megan yandığını hissetti. Bu çocuk ona çok tuhaf şeyler yapıyordu. Midesinde kelebek hariç her şey uçuşmaya başlamıştı bile.
"Megan Lendsey."diyerek sırıttı Leo. "Kehanetçi kız."
Kehanetçi? Ah, pekala.
"Leo Valdez."kaşlarını havaya kaldırıp gülümsemesini sırıtışa çevirdi. "Ateş Çocuk."
Leo'nun sırıtışı gittikçe büyüyüp birbirlerine bakmayı sürdürdüklerinde, Will'den bir öksürük sesi geldi. "Bölmek istemem ama bölmek durumundayım. Yani işinizi revir dışında bir yerde yapın olur mu? Bakmam gereken hastalar, hazırlamam gereken şifalı ilaçlar, ilgilenmem gereken bir satir var. Demek istediğim, lütfen beni yalnız bırakın."
Kapının önünde dikilen Leo, Megan'ın yattığı yatağın yanına gelene dek yürüdü. Ellerini cebine sokup, gözlerini Megan'a çevirdi. "Kendisini iyi hissediyorsa neden olmasın."Will ile konuştuğu halde hala gözlerini dikmiş,Megan'a bakıyordu.
Gözlerini Leo'dan ayırmadan," Yanlış hatırlamıyorsam biraz daha dinlenmem gerektiğini söylemiştin Will." dedi Megan son kelimesinde gözlerini Will'e çevirerek.
Will'den bir kahkaha koptuğunda Leo ve Megan şaşkınlıkla Will'e baktılar.
Dengesiz. Benim gibi.
"Pekala. Pekala. Biraz daha dinlen. Neyse. En iyisi ben sizi yalnız bırakayım. Konuşacak çok şeyiniz varmış gibi görünüyor." diyerek revirde bir yerlerde kayboldu.
"Haklı. Konuşacak çok şeyiniz var." İç sesi yine konuşmaya başlamıştı.
Bir kereliğine kapa çeneni, diyerek iç sesini susturmaya çalıştı ancak pek işe yaradığı söylenemezdi.
"Bütün bunları sırf haklıyım diye yapıyorsun değil mi? Hah! Vazgeç Megan."
Elinde olmadan sinirle soludu. Bunu fark eden Leo anlamaz gözlerle Megan'a baktı. Ancak Megan açıklama yapmaya o kadar çok üşeniyordu ki; zaten iç sesinin susmak bilmediğini anlatsa ona deli diyeceklerinden endişeleniyordu. Bunun üzerine kendisini güvende ve huzurlu hissetmek adına boynundaki ilgi bekleyen oniks taşını buz gibi elleriyle kavradı.
"Bu taş senin için çok değerli olmalı. Hiç boynundan çıkartmıyorsun." dedi Leo gülümseyerek.
Bir insan nasıl bu kadar güzel bir gülümsemeye sahip olabilir?
Megan hafiften çattığı kaşlarını eski pozisyonuna sokarak gülümsedi. "Evet,öyle."
Son zamanlarda o kadar çok gülümsüyordu ki kendisindeki bu değişime bir türlü inanamıyordu. Oysaki Megan pek gülümsemezdi. Her zaman soğukkanlı bir kız olmuştu. Sadece en değer verdiklerine gösterirdi sıcak kalbini. Ve şuan deli gibi gülümsüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fallen// Leo Valdez FanFic
Fanfiction" Lanetin ilk işaretleri burada damgalandı bedenlere. Tanrılar dışladılar unutulmaya yüz tutmuş kalpleri. Her şeyin başladığı o gün, annen kendisini feda etti bir tanrı için. Ancak onun kanı bulaşmıştı her bir toprağa. Lanet kök salmıştı Saevus halk...