"Neye gülüyorsunuz bakalım?" dedi Louis kendini koltukta Harry'nin yanına atarken.
Harry sevgilisini kolunun altına aldı. "Hiç öylesine havadan sudan konuşuyorduk, on üç yaşında rüyasında tualet görüp altına yapan çocuk."
Louis gözlerini kocaman açıp önünde kahkahalar dörtlüye baktı. Harry'nin kolunun altından çıkıp Lottie'nin üzerine yürüdü. O olay olduğunda ikizler daha yoktu, onlar da yeni öğrenmişti.
"Bakma bana öyle." Kahkahalarının arasında zorla konuştu Lottie. "Valla kendisi sordu. Senin rezil anılarını anlatamamı."
"Sen de bunu anlattın öyle mi?"
"Neyi anlatsaydım? Sen yedi yaşındayken annem sırf küçüğüm diye benimle ilgilendiği için çıplak bir şekilde ağaca çıkıp atlamanı mı anlatsaydım? Aaa." Lottie ne dediğini anlayıp eliyile ağzını kapattı. "Özür dilerim söylemeyecektim."
"Seni küçük..." dudaklarıni birbirine bastırdı. Kahkahaları duyunca daha da sinirleniyordu. "Odayı terk etmeniz için beş saniyeniz var. Bir, iki, üç–" Louis daha sayımını bitiremeden kızlar resmen uçarak ikinci kata çıktı.
Harry ise hâlâ gülüyordu. "Ya minik kıskanç Louis." Kahkaha attı. "Hem de çıplak!"
Louis Harry'nin kucağına oturup kollarını göğsünde bağladı. "Dua et gülüşünü seviyorum yoksa seni kovmayı da bilirdim."
"Nasıl kovacaktın? Minik güvercini kovaladığındaki gibi mi?" Kahkaha atıp ekledi. "Elinde Lottie'nin oyuncak tavasıyla."
"Tanrı aşkına! Bu kızların anlatmadığı bir şey kaldı mı?"
"O kadar güzel şeyler öğrendim ki." dedi Harry ellerini Louis'nin beline koyarak.
"Şimdi ne yapıyoruz, biliyor musun?" Ellerini Harry'nin ensesine çıkardı. "Tüm o öğrendiklerini kendine saklıyorsun ve sevgilinle ilgileniyorsun."
Harry hımlayıp Louis'yi daha da yakınına çekti. Dudaklarını yumuşak, sakallı yanağa sürttü. "Peki sevgilim nasıl bir ilgi istiyor."
Louis sırıttı. "Bol okşamalı ve öpüşmeli."
"Menmuniyetle."
Harry dudaklarıyla onun saçlarının her teline dokundu. Dudakları sıcaktan kurumuş ve çatlamıştı. Şehvetle öptü onları. Bir süre sessizce ve şehvetle öpüştüler.
Louis kendisini güçsüz ve sarhoş hissediyordu. Yavaşça Harry'yi koltuğa yatırıken kucağından kalkmadı bile. Kendisini yukarı çekip tamamen Harry'nin kasıklarına oturdu.
Louis için Harry'nin dudakları uyuşturucuydu ve Louis onun bağımlısı olmuştu. Harry ellerini tişörtünün içine sokup belini okşarken aklını kaybedecek gibi oldu Louis. Bir elini Harry'nin alev alan yanağına yerleştirip okşadı, kalp atışlarını dinledi. Diğer eliyle ise Harry'nin kalçalarını kavradı.
Harry öpücüğünün arasında mırıldandı. "Bunu... sevdim."
Louis sırıtıp Harry'nin boynuna indi, oradan da yavaşça gömleğinin açıkta bıraktığı köprücük kemiğine.
Louis'nin küçük elleri yerini biliyormuş gibi Harry'nin yarısı iliklenmiş gömleğinin düğmelerini buldu. Yavaşça düğmeleri açtı, sadece beş tanesi ilikli olduğu için çok çaba harcamadı.
Dudaklarını Harry'den çekip alnını alnına yasladı. "Gömleğini çıkar." Harry de zaten bunu bekliyormuş gibi dikeldi ve gömleğini çıkarıp rastgele yere atdı. Ellerini Louis'nin gömleğine götürdü. "Ben böyleyken sen giyinik kalabileceğini mi sandın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
only the brave // larry stylinson
Fanfic"Ne o? Aynan benim gibi birini görmedi mi?" Harry'nin konuşması ile Louis şaşkınlığını bastırarak cevapladı. "İnan bana aynam çok kişi gördü ama senin gibi eşsiz birini görmedi." tanrı!louis | fani!harry [ büyük ihtimalle en az on, en fazla on beş b...