22

345 22 20
                                    

-Carla's POV-

Üzerimdeki kiraz desenli elbise ile aynadan son bir kez kendime baktım. Evimizin önünde duran Range Rover, Calum'un geldiğinin habercisiydi. Neden bu kadar heyecanlandığıma akıl sır erdiremiyordum. Calum benim arkadaşımdı. Belki de ilk kez onu göreceğim için böyleydim. Yüz yüze görüşmek ilginç olacaktı açıkcası. 

Kapı zili kulaklarıma doldu, hemen kapıyı açtım. Karşımda kafasında bere olan Calum Hood belirince ister istemez gülümsedim. Koskoca 5 Seconds of Summer'ın bassçısı şuan benim evimde, bana bakıyordu. ''Merhaba Carla!'' dedi gülerek, kıkırdadım. Kollarını belime sardı ben de kollarımı boynuna doladım ''Merhaba Calum.'' dedim neşeyle, Calum yanağımı öptü. Beraber içeriye girdik, arkasından kapıyı kapattım. ''Nasılsın?'' dedi, beresini çıkarttı. Sarı kıvırcıkları gözüme çarptığında gülümsedim. Saçlarını kesmemişti.

''İyiyim, sen?'' omuz silkti, ''Harikayım.'' dedi, güldüm. ''Ellerimi yıkayayım ben, coronayı uzak tutalım.'' kafa salladım, onu tuvalete yönlendirmek için önden yürüdüm ''Hani korkmuyordun?'' güldü, ''Sen korkuyorsun, yoksa benlik bir şey yok.'' 

Banyoya girdi, kolumu kapının girişine yaslayıp onu izlemeye başladım. Islık çalarak ellerini güzelce yıkamaya başladı. Yüzyüze daha güzeldi Calum. Tombik yanaklarının her gülümsemesinde kıvrılması beni benden almaya başlamıştı bile. Üstüne giydiği hoodiesi ve altındaki bol pantolon kombini beni güldürse de o bunu seviyordu. Ona yakışmıştı.

Aynadan göz göze geldik, bana göz kırptı ''Ne bakıyorsun ha? Kıçımı mı kesiyorsun.'' dedi gülerek, kıkırdadım ''Evet. Bu bol pantolon kıçını saklamış. Göremiyorum.'' kahkahası banyoda yankılandı, ben de ona eşlik edip güldüm. ''Planımız ne?'' dedi ellerini kurularken, ''Bana ne hazırladın? Karnım aç geldim.'' 

''Lazanya yaptım, sevdiğini söylemiştin bir kez.'' dudaklarını büzdü, gözlerini kıstı ''Sevmek ne kelime, bayılırım.'' banyodan çıktık, salona ilerledik. ''Bahçeye hazırladım masayı, oraya geçelim mi?'' kafa salladı, üstündeki hoodieyi çıkarttırken tişörtü de onunla kalktı. Ortaya çıkan minik göbeğini elimle sıktığımda güldü ''Hey!'' dedi gülerek, ''Göbeğimi rahat bırak.'' diye mırıldandı. Kıkırdamayı sürdürdüm ''Çok şirin ama.'' 

Üzerinde tişörtle kaldı, ''Yol çok yordu beni,'' dedi gülerek ''Santa Barbara güzelmiş bu arada. Keşke dışarıda vakit geçirebilseydik.'' kafa salladım ''Denizi çok güzel Cal, sahilleri falan.'' 

''Gelirken gördüm zaten, sahil kenarından geldim.'' bahçeye çıktık, Calum sandalyeye oturdu. Ben de karşısına oturdum. Tepsideki lazanyayı kestim, bir dilim ona koyduğumda gözlerime baktı ''Koysana ya,'' dedi ''Bir dilimle doymam ben.'' kıkırdadım, iki dilim daha koyarken dudakları keyifle kıvrıldı. Birasını açıp ona uzattığımda çoktan bir çatal almıştı bile. ''Carla,'' dedi ''Bu nefis olmuş. Sana söylediğim yemek yapamıyorsun sözünü geri alıyorum.'' dedi gülerken, saçımı savurur gibi yaptım ''Ee, ne sandın?''

Güzel bir sohbet eşliğinde Calum'la yemeğimizi yerken düşündüm. Sandığım kadar burnu havada ve çapkın bir adam değildi aslında Calum. Şirindi, sohbeti keyifli ve komik bir adamdı. İşte dedim kendi kendime, tabularını yıkıyorsun.

***

aşık mı oluyoz ne

finsta | c.h.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin