Ellerimi bir birine sürterek ellerimi ısıtmaya çalıştım. Deli gibi kar yapıyordu ve ben çok üşüyordum. Soğuğa karşı dayanıklı değilimdir acayip derece üşüyen birisiyim fakat ben yıllar önce soğuğu yada ateşi nasıl seveceğimi ögrendim. Yada bir kaktüsü.Kaktüsü kimse sevmez. Ama ben severim. Dikenleri olması onu sevmemize engel değildir. Ona kalırsa güllerde de diken var ve o gülü koparmak için dikenine katlanmak gerekir. Onu öyle sevebiliyorsak kaktüsüde sevebilirsiz.
Çantamdaki dosyalar umarım ıslanmamıştır diye dua ederken hızlıca şirket kapısından içeri girdim. İçeri girdiğim gibi yüzüme vuran sıcak hava beni rahatlamama neden olmuştu. Ah, sonunda sıcak. Zaman kaybetmeden asansöre binip odama çıktım ve üstümdeki monttan kurtuldum. Çantadaki dosyaları çıkarttığımda ısalanmadığını görünce yüzümde bir gülümseme oluştu. Bütün dosyaları düzeltip imzalatmak için bay kimin odasına doğru ilerledim.
Kapıyı çaldım ve kapıyı aralayıp "bay imzalamanız gereken bir kaç dosya var." Dedim. Kafa salladı ve "gel bakalım" dedi.
İçeri hızlı adımlarla girdim ve dosyaları bay kime uzattım masasındaki bir kalemi alıp dosyaları imzalamaya başlarken görüş alanıma giren dün beni eken tae ve sarı ciyan yanındaydı. Yani dün sevişmeye gittiği kadından bahsediyorum. Tae bana gülümsedi ve el salladı.
Sanki dün başkasıyla sevişmek için beni ekmemiş gibi davranması sinirimi bozmuştu. Bu yüzden ona göz devirip bay kime döndüm. Elindeki kalemi bırakıp dosyayı ban uzattı "Teşekkür ederim." Dedim. "He Ran. Bak bu benim oğlum taehyung" dedi elini kaldırıp tae yi göstererek. Sonra eliyle yanındaki kızı gösterip "Buda gelinim hyuna" dedi.
Gelin? Ah, inanamıyorum! Birde evlimi! Bay kime yapmacık bir gülümseme ile baktım ve "ah öyle mi?" Dedim. Bay kim gülümsedi ve "daha önce onlar buraya gelmemişti bu yüzden de şirketteki kimse ile tanışmıyorlar ama bundan sonra buraya sık sık gelecekler bu yüzden onları şirketi gezdirip diğerleri ile tanıştırmanı istiyorum." Dedi.
Ah, hayır olamaz! Yapmacık bir gülümeme ile "ah, bay kim şirkette bir sürü yapacak işim var isterseniz bayan hoş ile konuşur ondan rica ederim." Dedim kabul etmesini umarak.
"Hayır. Olmaz sadece sana güvenebilirim onları sen gezdir." Dedi. Bana mı güveniyor. Bana! Ahahaha hiç güleceğim yoktu. Yalana bak ya. Oğlu gelince melek oldu bir anda. "Ah, tamam peki. Bu dosyaları götürüp geliyorum." Dedim. Bay kim heyecanla "harika!" Deyip oğluna döndü. "Sizde He Ranı kapıda bekleyin hadi." Dedi ve üçümüzü kapı dışarı etti.
İkisine de iğrenircesine bir bakış atıp "birazdan gelirim." Diyip gittim. İlk önce dosyaları halledip tekrar yanlarına gitmek için üst kata çıktım. Derin bir nefes alıp onlara doğru yaklaştım.
"Şirketin nersinden başlamak istersiniz. Üst veya en alt kattan başlayıp elimden geldiğince sizi herkesle tanıştıracağım." Yanındaki kıza döndüm ve "ha bu arada ben He Ran" dedim ona elimi uzatarak. Kız bir elime sonra bana baktı ve elimi tutup sıktı "bende hyuna." Dedi iğrenç sesiyle.
Zaten o beni tanıyor diyerek onunla iletişim kurmadan "beni takip edin" diyerek arkama döndüm ve ellerimi ceketimin cebine soktum. Arkamdan gelen adım seslerinden peşimde olduklarını anlıyordum arkamı dönmeden konuşmaya devam ettim "üst kattan başlayalım sonuçta şuan üst kattayız boş yere aşağı inmeyelim. Çatı katından başalar odaları tek tek gezer herkes ile tanışırken sizin için kahve söyleyeceğim." Dedim.
En üst kata çıkarken yanımdan gecen bir çalışını durdurup "bay kimin oğlu ve eşi geldi onlara iki kahve getirmelerini söyle biz catı katında olacağız." Dedim. Kafa salladı ve "tamam" deyip hızlı adımlarla yanımızdan uzaklaştı.
Omzumda hissettiğim el ile irkildim. Tae bana yüzündeki garip ifade ile bana bakıyordu. "O benim eşim değil He Ran daha evlenmedik." Dedi. Ah bide daha evlenmediğin bir kadınla mı yatıyorsun. Vay be iyiymiş. Sanki çok büyük bir şey yapmışım gibi elimi endişe ile ağzıma götürüp gözlerimi şaşkın bir ifade ile açtım. "Ah, öyle mi özür dilerim bilmiyordum!" Dedim yapmacık bir sesle.
Tae ona karşı olan soğukluğumu hissedince "Meden bugün böyle davranıyorsun dün çok iyi anlaşıyorduk." Dedi üzgün bir ifadeyle.
Ah, neden acaba! "Nasıl davranıyor muşum?" Dedim. Anlamazlıktan gelerek. "Soğuk. Çok soğuk davranıyorsun." Dedi. "Öylemi fark etmedim." Dedim ve umursamadan çatı katına doğru ilelemeye başladım.
Soğuk davranıyor muşum. Yazık! Sanki umrunda. Hem evleniyor hemde başkalarıyla konuşuyor. İyiymiş. Kız için üzüldüm bir an. Catı katında ikisinde kahveleri geldiğinde tek tek odaları girip olan biteni kimin ne işi yaptığını falan anlatarak en aşağı kata kadar indik. Tar hiç konuşmadan dinlesede kız sürekli saçma sorular sorarak beni bunaltmıştı.
En sonunda durdum ve "evet turumuz bu kadar sağlıcakla kalın lütfen yapmam gereken işlerim var." Dedim ve yanlarından uzaklaştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lights🚦/ Taehyung {texting}
FanfictionKᴇɴᴅɪᴍɪ Bɪʀ Dᴇᴘʀᴇᴍ Aʀᴅɪɴᴅᴀ Dᴀʀᴍᴀᴅᴀɢ̆ɪɴɪᴋ Oʟᴍᴜş Bɪʀ Oᴅᴀʏᴀ Bᴇɴᴢᴇᴛɪʏᴏʀᴅᴜᴍ, Bᴜ Dᴀɢ̆ɪɴɪᴋʟɪɢ̆ɪ Sᴇᴠᴇʀ Mɪʏᴅɪ Bɪʀ Gᴜ̈ɴ?