єкмєк вαиαяιм

15.Bölüm

Salona geçtiğimde herkesin suspus olmuş şekilde oturmasına karşılık bende  "Ne oldu Murat?" sessizliği bozdum, yanına oturup.

Murat "Kimse yok değil mi burda?" dedi etrafa bakıp güldü. Yine sarhoş bir şekilde evime damlamasına şaşırmadım. Sadece ne diyeceğini bekliyordum. Merak etmesem de geçmişte olan ilişkimizin saygısına karşımda duruyordu.

"Kimse yokmuş o zaman konuşalım." diyerek yaklaşmasıyla öylece durdum, diğer kolukta Mehmet ve Akın olmasına rağmen kimse yok demesi gülünçtü.

Murat dudakları titredi. "Her akşam ağlamanın nedeni bensem beni affet tekrar olalım." kulağıma fısıldadı. gizli bir şeymiş gibi  söylese de herkesin duyacağı bir şekilde söylemişti.

Yandan gelen farklı sesle bakışlarımız döndü. "Bunu bekliyorsak ben eve gidiyorum Alp." hala yukarıdaki öfkesiyle duran Akın'a başımı salladım. Benim için önemli olan Akın'ken Murat'ın saçmalıklarını dinleyemezdim.

"Murat şimdi seni Mehmet ayıltsın sonra ayık olduğun da bu saçmalığı konuşalım." dedim, kalkarak. Kalkmamla birlikte belimden tutularak ani haraketle dengemi kaybettim ve sert bacaklara oturmam bir oldu.

Belimdeki ellerin saçma sapan oynaşmalarını hissediyordum. "Ayığım ben hatta konuşurken de yapabiliriz." diyerek belimi kendine daha fazla çekmesi ile omuzlarına dokunurken itmeye başladım. Murat'ın gözlerine baktığım da aldatıldığımı yakaladığım o an aklıma gelince yutkundum.

Evet umrumda değildi şuan ama aldatılmak kadar boktan bir şey yoktu.

"Oha ama yani biz burdayız hatırlatırım." öfkeli Akın'ın sesiyle kendime gelmiştim. Murat'ın kucağından hızlıca kalktım. Murat'ın kulağını bir anne edasıyla çektim ve çemkirdim.

"İt oğlu it! Bir daha yanlış bir harakete bulunursun seni boğarım. Anladın mı  Murat!" diye acıdan kıvranan Murat'la birlikte elimi çektim.

Akın'a baktım, o ise haraketlendiğinde Mehmet'e son kez telaşla "Şu piçi ayılt sonra konuşuruz." diye ilerleyen adamımın arkasından takip ettim.

Akın ayakkabısını giymiş beni beklemesiyle aceleyle ceketimi giydim. "Sevişirken de boğabilirsin bebeğim." diye kemküm eden Murat'ın sesiyle ses çıkarmamıştım. Karşımdaki adam yeterince öfkeli olduğu aklıma gelince korkuyordum.

Akın elini cebinden çıkardı, "Te Allah'ım onun yüzünden geç kalıyoruz boğarım onu Alp." demesiyle başımı hızlıca onaylayıp diğerininde bağcığını bağlandığım gibi çömeldiğim yerden kalktım.

"Sevişirken boğ beni bebeğim." diye Murat'ı taklit etmeye çalışmıştım. Gözlerimi kapatıp açmamla Akın dudaklarını birbirine bastırmış bana dik dik bakarken gülmemek için kendini zor tutuyordu daha fazla dayanamayınca kahkaha atması bir oldu. Bende onun gülmesine mutlu olurken gülmüştüm.

Arabaya bindiğimizde "Kadınlarla nasıl yaptın?" dedim, Akın'a bakarak. Cidden merak ediyordum.

Soruyla birlikte yukardan baktı. "Yapmadım." dedi, net bir şekilde.

"İnanmam asla. Aldığım bilgilere göre beş tane sevgilin oldu birisiyle illa yapmışsındır." dedim, yalan söylediğini ima edip.

Akın bıkkınca bir bakış attığında dudağımı ısırdım. "Bir insan birisiyle çıkıyor diye illa sex yapması gerekmez. Sevgilim olmuş olabilir ama sex yapmadım Alp, oldu mu?" konuyu sevmediğini belirtmesi ile şaşırdım. Şimdiye kadar kimseyle yapmaması hoşuma gitmemiş değildi.

Hayretle "Ben bile sevgilimin olmamasına rağmen yaptım." dedim, şaskınlığımın verdiği itirafla.

"Şimdi onu mu anlatacaksın bana?" birden bağırmasıyla irkilmiştim. Söylediğim şeyle farkına vardığımda içimden kendime küfürler yağdırmaya başladım.

Akın'a bakamamıştım,  bağırmasıyla  verdiği korkuyla sesimi alçaltmıştım. "İsteyerek olmadı zaten, kurtulmaya çalıştım." dedim, camdan bakarak.

Arabanın ani freni ile öne atıldım, kemerin olduğuna şükür etmem gerekliydi sanırım. Akın "Nasıl yani?" endişeyle baktı, o anın gözlerimin önünde bürünmesiyle ağlamamak için kendimi zor tuttum. Dudaklarımı birbirine bastırıp derin bir iç çektim.

"Bunu konuşarak zaman kaybederiz Akın."  diye anlatmakta zorlanacağım için şimdi yeri değildi. Akın kaşları çatık cebinden telefonu çıkartarak ne yaptığını izliyordum. "Anne akşama arkadaşımla yemeğe geliyorum, haberin olsun, çok uğraşma tamam mı? Öptüm." kapattı.

"Şimdi konuşma." açılan ağzımı kapatmasıyla gözlerimi cama çevirdim, ne yapacağını izlemekle kalmıştım.

Mehmet: ALP BU MURAT BENİ SEN SANIP BİR ŞEYLER YAPMAYA ÇALIŞIYOR KURTAR BENİ!

Alp: Ne yapmaya çalışıyor?

Mehmet: NAMUSUMA GÖZ DİKTİ ARZ DÜŞMANIM.

Alp: HOŞUNA GİTMEMİŞ OLAMAZ.

Mehmet: Olabilir azıcık.

Alp: Azgın olduğun için tabii ki olabilir
O zaman kendine hakkim olma,
yapın gitsin.

Mehmet: Ama bende şimdi onun gibi sevgilimi karşı cinsiyle aldatmış olurum, bu piçlik olmaz diğerleri olur.
her şerefsizliği yaparım ama aldatmayı yapmam kardeşim

Alp: of kekoluk yapma bana
ayrıl ve devam et.

Mehmet: Çok haklısın

Alp: Bana yazarak zaman kaybediyorsun salak dayanabilecek misin?

Mehmet: Dayanamıyorum zaten.

Alp: Hala yazıyorsun bir de
hadi git.

Mehmet: işini çok iyi biliyor
ben daha fazla baş edemiyorum.

Alp: Kolay gelsin.

Mehmet: Dayanamıyoerumğ

Alp: Salaksın mısın gitsene.

"Kiminle yazışıyorsun?" direksiyonu bırakan Akın ile kemeri çıkartıp güldüm. "Murat Mehmet'i azdırmış." dedim, aklıma Mehmet'in dayanamıyorumğ yazısını aklıma geliyordu onun o ses tonun kulaklarımdaydı resmen.

"Mehmet biseksüel mi? şaşırmış Akın'la  "Evet genellikle kızlara ağır bassa da." dedim, omuz silkerek.

Arabadan inmemle etrafa baktığımda dağın tepesinde olduğumuzu fark ettim. Esen rüzgarla üşümüştüm, hava çok soğuktu. "Neden geldik buraya?" sordum hala etrafa bakıyordum.

"Konuşalım istedim, merak ettim öyle anlatınca." demesiyle kaşlarımı çattım. "Sadece merak mı?"

Akın ise "Daha ne olabilir seni pis velet!" kafamı kolunun arasına alıp saçımı ellerini arasına akıp karıştırması bozulan saçlarımla sinirlenmiştim. "Ben velet değilim ya." öfkeyle kurtulmaya çalışıyordum.

"Sen çok kötü bir veletsin Alp." Akın bununla kalmayıp birden tikimle oynaması ile hemen kolundan çıkıp koşarak kaçmaya başladım.

"Buraya gel!" huysuzlandığım için bana gülerken arkamdan hem bağırıp yakalamaya çalışmasıyla her hamlesinden kaçmayı başarabiliyordum.
"Iska!" diye bağırıp koşmaya devam ettim.

Suanki mutluluğumun tarifini asla tahmin edilemezdi.