JAMES Mİ? JOHN MU?

532 51 51
                                    

Bölüm Şarkısı : Chord Overstreet - Hold On

Dışarısı hafif kar yağışlıydı. Sherlock ve Molly, bir evin önünde yan yana duruyorlardı. Sherlock evin ziline bastı.

'Boşluğa dikkat et!'
'Boşluğa dikkat et!'

Tuhaf bir zil sesi olduğu belliydi. Alışılmışın çok dışında, farklı. Kapı açıldı. Sherlock, adama bakarak, evinde bıraktığı şapkayı adama uzattı.

"Sakladığınız için teşekkür ederim."diyerek şapkayı aldı adam. Sherlock Holmes'u bekliyordu ama beklediği birisi daha vardı. Doktor Watson. Ama onun yerine, tanımadığı birisini Sherlock'un yanında, dava için görmek onu şaşırtmıştı.

"Rica ederim."dedi Sherlock soğuk bir ses tonuyla. Bu davanın pek ilgi çekici olacağını düşünmüyordu. Ve geçen her saniye, bu düşüncesini destekliyordu. Adam, Sherlock ve Molly'nin içeri girebilmesi için geri çekildi. İçeriye doğru adamı takip ederlerken konuştu Sherlock,

"Konu nedir Bay Shilcott?"

Evin her yerinde oyuncak ve maket trenler vardı. Garip karşılanabilirdi belki ama 221B.'de de, gerçek insan parçalarını bulmak mümkündü. Tabii tren daha masuma kaçıyordu.

"Kız arkadaşım senin büyük hayranın."dedi Bay Shilcott. Sherlock alay edercesine adama bakıp, "Kız arkadaşın mı?"dedi. Bu yalana inanmasını gerçekten beklememişti, değil mi? İnsanlara onu kandırabileceğini düşündürten neydi çok merak ediyordu. Onun gibi bir dâhiyi? Adamın ona attığı bakışlarla, yaptığı kaba davranışın farkına vardı. "Özür dilerim. Devam edin."

"Trenleri severim."diyerek son derece bariz olan bir şeyi söyledi Bay Shilcott. Bunu bilmek için adamı tanımaya gerek yoktu. Evine bakmanız yeterli olurdu. "Tamam." dedi Sherlock, adamın bunu neden söyleme gereği duyduğunu anlamayarak.

"Metroda District hattında çalışıyorum. Görevim gereği, onaylandıktan sonra güvenlik görüntülerini silerim. Hızlıca izlerken bir şey buldum."

Arkasına dönüp, bilgisayarından bahsettiği olayın gerçekleştiği güvenlik kaydını açtı. Sherlock görüntüleri izlemek için adama yaklaştı. Davadan hâlâ pek bir beklentisi yoktu. Hatta zaman kaybı olduğunu bile düşünüyordu. Ama bu bekleme sürecinde, bir şekilde oyalanması gerekiyordu.

"Bu bir hafta önceye ait. Cuma akşamı Westminster istasyonundan kalkan son tren. Adam son arabaya biniyor."diye kaydı açıklamaya başladı, Bay Shilcott. Molly anlam veremeyerek kaşlarını çattı ve adama baktı, "Araba mı?"

"Araba denir, vagon değil. Metro sisteminin kuruluşundaki Amerikalılardan kalma bir şey bu."dedi Bay Shilcott, usanmış bir hâlde.
Tavırlarından yola çıkarak, bu soruyu oldukça sık duyduğu kolaylıkla anlaşılıyordu. Molly başını yana çevirerek, Sherlock'a baktı. 'Gerçekten mi?!'

"Trenleri sevdiğini söylemişti."diye karşılık verdi Sherlock, Molly'nin ona attığı bakışlara karşılık olarak. Molly Sherlock'un verdiği yanıta gülümsemeden edemedi.

"Bir sonraki durak St. James's Park istasyonu. Ve..."dedi Bay Shilcott, az önceki konuşmayı umursamayarak. Duran trenin kapıları açıldı. Ama trenden inen kimse olmadı. Sherlock'un suratından hiç düşmemiş olan alaycı gülümseme, bununla birlikte düştü. Yüz kasları ciddileşerek, dikkatlice kayda bakmaya başladı. Trenin kapıları, bir süre sonra kapandı.

"Hoşunuza gideceğini biliyordum."dedi adam sesinde bir çeşit gurur tınısıyla. Kaydı başa sararak konuşmasını yaptı, "Son arabaya Westminster'da biniyor. Tek yolcu da o. St. James's Park'taysa araba boş. Bunu açıklayın Bay Holmes."

THE GAME IS OVER// JOHNLOCKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin