Küçük adam kimseye yakalanmadan kötünün inine doğru ilerledi. Ona yeryüzündeki hiçbir şey engel olamadı. Ve o masumiyet kendini kötünün kollarına bıraktı.
Küçük elleri arasındaki kutuyu açıp taşı ona uzattı.
Zaman akmayı bıraktı.
Küçük adam masumca...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
*5. Bölüm: Kurtulanların Gecesi
Üzerimde çok güzel bir elbise vardı. Gece mavisi, ip askılı, kalp yaka, tüllü, uzun bir elbiseydi. Ve tüllerinin üzerinde simler vardı. Böylece parıl parıl parlıyordu. Bedenimi tamamen sarıyordu. Ama asla sıkmıyordu.
Saçlarım salınık uçları hafif dalgalıydı. Makyajımda oldukça sadeydi. Takı olarak kolye ve yüzük takıyordum.
Doğruyu söylemem gerekirse görüntümden çok memnundum.
Odaya girince ikimizde birbirimize bakakaldık. Onun elbisesi kısaydı. Tüllüydü. Tülün üzeri taşlarla süslenmişti. Kolları yine tüller halinde dirseğine kadar geliyordu. Belinde elbisenin kumaşından bir kemer vardı. Saçları da benimki gibi hafif dalgalıydı. Ve çok güzel görünüyordu.
"Ne kadar güzel olmuşsun." dedim.
"Bana söyleyene bak." dedi. Gülüştük ve birbirimize sarıldık.
"Bu kurtulanların gecesi işi nerden çıktı sence?" dedi.
"Bilmiyorum ama düşünmekte istemiyorum. Ölen 30 kişinin yası hâlâ üzerimde. Ama bu diyarda sürekli başıma ne gelecek endişesi yaşamadan gönlümce eğlenebileceğim tek gece buysa onu dibine kadar yaşamak istiyorum. Belkide ölmeden önce eğlenebilebileceğim tek an budur."
"Al bendende o kadar." dedi Çağla.
Biz yine gülüşürken kapı çaldı.
"Bizimkilerdir." dedi Çağla. Kapıya 'Bir dakika.' diye seslendi.
"İzgi nasılım? Güzel göründüğüme emin misin? Oğuz beğenir mi?" dedi heyecanlı heyecanlı.
Cevap vermeden önce onun bu tatlı hâline kıkırdadım. "Çok iyi görünüyorsun. Oğuz'un seni beğeneceğine eminim." dedim.
"Çok sağol İzgi yaa." dedi ve bana sarıldı.
"Bu arada sormadın ama bence Arem de seni çok beğenecek." dedi ve benden ayrılıp kapıyı açtı.