Küçük adam kimseye yakalanmadan kötünün inine doğru ilerledi. Ona yeryüzündeki hiçbir şey engel olamadı. Ve o masumiyet kendini kötünün kollarına bıraktı.
Küçük elleri arasındaki kutuyu açıp taşı ona uzattı.
Zaman akmayı bıraktı.
Küçük adam masumca...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
*15. Bölüm: Operasyon
Olacaklar..
Asla ertelenemez gerçekler..
Olması gerekeni kimse ama kimse engelleyemez. Tek yapabildiğimiz olmamasını dilemek, hiç olmayacakmış gibi kendimizi kandırmak olabilir.
Satirlerin orada kalmamıza izin vermeyeceğini tahmin edebiliyorduk. Tek yaptığımız bunun oldukça geç olmasını dilemek olmuştu. Ve şu ansa bunu öğrenmeyi istediğim son an bile değildi.
Bu kafa karışıklığımda, hayatımda olan bu kadar şeyin arasında bir de bununla uğraşmayı istemiyordum.
Satirler bizi ormana bıraktığında en azından gidebiliriz diye düşündüğüm bir yer vardı. Ama şu an öyle bir yer yoktu. Bizi kapattıkları hücreler bile dışarıdan daha konforluydu. Sorun şu ki bir zamanlar zorla kaldığımız o hücrelere bile dönemiyorduk.
Bu böyle olmazdı, olamazdı.
Tek kurtuluş ölmekse, er ya da geç olacak olan buysa belki de hemen olmalıydı.
Ölüm bir son değildi ama bu diyardan bu bedelden kurtuluş biletimiz olabilirdi.
"Buna onlar mı karar verecek? Bizi ormanda tek başımıza bıraktıkları an istediğimiz yere gitmekte özgürdük. Buna karışamazlar."
Connor sesli bir şekilde güldü.
"Onlar hakkında böyle konuştuğunu duysalar seni hemen buracıkta, ufacık bir pişmanlık bile duymadan öldürürler. Ne kadar ileriye gidebileceklerini bilmiyorsun."
"Peki sen neden onlara karşı çıkmıyorsun? Diğerlerini geçtim bir elf olarak benim bu diyarda yaşamaya hakkım yok mu? Neden elflerin kralı olarak halkından birini savunmuyorsun?"
Söylediklerimle birlikte afallamış bir şekilde bana baktı. Benden böyle bir hamle beklemediği aşikârdı.
"Sana daha öncede söylediğim gibi taş onlarda olduğu sürece hiçbir şey yapamam. Eğer sen taşı alabilseydin şu an ne bunları konuşuyor olurduk ne de onların egemenliği altında eziliyor olurduk."