This is Trust

459 35 26
                                    

Sharon ne diyeceğini, nasıl davranacağını bilmiyordu. Şuana kadar dostu olmamıştı hiç.

"Hmm, acaba yemek yemek ister misin? "diye sordu kapının önündeki poşetleri içeri alarak. Frank

"Az önce beni tehdit ediyordun, şimdi de yemek mi hazırlayacaksın? "

"Evet, her gün birinin bana güvendiğini söylemesine alışık değilim sanırım. "dedi Sharon. Morali bozulmuştu. Frank'in kendisini anlayabileceğini düşünmüştü sanırım. Aklının derinliklerinde uyuyan mütevazi kişilik 'Belki de sen anlaşılacak biri değilsin. 'diye fısıldadı.

"Öyle demek istemediğimi biliyorsun. "

"Biliyorum. "dedi ve kısa süreliğine sessiz kaldılar. "Sadece nasıl davranacağımı bilmiyorum. Daha önce hiç olmamıştı.

"İtiraf etmek istemesem de ben de çok sosyal biri sayılmam. Merak etme zaten fazla kalmayacağım, sadece seni biraz tanımak istemiştim. "dedi Frank gülümsemeye çalışarak.

"Hayır, aslında problem ettiğim şey o değil. Seni anlayamıyorum. Dün beni öldürmek istiyordun. Bugünse gelip bana güvendiğini söylüyorsun. Söylesene ne değişti? "Frank derince bir nefes alıp verdi.

"Geçmişin,nasıl desem, biraz tanıdık geldi. Ben... sanırım senin de benim gibi olduğunu düşünüyorum. Beni Punisher'a dönüştüren ailemin acısıydı. Ölmeyi haketmiyorlardı. Ancak o zaman fark edebildim Dünya'nın adaletsiz olduğunu. Bir yerden başlamak gerekiyordu. Sen de böylesin. Anne ve babandan sonra görebildin gerçeği. "

"Çocuktum. "

"Evet. Dediğim gibi Dünya adaletsiz. Herkese eşit davranmıyor. Senin içindeki öfke ve hiddet benimkinden büyük bunu görebiliyorum ancak kişiliğin el vermiyor onu dışarı vurmana. İşte ben de senin bu içtenliğini anladığımda güvenmeye karar verdim ve... Hata yapmadığımı biliyorum. Kısacası seni anlıyorum. "Sharon ne diyeceğini bilemiyordu. Ruhunun içinde daha önce hiç hissetmediği duygular yeşermeye başlamıştı. Yaşayamadığı çocukluğunun hıncını çıkarırcasına yüzüne gerçek bir gülümseme yayıldı. Frank'in ne kadar şanslı ve özel olduğu hakkında en ufak bir fikri bile yoktu.

"İşte şimdi gerçekten bir yemeği hak ettin. "

-------

Yemeklerini bitirmek üzerelerdi. Kapı kilidinden anahtar tıkırtıları geldi. İkisi de aynı anda ayağa fırladı. Sharon hemen ışıkları kapattı ve Frank de kapıya gitti. Sharon karanlığın içinde ve gözükmeyecek şekilde silahlarını çıkarttı. Frank kapının önünde sessizce saydı:'1,2,3!'. Kapının önü de zar zor ayakta duran bir adam vardı. Leş gibi içki kokuyordu. Adam Frank'i baygın bakışlarla süzdü ve aniden hıçkırmaya başladı.

"Çok *hıck* afedersiniz *hıck*. Yanlış kata çıkmışım *hıck*. Haha! T-shirt'ünü *Hıck*beğendim dostum. " Frank'in en nefret ettiği insanların başında geliyorlardı bu ayyaşlar. Hiçbir işe yaramıyorlardı, sadece huzursuzluk yaratıyorlardı. Soğuk bir sesle

"Sersem herif! Bu kadar çok içmeseydin o zaman. "Adam içkili haliyle gurur yapmaya çalıştı. Hoş içkili olmasa bile Frank'e karşı bir şansı yoktu ama

"Heeey!! Dostum sersem falan... *Hıck* Laflarına dikkat et! "Sharon olaya el atmalıydı. Silahları koltuğa fırlattı ve gidip elini birazdan adamla kavga edecek olan Frank'in omzuna koydu.

"Demek istediği, bu kadar çok içmenizin kimseye faydası dokunmuyor. Başta kendi sağlığınıza tabii ki. Eğer bir probleminiz varsa bilin ki içki bunun çözümü değildir. "Adam bir süre olduğu yerde durdu.

"Haklısınız yenge *Hıck*. Özür dilerim *Hıck* rahatsız ettim. " Sharon sıcak ancak sahte bir gülümsemeyle

"Önemli değil. "dedi ve kapıyı kapattı.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun?! Adam ayyaşın tekiydi ve emin ol aynısı tekrar yaşanacak. Kadının teki ona içmemesini söyledi diye vazgeçmezler! "

"Frank şuan gerçekten şu adamla uğraşmak istiyor musun? Özellikle de saklanırken. Unutma hala Nat'in evindeyiz. Yanlış bir hareketimizde burası SHEILD ajanı dolar. Ama sen istiyorsan gidip dövebilirsin adamı. "Frank bir an için duraksasa da sonunda uflayarak koltuğa oturdu.

"Sonunda biraz mantıklı düşünmeye başladın. "

"Sen ne... "Kapı zili. "Yine şu ayyaş adamsa eğer... "diye söylenerek kalktı Frank. Sharon koltuğa attığı silahları geri aldı ve yeniden kapıya doğrulttu. Frank kapıyı açtı. Ancak karşılarında Natasha vardı. Sharon saklandığı yerden çıktı ve

"Biz... Seni beklemiyorduk. "dedi.

"Aman Tanrım! Siz birbirinizle kavga etmeden durabildiniz mi? Ya da birbirinizi boğazlamadan? "

"Evet zor oldu. "dedi Frank gözlerini Sharon'a dikerek. Sharon konuşmak için ağzını araladı ama Frank Sharon'ın başlamamış sözünü keserek

"Her neyse, burada çok oyalandım. Yoluma çıkmamaya çalışsan iyi edersin çaylak. "dedi Sharon'a bakarak ve hala açık olan kapıdan çıktı.

"Çaylak mı?! "diye bağırsada sesini duyduğunu sanmıyordu Sharon. Natasha'ya döndü ve

"Gelmen iyi oldu. Ben de seninle görüşmek istiyordum. "

Punish and Justice(Marvel)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin