Limit

140 19 6
                                    

Media: Sharon Haley

Within Temptation - Memories (Şarkı bazı kısımlar için uygun olmayabilir bölüm sonuna hitap ediyor. Kısacası dinleyip dinlememek size kalmış. )

Sharon için kameralardan kaçmak asla bir problem olmamıştı. Çok dikkatli baksalar bile tek görebilecekleri karanlığın içinde süzülen bir karaltı olurdu ki bu da Sharon'ı yakalamak için yeterli değildi. Bu yüzden o hep ne olduğunu anlamadan kendini içeride buluveriyordu.

Pencereden içeri girer girmez evde bir tuhaflık olduğunu hissetti. Evdeki her şey donuk gibiydi sanki. Dışarıdan dürbünle baktığı sırada evdeki çoğu ışığın kapalı olduğunu fark etmişti zaten. Sadece birinci kattaki mutfak ile ikinci kattaki çalışma odası olduğunu düşündüğü yerin ışıkları yanıyordu. İkinci kata çıktığı anda burnuna o tanıdık koku geldi. Aniden gözleri büyüyerek fısıldadı.

"Kan kokusu... " Bu sözler ortamı daha da korkunç bir hâle getirmişti. Aniden adımları ışığı yanık odaya doğru hızlandı.

"Hayır, hayır, hayır... " Odanın kapısını aralamasıyla saniyeler önce anladığı gerçeği kanıtlamış oldu. Dan Waterhouse öldürülmüştü ve Sharon bunu yapanın kesinlikle Punisher olduğunu düşünüyordu. Ağır adımlarla kafası masanın üzerine düşmüş adama yaklaştı. Adamın boğazı kesilmişti ve masa kanlar içinde kalmıştı. Kan tam olarak olmasa da kurumak üzereydi ve adamın kahvesi de soğumaya yüz tutmuştu, bu da adam öleli 1 ya da 2 saat geçtiğini gösteriyordu.

Ben o barda oyalanırken o buradaydı. Benden sadece birkaç saat ileride...

Sharon o karşılaşmanın birkaç saat önce yaşanabileceğini düşündü ve Emma'yı terslemediğine şükretti. Sinirle yumruklarını sıktı. Böyle bir durumda yapabileceği tek şey tıpış tıpış oteline gidip yarını beklemekti. Gölge formuna döndü ve evden çıktı.

...

Bu çarşafın üzerine yattığına hâlâ inanamıyordu. Kıyafetlerini çıkarıp yastığın üstünü kaplamıştı ama bu kokuyu engellemeye yetmemişti. Yine de şikayet etmemeliydi, çok daha kötü yerler görmüştü. İyi olan hafızası bazen rahatsız edici gerçekleri de hatırlatmadan edemiyordu. Emma ile buluşacağı saate daha vardı. Dışarı çıkıp yürümeye karar verdi.Henüz dışarı çıkıp birkaç adım atmıştı ki telefonu titreşti.

"Günaydın Sharon. Nasıl gittiğini merak ettim? "

"İş benden önce halledilmiş. "

"Ne demek halledilmiş?! Ben öğrendiğimde yaşıyordu. "

"Evet. Muhtemelen benden 1 ya da 2 saat önce halledilmiş. Ve yine muhtemelen Frank. "dedi. Halk arasında ortalık yerde Punisher diyemezdi öylece. Bu yüzden Sharon gerçek ismini kullanmakta bir sakınca görmemişti.

"Eh, Punisher'ın listesinde sıradaki isim olduğunu bilemezdim. "

"Tamam, unut bunu şimdi. Yeni isimlere ihtiyacım var. En fazla 4 gün içinde lazım. Ama bu sefer biraz ağırdan alabilirsin. "

"Senden beklenmeyecek sözler yine. Westchester'da sevgili mi yaptın yoksa? " diyerek güldü. Sharon bir an için 'Evet, şimdi de yatmaya gidiyorum. ' demek istedi ama verdiği cevap

"Kes zırvalamayı ve bana isim bul! " oldu.

"Tamam sakin ol (Şampiyon:D). 4 gün içinde görüşürüz. "dedi Damien ve telefonu kapattı. Sharon ise yürüyerek otelden epey uzaklaşmıştı. En yakındaki kafeye girip oturdu.

...

Sadece düşünerek bile zaman ne de çabuk geçmişti. Şuana kadar başına gelen olayları düşünmüştü. Son zamanlarda tanıştığı insanları ve yapmak istediği şeyleri düşünmüştü. Ve bu şekilde geçen saatlerin ardından Emma ile buluşma vakti gelmişti. Borcunu ödeyip kalktıktan sonra dünkü bara doğru ilerledi.

Emma onu barın önünde bekliyordu.

"Sonunda geldin. "dedi sabırsızca Emma. Aslında bu iki sivri dilli ve asabi kadının şu ana kadar kavga etmemeleri bir mucizeydi. "Parka gidiyoruz. " diye emretti yeniden.

"Anlamadığım kısım şu: Bana nasıl yardımcı olacaksın? Heralde beni acayip zorlu bir eğitime sokup 40 gün boyunca pestilimi çıkarmayacaksın, değil mi? "

"Bu da sonuca ulaşan bir yol elbette. Daha kesin ve garantili bir yol hatta. Ama hayır bu kadar vaktinin olduğunu sanmıyorum. "

"Evet yok. "

"Bu yüzden zihnine girip güçlerini sınırlayan şeyleri kaldırmak istiyorum. "

"Güçlerimi sınırlayan derken? "

"Şuan cesur olabilirsin ama çocukken herkesin korkuları vardır. Karanlık, canavarlar, palyaçolar... İstemeden bu korkular geleceğimizi de şekillendirebiliyor. Çocukluk korkuların hâlâ içinde bir yerde ve sen fark etmesen de onlardan hâlâ korkuyorsun. " Emma güzel bir çam ağacının altındaki, pek dikkat çekmeyen bir banka oturdu. Sharon da yanına oturmuştu.

"Şimdi müsaadenle... " dedi Emma ve işaret parmaklarını Sharon'ın şakaklarına yerleştirdi. İkisi de gözlerini kapamıştı."Psişik kalkanlarını kontrol edebiliyorsun değil mi? Yoksa bu biraz sorun olacak. "

"Neredeyse en iyi kontrol edebildiğim güç o diyebilirim. Benim gibi biri için oldukça işe yarar bir güç. " diye cevapladı Sharon.

"Şuan güçlerinin %50'sini kullandığını biliyor muydun? "İşte bu Sharon'ı gerçek anlamda şaşırtmıştı. %90'da falan olduğunu sanmıştı. "Ama hemen sevinme, çünkü bazı mutantlar ne kadar çok denerlerse denesinler limitlerinin dışına çıkamıyorlar. "

"Benimki de böyle bir durum mu? " Emma cevap vermeden önce bir süre bekledi.

"Şanslısın ki hayır. Şimdi sınırlayıcılara geçiyorum. "

Emma şuan gördüğü cesur, kararlı ve güçlü Sharon'ın nasıl ortaya çıktığını şimdi anlamıştı. Gördüğü manzara oldukça yürek burkan cinstendi. Küçük Sharon kutu gibi ve karanlık bir hücrede köşeye sinmiş minik hıçkırıklar eşliğinde ağlıyordu. Dizlerini kendine çekmiş ve kafasını kollarına yaslamıştı. Kapının aniden açılmasıyla küçük kız titremeye başladı ancak adam bunu sorun etmiyor gibi gözüküyordu. Sharon'ın gözleri korku ve endişeden kocaman olmuştu.

"H-hayır! Lü-lütfen! " dudaklarından kesik kesik çıkan sözcükleri dikkate almayan adam onu kolundan tutup sürüklemeye başlamıştı. Ağlamaya başladı Sharon.

"A-anne!! "

Emma o sırada fark etmişti. Sharon bu adamdan korkuyordu. Adam her Sharon'ın hücresinin kapısını açıp onu kolundan sürükleyerek dışarı çıkardığında Sharon korkudan bayılacakmış gibi oluyordu.

Emma başka bir korkuya geçti. O adam Sharon'ı yine sürüklüyordu. O sırada Sharon anne ve babasını görmesiyle adamın elini ısırarak onların bulunduğu cam odaya koştu. Ancak daha cama bile dokunamadan adam diğer eliyle Sharon'ın bileğini kavradı ve havaya kaldırarak güzel bir tokat attı. Küçük kız tokatın şiddeti ile bayılmıştı. Bayılırken en son gördüğü şey ise anne ve babasının bağırmasıydı. Sharon onların ölmesinden, onları koruyamamaktan korkuyordu. Hayır, daha çok yanlız kalmaktan korkuyordu.

Punish and Justice(Marvel)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin