Johnny alfayı takip etmişti ve en son bir arabanın önündeydi şimdiyse alfa gözükmüyordu ve Johnny çatılardan birindeydi. Ne olduğunu uzakta olduğu için görememişti ancak kısa bir süre sonra yanında hissettiği hareketlilikle korku içinde oraya baktı.
"Jisung?"
Jisung kurt adam haline bürünmüştü ve o da Alfa'nın peşindeydi. "Seni burada görmek şaşırttı. Sanırım bugün şanslıyım."
"Ne şansı?"
Jisung kaşları çatık bir ifadeyle ona bakarak konuştu. "Alfanın peşinde tek olmamam şansı."
"Ha tamam o zaman. Bol şanslar."
Jisung Johnny'nin bu pişkinliğine anlam veremezken önüne döndü ve ne olduğuna bakmaya devam etti.
Arabadan inen kadın tarafından onlara ateş edilmeye başlanmasıyla Jisung Johnny'nin kolunu tuttu ve koşmaya başladılar.
Jisung önlerindeki varilleri aşağıda olan kadına fırlattı ve çatının duvarına yaslandı.
Johnny hızlı nefes alıp verirken konuştu. "Çok havalısın ya. Özeniyorum seni."
Jisung kaşlarını çatıp ona döndü. "Aptal mısın sen? Daha gücünü kontrol edemiyorsun ama havalı gözükmek istiyorsun?"
"Herkes havalı olmak ister."
"Sen normal değilsin anla artık! Oynadığın beyzbol okul takımında yarışmacıları sakatlıyorsun, attığın toplarla kalenin iplerini deliyorsun."
Johnny sırıtarak cevap verdi. "Aslında havalı geliyor kulağa. Dünyanın en iyi beyzbol oyuncusu, Johnny!"
Jisung ona göz devirip kadının ne yaptığına bakmaya çalıştı. Hiçbir şey göremeyince biraz daha yakınlaştı.
Karanlıkta gördüğü sırada kadın da onu fark etti ve bu sefer ateş açtı. Mermilerden biri Jisung'a denk gelirken Johnny koştu.
Johnny şok içinde "Ne?!", şeklinde bir tepki verirken Jisung yeniden konuştu. "Şimdi beni çalıştığın kliniğe götür ve sakla. Sonra da bana yardım et 24 saatimiz var."
Johnny koşarak kliniğe götürdüğünde Renjun'i aradı.
Renjun kısa bir süre sonra aramasını yanıtlarken Johnny hemen konuştu.
"Hemen çalıştığım kliniğe gel! Sana ihtiyacım var! Ne yapacağımı bilmiyorum Renjun!"
Renjun telefonu kapatıp Johnny'nin uzun süredir çalıştığı veterner kliniğine gitti.
Hızla içeri girdi ve bağırmaya başladı. "Ne oldu?"
Johnny, Renjun'i bulundukları odaya götürdü ve Jisung'un yaralandığı kolundan akan kanı gösterdi. Fazlasıyla koyu olan kanlar Jisung'un ölmesine yeminli gibi hızla yerlere akıyordu.
Renjun şok içinde bakarken zar zor yutkundu. Jisung iç çekti ve gözlerini kaçırdı. Güçsüzleşmiş olması zoruna gidiyordu.
"Şimdi size ne yapmanız gerektiğini anlatacağım. Biriniz o kadını buluyor ve o kadının bana sıktığı mermiyi getiriyor. 1 tanesi yeterli. Eğer 24 saat içerisinde bulamazsanız, öleceğim."
Renjun telaşla konuştu. "Bak evet seni hiç sevmem ama ölmeni de istemem. Ya sen kurt adamsın! Ölümsüz olman gerekiyor sen ise gelmişsin kolundaki kurşundan öleceğini söylüyorsun! Bu nasıl iş abi?!"
Jisung acı içinde kıvranırken, "Kurt adamları öldüren sadece bir tür kurşun vardır. Adı 'kurtboğan'. O kurşunun vücudumuza temas etmesi gücümüzün bitmesine neden olur. O kadın bir kurt adam avcısı ve bu yüzden o kurşuna sahip. Dolunaya 1 hafta kaldığı için kurtların azgın olacağı dönemde buraya gelmiştir.",dedi.
Johnny lafa atladı ve endişeyle konuştu. "Bilmiyorum farkında mısın ama ben de bir kurt adamım! Nasıl bulacağım hiçbir fikrim de yok!"
"Nasıl bulacağını ben de bilmiyorum sadece bir kolye var onu biliyorum."
"Kolye?" Renjun ve Johnny birbirine bakarken Minnie'nin kolyesi geldi akıllarına.
"Tamam ben hallederim. Renjun sen burada Jisung ile kalacaksın ben de mermiyi bulacağım."
Johnny cevabını dinlemeden klinikten çıktı ve Minnie'ye mesaj attı.
"Müsaitsen buluşalım mı?"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.