<BÖLÜM 4: EVLENELİM Mİ? (2)>
Sözde bir eşe ihtiyaç duymasının tek nedeni, bir aşk çocuğuna, evlilik dışı çocuğa, sahip olmasıydı. Soylular arasında gayri meşru çocuğa sahip olmak oldukça yaygındı ancak Dük bu aştan doğan çocuğu varisi yapmak istiyordu.
Xenon gayri meşru çocuklara karşı hoşgörülü bir ülkeydi. Çocuk aile kütüğüne kayıtlı olduğu sürece haksız kanunlarla baş etmek zorunda kalmazlardı. Bununla birlikte, çocuğu aile kütüğüne kaydetmek için her iki ebeveyn de aynı fikirde olmak zorundaydı. Lucia'nın rüyasına göre, Dük'ün eşiyle başka bir çocuğu olmamıştı. Çocuk sahibi olamadılar mı ya da çocuk sahibi olmamak konusunda anlamışlar mıydı bilmiyordu, ancak büyük olasılıkla ikincisiydi.
"Ekselansları'nın çevresindeki insanlar arasında casusum yok."
Dük'e göre kadının sözleri gülünçtü. Bir casus? Tek başına, 16. prenses mi? Eğer bu doğru olsaydı, güvenlikten sorumlu kişilerin sabah ilk iş hayatları ile ödeme yapmaları gerekecekti.
"Bir casusunuz olsa bile önemli değil. Devam edebilirsiniz."
Huzursuz hissediyordu çünkü adam hakkında nasıl bu kadar fazla şey bildiğiyle ilgili açıklama yapması gerekeceğini düşünüyordu. Ancak adamın cevabı şaşırtıcı derecede sakindi. Aslında şu anda oldukça eğleniyormuş gibi gözüküyordu. Ona garip bir şekilde baktı; onu son gördüğü zamandan oldukça farklı davranıyordu. Şaşırtıcı bir şekilde çok sabırlı ve iyi bir ruh halindeydi. Kişinin karakterinin sadece tek karşılaşmayla yargılanmaması gerektiği doğruydu demek ki. İçinde bir umut belirdi, belki de düşündüklerini ona iletebilirdi.
"Ah evet. Dediğim gibi... çocuğunuzu varisiniz yapmak istiyorsanız, evlenmek zorunda kalacaksınız Ekselansları."
"Prenses seninle evlenmem gerektiğini mi ima ediyorsun?"
"...Evet."
Adam kendi kendine güldü.
"Evlilik dışı bir çocuğumun olması bir sır değil. Çok az çaba harcayarak ulaşılabilecek bir bilgi. Tabi siz bu gerçeği sır olarak tutmaya çalışmıyorsanız...?"
"Hayır! Sizi tehdit etmeye çalışmıyorum Ekselansları. Böyle düşüncelere sahip olmaya bile cüret edemem. Size daha önce de söylediğim gibi, buraya bir anlaşma teklif etmek için geldim. Benimle evlenerek elde edebileceğiniz faydaları size göstermek istiyorum."
Boş bakışlarla Lucia'ya baktı ve ağzını açtı.
"Ne onlar? Sizinle evlenerek kazanacağım faydalar, Prenses?"
Ses tonu kuru ve iş yapıyor gibiydi.
"Hiç akrabam yok. Ekselanslarının bu tür şeylerle ilgilenmesine gerek kalmayacak. Kraliyet ailesindeki statüm 16. Prenses gibi çok düşük bir statü, bu yüzden pahalı bir çeyiz gibi bir zorunluluğunuz olmayacak. Ama bir prenses olduğum için, sanırım adı sanı duyulmamış bir soyludan daha pahalı olacaktır. Gerçi Ekselanslarının böyle küçük meseleleri sorun edeceğini sanmıyorum. Özel hayatınıza asla karışmayacağım. Kalbinizin dilediğini yapabilirsiniz, hayır, şu ana kadar hayatınızı nasıl yaşadıysanız öyle yaşamaya devam edebilirsiniz. İsterseniz, gelecekte bir gün boşanmak için tarih bile ayarlayabiliriz."
Adam sessizce dinliyordu ama yüz ifadesi garipti.
"Ah, son olarak, Ekselansları'nın çocuğuna engel teşkil etmiyorum. Görüyorsunuz ya, hamile kalamıyorum."
Adam uzun bir nefes aldı. Şu an kendini çok rahatsız hissettiği için ağzını sıkıca kapatmıştı. Şu ana kadar bu ifade, Dük'ün en çok gösterdiği ifadeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
[NOVEL]Lucia (Türkçe Çeviri)
RomansaLucia prenses olduğunu bilmeden büyüdü. Ancak annesi öldüğünde saraya girdi ve tüm geleceğini bir rüyada görme şansı buldu. Rüyasında, 19 yaşına geldiğinde, en yüksek çeyiz parasını teklif eden kişiye açık arttırmayla satıldı. O andan itibaren hayat...