5

3.9K 309 175
                                    

Hwang Hyunjin evin zilini çaldıktan sonra cebinden telefonunu çıkartıp, son kez topladığı sarı saçlarına baktı. Omuzlarının biraz yukarısında kalan sarı saçlarını siyah küçük bir lastikle toplamıştı, sadece önlerindeki tutamlar yüzüne dökülüyordu. Saçlarının düzgün olduğuna emin olduktan sonra, gülümseyrek üstüne giydiklerine de son kez göz attı. Üstündeki beyaz tişörtü, siyah dizlerinden yırtık kot pantolonu, beline bağladığı oduncu gömleği ve siyah Converseleriyle iyi göründüğünü düşünüyordu. Umuyordu ki, Takanashi Yuina onu beğenirdi. Yuina'nın bir ara kızlara Hyunjin'in tarzını beğendiğini söylediğini öğrendiğininden beridir Hyunjin kendine daha çok dikkat ediyordu.

Kapının ardındaki bağırırlardan Yuina'nın gelmek üzere olduğunu duyar gibiydi. Duruşunu dikleştirdi, yüzünde her zamanki hafif gülümsemesi belirdi. O sırada beyaz kapı açılmış, Yuina sinirle yukarıya anlamadığı dilde bağırmıştı. Yukarıdan aynı şekilde bir bağırış gelince, kız göz devirmiş ve "Gerizekalı." demişti sessizce. Daha sonra, mahçup bir şekilde karşısında dikilen Hyunjin'e gülümsedi ve "Üzgünüm ablamla tartıştık da biraz." dedi. Hyunjin'in yüzündeki gülümsemesi büyürken "Problem yok." demişti. Kız kafasını sallayıp evin kapısını kapattıktan sonra, Hyunjinle birlikte yürümeye başladılar. O sırada Hyunjin, kızı süzüyordu.

Üstünde siyah renkte ip askılı bir crop vardı kızın. Altında buz mavisi mom kesim bir şort, ayaklarında ise siyah Vansleri vardı. Omzunda küçük siyah bir çanta takmıştı, yüzüne her zamanki gibi hafif bir makyaj yapmış, koyu kahverengi saçlarını topuz yapmıştı. Neredeyse her yeri deliklerle dolu olan kulağına ise gümüş renkli küpelerini takmıştı.

"Beni süzmeyi bıraktıysan, nereye gideceğimizi söyleyebilirsin."

Hyunjin kızın dediğiyle güldü, "Çok süslenmemen gerektiğini söylemiştim fakat sen de cazibeme dayanamayıp beni etkilemeye karar verdin galiba." dedi. Yuina tebessüm etti, "Erkek arkadaşım olduğu halde bana hala bana yürümekten vazgeçmiyorsun bakıyorum ki."

Hyunjin Yuina'nın dediğiyle kahkaha atmıştı, tabi ki kız şu an yaşayacaklarından habersizdi. "Şu anlık var sadece, belki daha sonra benim biricik kız arkadaşım olursun."

Yuina Hyunjin'in dediğiyle tekrar güldü, "Senin gibi bir egolu, ilgi manyağı biriyle sevgili olmam Hyunjin. Üzgünüm." dedi. Bu sefer Hyunjin gülmüştü, fakat hiçbir şey dememişti. Ne de olsa Yuina kendisi anlayacaktı, kimin ilgi manyağı olduğunu ve kimin onu düşündüğünü.

Birkaç dakika sonra, civardaki liseli öğrenci gruplarının okuldan sonra kafa dağıtmak için geldikleri bir mekana gelmişlerdi. Saat sekiz buçuğa geliyordu, hava nerdeyse kararmıştı. Hyunjin sinsice gülümsedi, mekanın kapısından içeri girerken "İşte başlıyoruz." dedi sessizce. Planı tıkır tıkır işliyordu Hwang Hyunjin'in, her ne kadar Yuina üzülcek olsa bile gerçekleri görmesi lazımdı.

Zavallı Yuina ise hâla biricik sevgilisi Na Jaemin'den bir umut mesaj ya da arama bekliyordu. Sevgilisinin düşman bellediği çocukla akşam dışarı çıkmıştı, fakat Jaemin onu hiçbir şekilde merak etmemişti. Şimdiden sinirleri bozulmaya başlamıştı.

Yuina'nın yavaş yavaş sinirlenmesi, Hyunjin'in hoşuna gitmişti. Na Jaemin'e güzel bir ders vermenin zamanı gelmişti. Uzun zamandır sevgili diye koluna taktuğı kızı parmağında oynuyordu, onunla çıkarken nerdeyse her boku yemişti fakat zavallı Yuina hala bundan bir haberdi. İçindeki vicdanlı taraf her ne kadar bunu kıza yapmaması gerektiğini söylese de, Hyunjin'in içindeki hırs daha ağır basıyordu.

"Buraya bayılıyorum." dedi Yuina, gülümseyerek Hyunjin'e bakarken. Hyunjin ise "Biliyorum." dedi ve gururla gülümsedi karşısındaki kıza. Tabi ki de sadece Jaemin'i göt etmek için burada buluşmayı seçmemişti, Yuina'yı etkilemek için onun sevdiği bir yere gitmelilerdi. Bunun için Yuina'nın sınıfındaki kızlardan birazcık yardım alması zor olmamıştı.

Yuina gülümseyerek mor ışıkları olan bölüme ilerlediğinde, Hyunjin ise kıza bakıp aptal aptal sırıtıyordu. Buluştukları tüm zamanı kıza sırıtarak bakmakla harcamıştı fakat çok umrunda olduğu söylenemezdi, normalde kızın güzel yüzüne bu kadar fazla bakamıyordu. Şimdi bu fırsatı bulmuşken kaçıracak değildi doğal olarak.

"Bir şeyler yemek ister misin, ya da sadece bir şeyler de içebiliriz."

Kızın bir şey yemeyeceğini biliyordu Hyunjin, her ne kadar ihtiyacı olmasa da diyet yapıyordu. Çok zayıf denilecek bir kızdı Yuina, fakat omuzları geniş ve kemiklerinin iriliğinden dolayı daha fazla zayıf olması gerektiğini düşünüyordu. Bunlar Hyunjin'in umrunda bile değildi ama o olduğu gibi güzeldi.

Yuina Hyunjin'in tahmin ettiği kafasını iki yana salladığında Hyunjin gülümsemişti. "Bir şeyler içsek yeter, evde yedim ben. Fakat açsan sen yiyebilirsin tabi ki."

Bu sefer Hyunjin kafasını salladı, "Hayır, ben de fazla aç değilim." dediğinde Yuina tamam anlamında kafasını salladı. O sırada garson gelip onlara menü uzatırken, en sonunda oturdukları mekana Yuina'nın biricik sevgilisi Na Jaemin ve en yakın arkadaşı Jung Seolhyun gelebilmişti. İkisi gülümseyerek Hyunjinlere uzak bir tarafa oturduklarında, birazdan başlarına geleceklerden habersizdi.

Mutlulukla gülümsedi Hwang Hyunjin, oturduğu sandalyeye keyifle yayıldı, elindeki menüdeki içeceklere göz attarken Yuina'nın duymayacağı bir sesle "Son iki oyuncu da teşrif ettiklerine göre, oyunumuz başlamıştır." diye mırıldandı.

olmedim sadece aglayarak ders calisiyordum..

diger bolum cok kaoslu olacak, sizi bekletmeden atmaya calisacagim 💞🥺

sizi seviyorum muahhhh🤍🤍🤍🤍

in love with a jerk • h. hyunjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin