27, end ✔️

2.9K 215 155
                                    

Hyunjin Yuina'nın evinin önüne ilk geldiği günkü gibi heyecanlıydı. Aklına o gün geldiğinde istemsizce gülmüştü, Yuina'nın elinde olsa onu boğacağı günlerden, Yuina'nın onun peşinden ayrılmadığı günlere gelmişlerdi.

Zili çalacağı anda, Yuina çocuğa kapıyı açmıştı bile. Kız çocuğu o kadar özlemişti ki bir şey söylemeden sadece sarılmıştı.

Hyunjin normalde temas seven birisi değildi fakat Yuina'nın sevgi sözcükleri söyleyi sevmediğini bildiğinden dolayı, aynı şekilde kıza sıkıca sarıldı. Birbirlerini çok özlemişlerdi, kavganın olduğu haftadan sonra ara tatile girdikleri ve Yuina Japonya'ya tatile gittiği için iki haftadır görüşememişlerdi.

Yuina en sonunda Hyunjin'den ayrılıp çocuğun elini tuttup onu içeri aldı, "Sen salona git, ben de mutfakta bir şeyler hazırlayayım." deyip çocuğun dudağına küçük bir öpücük kondurup mutfağa ilerledi. Hyunjin ise "Salonda tek başıma napacağım, sana yardım ederim." diyerek Yuina'yla birlikte mutfağa ilerlemişti.

"Mısır mı istersin, yoksa cips mi?"

"Doğum gününe cips yiyip, kola içerken mi girmek istiyorsun gerçekten?"

Yuina abur cubur dolabından iki paket baharatlı cips çıkarırken, "Seninle miyim? Evet, gerisi önemli değil." dedi. "En üsteki dolapta büyük bir kase var, onu çıkarır mısın?"

"Bugün çok romantiğiz özellikle sen."

Yuina Hyunjin'in çıkardığı büyük kaseleri cipsleri boşaltırken kıkırdadı, "Hoşuna gitmedi galiba?" dedi. Hyunjin kızın arkasından sarıldığında kızın kahverengi saçlarına küçük bir öpücük kondurdu, "Yo, hatta her gün böyle olsan daha iyi. Bazen içine Yujin noonanın kaçtığını düşünüyorum." dedi gülerek. Yuina ise Hyunjin'in kolları arasından çıkıp, dolaptaki kola şişesini çıkardı "Yujin unni Chris oppanın yanında gayet sakin, iki tane bardak çıkarır mısın?" dedi ve diğer eline de cips kasesini aldı. Hyunjin bardakları çıkartırken "Evet herkesi sevip benden nefret ediyor." dedi sahte bir hüzünle. Yuina Hyunjin'e göz devirip "Drama queen." diye mırıldandı ve elindekilerle birlikte içeri geçti. Peşinden de Hyunjin geldi.

Yuina ve Hyunjin üçlü koltuğa oturup, koltuğun önündeki sehpaya cips kasesini ve kola şişesini koyup televizyon ekranında açık olan Netflix'ten en az yarım saat boyunca ne izlesek diye baktıktan sonra, Netflixten çıkıp Yuina'nın DVDlerini on dakika karıştırıp X-Men izlemeye karar verdiler. Yuina DVD'yi oynatıcıya koyduktan sonra Hyunjin'in göğüsüne yatıp filmi izlemeye başladı.

"Sence Charles mı Erik mi?"

Hyunjin kızın yumuşacık saçlarını okşarken sormuştu, Yuina ise kafasını televizyondan kaldırıp çocuğa baktı "Ne bakımdan?" dedi. "James McAvoy'a aşığım, o yüzden şansına küs Erik." diye ekledi.

"Charles mı ben mi?"

"Tabi ki de Charles."

Hyunjin yayıldığı koltuktan doğrulurken "Ne?" dedi şaşkınlıkla. Yuina ise güldü, "Dalga geçiyorum," dedi ve sonra "Ama Tom Hiddleston olsaydı cevabım değişirdi." diye ekledi. Hyunjin filmi durdurdu ve "Yok artık ya, resmen aldatılıyorum..." dediğinde Yuina doğrulup çocuğun dolgun dudaklarına küçük bir öpücük öpücük kondurdu. "Seni seviyorum."

"Ben de seni seviyorum da ne alaka şu an?"

Kız omuz silkti, "Hiç, söylemek istedim." deyip tekrar çocuğun göğüsüne yattı. Güldü Hyunjin, neredeyse üç aydır konuşuyorlardı ve Yuina'ya üç ay önce sevgili olacaklarını söyleseydi kesinlikle ona kahkahalarla güleceğine emindi.

in love with a jerk • h. hyunjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin