25

2.3K 207 111
                                    

Mükemmel bir pazartesi günüydü, haftanın başı ve okulun ilk günü. Herkes hafta sonundan çıkmanın üzgünlüğünü yaşarken Hyunjin hala Yuina'yı okulda görememişti, Yujin de Hyunjin'e hiçbir şey söylememiş ve bugün okula gelmemişti.

Son zil de çalmıştı; Hyunjin, Minho, Chris ve Felix birlikte bahçede oturuyorlardı. Öğleden sonraki hiçbir derslerine girmemişlerdi, birkaç ders birbirleri arasında basket maçı yaptıktan sonra boş çardakların bir tanesine oturmuşlardı. O sırada da Hyunjin üstün körü olanları anlatmıştı.

"Tamam sıkma canını artık sen de," dedi Chris omzuna çantasını atarken. "Yujin konuşacağım dediyse konuşacaktır, akşam sorarım ona."

Hyunjin önüne gelen sarı saçlarını kulağının arkasına sıkıştırırken buruk bir şekilde gülümsedi, "Sağ ol hyung." dedi. Chris kolunu Hyunjin'in omzuna atarken, Minho şaşkınlıkla okulun karşısındaki parkta olan kavgaya bakıyordu. İlk başta kim olduklarını anlayamasa da daha sonra kızın Seolhyun olduğunu anladığında karşıdaki kızların da Bella, Yujin ve Yuina üçlüsü olduğunu anlamıştı.

"Bir şey diyeceğim," dedi Minho üzerindeki şaşkınlığı atamıyordu. Chris ne oldu şeklinde Minho'ya bakarken "Karşıdaki parka bakın..." dedi sadece. Hyunjin kaşlarını hafifçe çattıp karşıdaki parka baktığında ise gözlerine inanamamıştı.

Yuina Seolhyun'un saçından tutmuştu, Yujin ve Bella da Seolhyun'u bir şey yapmasın diye tutuyorlardı.

"Hassiktir Seolhyun'u mu dövüyor onlar?"

Felix'in şaşkınlıktan ağzı açık kalmışken, Chris sinirle nefes verdi ve "Bir olaya da karışma be Lee Yujin!" diye bağırmıştı.

Dörtlü hızlı adımlarla parka ilerlerken Minho Chris'e ve Felix'e "Sizin bundan haberiniz yok mu?" dedi. Felix gözlerini devirip "Hyung, sence?" dedi. Chris ise sinirliydi çünkü Yujin'in bu kaos sevdası yüzünden bir gün mahkemelik olmasından korkuyordu.

Parka geldiklerinde büyük bir kalabalık oluşmuştu bile. Ayrıca Seolhyun'un çığlıklarını ve Yuina'nın bağırmaları daha net duyuluyordu. Hyunjin içten içe endişeliydi çünkü bu Seolhyun'du, ne yapacağı belli olmazdı. Darp raporu alırsa bu olay daha da büyürdü.

Dörtlü, kalabalığı yara yara kızların kavga ettiği yere ulaştığında Seolhyun Bella ve Yujin'in kollarından kurtulmuştu ve Yuina'nın üzerine yürüyordu. Yujin "Şunun hareketlerine bak ya!" deyip kızın kolundan sertçe tuttuğunda Seolhyun "Bırak be kolumu!" dedi. Yujin'in saçını çekeceği sırada Yuina Seolhyun'u saçından tuttu ve yere doğru çekmişti. "Söylesene ne yaptığını, hadi! Bu kadar da korkaksın işte!"

Yuina sinirle bağırdığında Hyunjin kızı belinden kavrayıp kendisine doğru çekmeye başlamıştı. Yuina kendisini çekenin Hyunjin olduğunu anladığında çırpınmaya başlamıştı. Sinirle "Ya bırak, hak ediyor bunların hepsini o! Hyunjin bırak yoksa senin de o sarı saçlarını yolarım!" diye bağırırken Seolhyun tekrar üzerine yürüyeceği sırada Yujin kızın kolunu tekrar sıkıca tuttu. "Senle işim bitmedi-"

Chris Yujin'i kendine çekerken "Yujin sen ne yapıyorsun burada tam olarak?" dedi. Yujin ise omuz silkti, "Dramayı severim biliyorsun." dedi. Chris sabır istercesine gözlerini kapatırken, "Bitti kavga, dağılın sizde!" diye bağırmıştı etraftaki kalabalığa.

"Ama hyung, bir kız kavgası ayrılmaz-"

"Jisung eğer şimdi gitmezsen etraftakiler benim seni nasıl dövdüğümü izleyecekler, ister misin?"

Chris sinirle gözlerini açtığında, Minho fısıldayarak "Git." demişti Jisung'a. Jisung somurtarak, "Aman be, bir kavga izletirmediniz." dedi ve o da kalabalıkla birlikte ortamdan ayrıldı.

Hyunjin yanında çırpınan Yuina'yı en sonunda banka oturttuğunda "Kızım deli misin sen, görmüyor musun onun nasıl bir manyak olduğunu?" demişti. Sesinde şaşkınlık ve endişe vardı, sinirli değildi.

Yuina ise banka yaslandı, kısık olan gözleri sinirden iyice açılmıştı. "Bıraksan halledecektim işimi."

"Orada ikinizi bıraksaydım kızı boğacaktın biliyorsun değil mi?"

Yuina'nın önüne gelen kahverengi saçları kızın kulağının arkasına sıkıştırdı Hyunjin, kız ise omuz silkti. "Hak ediyor."

"Kimse şiddeti hak etmez Yuina."

"İki ay önce Jaemin'i döven çocuk mu diyor bunu?"

Yuina'nın dediğiyle Hyunjin cevap vermemişti ve sessiz kalmayı tercih etmişti. Birkaç dakika konuşmamışlardı. O sırada Minho Seolhyun'u göndermişti, Chris Yujin'e her zamanki gibi başına bir şey geleceğini korktuğundan öğüt veriyordu, Felix ise Bella'dan olanları anlatmasını istemişti.

"Ee," dedi Yuina kırmızı dudaklarını büzdü ve Hyunjin'in göğüsüne yattı aynı bir kedi gibi. "Küs müyüz?"

Hyunjin kızın saçlarıyla oynamaya başladı "Bana küsen sendin." dedi, bir yandan da sırıtıyordu. Yuina Hyunjin'e daha da sırnaştı ve güldü, "O zaman küs değiliz." dedi.

Hyunjin kızın saçlarına küçük öpücükler kondururken, "Seni seviyorum Yui." demişti. İlk defa birisine bu kadar içten söylemişti bu cümleyi.

Yuina kafasına kaldırıp Hyunjin'in gülen yüzüne baktı, "Ben de seni seviyorum Jin." deyip, çocuğun dolgun dudaklarını öpmeye başladı.

COK SACMA BIR BOLUM

ve yavastan finale gidiyoruz..

bu arada 3K okunma ve 1K yorum almisiz cook tesekkur ederim her sey icin 🥺🥳🤩😽💞✨

sizi cok seviyorumm🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍

in love with a jerk • h. hyunjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin