8

3.4K 275 218
                                    

hhyunjin

nerdesin

yuimochi

sana ne

hhyunjin

ya ama neden biricik sınıf arkadaşına böyle davranıyorsun :((

yuimochi

of hyunjin çıldırtacaksın beni

dış kapıdayım

hhyunjin

bekle geliyorum

hhyunjin çevrimdışı

yuimochi çevrimdışı


Takanashi Yuina oflayarak telefonunu kapattı. Kendisine acıyarak bakanları ve kendisine bakıp fısıldaşanları daha fazla görmek istemiyordu. Her ne kadar konuşulan şeyleri duymasa da tahmin edebiliyordu.

"Hayırdır ne bakıyorsunuz, ayı mı oynuyor?"

Kendisine doğru ilerleyen, aynı anda sarı uzun saçlarını elindeki siyah tokayla toplamaya çalışan Hwang Hyunjin'i gördüğünde istemsizce gülümsemişti kız. Hyunjin'in dediği şeyle etraflarındaki insanlar Yuina'ya bakmayı kesmişlerdi ve bu Yuina'nın bayağı bir hoşuna gitmişti.

"Ne kadar çabuk geldin."

Hyunjin kolunu Yuina'nın omzuna attı, "Üç günün sonunda okula gelmişsin, özledim herhalde." dedi ve gamzelerini göstererek gülümsedi. Yuina göz devirdi, "Yavşak Hyunjin geri döndü." dediğinde Hyunjin bir şey demedi ve ikili okulun arka kapısından yürüyerek içeri girdi.

Ve tabi ki okula geri dönüş hediyesi olarak Jaemin onu kapının önünde bekliyordu.

"Benden sonra tesellini kavgalı olduğum çocukta mı buldun Yuina? Senden beklemezdim."

Yuina fısıldarcasına "Kes sesini." deyip, gözlerini kaçırdı. Biraz daha konuşursa ağlayacak gibi hissediyordu. Na Jaemin'i görmek, sesini duymak, onunla aynı havayı solumak istemiyordu.

Hyunjin ise sinirlendi Na Jaemin'e, aldatan Na Jaemin'in ta kendisiydi ve şimdi ne hakla Yuina'yı suçlayabilirdi? Karşısına çıkacak kadar yüzsüz müydü, onu da geçersek ne hakla hesap sorabilirdi ona?

Na Jaemin, Takanashi Yuina'nın artık hiçbir şeyi idi. Fakat ilgi manyağı bir orospu çocuğu olduğundan mıdır bilinmez hala onla uğraşacak yüzü kendine bulabilecek kadar gurursuzdu ve bu Hwang Hyunjin'i delirtiyordu.

Yuina'nın Na Jaemin yüzümden üzülmesi, onu daha da sinirlendiriyordu.

"Acaba bu konu seni ne kadar ilgilendiriyor Na Jaemin?"

Hwang Hyunjin Yuina'nın omzuna attığı kolunu indirip, karşısında sevimsizce sırıtan Na Jaemin'in üstüne yürüdü. Jaemin gözüne gelen karamel rengi saç tutamlarını elleriyle düzelttikten sonra "Gayet de ilgilendiriyor aslında," dedi yüzünden o sevimsiz gülümsemesini silmeden. "Sadece eski kız arkadaşımın düşmanımla bu kadar yakın olması hoşuma gittmedi, sanki bu anı bekliyormuş gibi."

Bu sözler Yuina'nın o kadar canını yakıyordu ki... Haklı olduğu durumda, haksız gibi gösteriliyordu. Daha da kötüsü, derinlerde kalan Jaemin'e karşı kalan ufak sevgisini bile Jaemin ayaklarıyla çiğneyip atmıştı şu an.

O anda Na Jaemin'den ve ona karşılıksız verdiği tüm sevgiden nefret etti ve iğrendi Yuina. Adı bile sadece midesini bulandırıyordu.

"Sen bunu nasıl söyleyebilirsin?"

Yuina zor da olsa konuşmuştu fakat gözleri dolmuştu. Cidden ağır geliyordu yaşadıkları çünkü bir kere aptal gibi affedip, tekrar yemişti aynı boku Jaemin. Zoruna gidiyordu.

"Hiçbir zaman senin istemediğin bir şeyi yapmadım ve seni sevdim. Şimdi ise gelmiş, bana Hyunjin'in kollarına atılmak için fırsat kolladığımı söylüyorsun."

Yuina'nın gözlerindeki yaşlar usul usul yanaklarını ıslatırken, Jaemin ise onu duymazlıktan geliyordu. Gözünde Yuina'nın bir değeri yoktu ve Hyunjin bunun farkındaydı.

"Bok herifin tekisin Na Jaemin." dedi Hyunjin ve karşısındaki karamel saçlı çocuğun, yüzüne yumruğunu geçirdi. O gün Yuina'yla uğraşmaktan Jaemin'in çenesine yumruk geçirememişti ve içinde kalmıştı. Şu an tüm siniri boşalmış gibiydi.

Jaemin yumruğun etkisiyle kanayan dudağını elinin tersiyle silerken, bir yandan da güldü. "Zoruna mı gitti?" dedi meydan okurcasına.

O sırada herkes sesleri duyup, koridorda büyük bir şeymiş gibi kavgayı izlemeye başlamışlardı bile. Bazıları kavgayı kimin alacağıyla alakalı iddiaya giriyor, bazıları kavganın okul çıkışına taşınacağını söylüyorlardı. Bazıları ise sadece izlemeye gelmişti.

Hyunjin Jaemin'in dediğiyle yakalarına yapışırken, bu sefer Yuina tutmuştu kolundan. "Hyunjin, sadece gidebilir miyiz?" dedi titrek sesiyle. Fakat Hyunjin ilk defa Yuina'yı umursamadı ve "Yuina, çekil. Sana bir şey olsun istemiyorum." dedi bastıra bastıra. O kadar sinirliydi ki koyu kahverengi gözleri, simsiyah olmuştu ve Yuina Hyunjin'in gözlerindeki büyük öfkeyi gördü.

Tırsmıştı.

"Oo, sevdiceğini de düşünürmüş. Çok romantiksiniz biliyor musunuz?"

Jaemin kanayan dudağına rağmen pis pis sırıtarak Hyunjin'e baktığında, Hyunjin bu sefer Jaemin'in elmacık kemiğine yumruk atmıştı. Yuina şokla ağzını kapattı ve "Hyunjin!" diye bağırdığında Hyunjin "Karışma Yuina, sadece karışma!" diye bağırmıştı. Bunu fırsat bilerek, bu sefer Jaemin Hyunjin'e vurduğunda ise olay iyice büyümeye başlamıştı ve ikili okulun girişinde birbirlerine girmişlerdi.

Yuina şokla ikiliye bakarken, üst sınıflardan adının Yujin olduğu kız birden onu ikilinin arasından çekmişti. "Kavganın ortasındasın, sana bir şey olabilirdi. Delirdin mi sen?" diye sorduğunda Yuina cevap verememişti. Hala olayların etkisindeydi.

O sırada ise Yujin'in erkek arkadaşı Chris ve Hyunjin'in birkaç arkadaşı Hyunjin'i tutmaya çalışıyorlardı. Olaya Jaemin'in arkadaşları da devreye girip Jaemin'i tutuyorlardı fakat ikilinin arasındaki laf dalaşı bitmiyordu.

"NE OLUYOR BURADA? NE BU REZİLLİK!"

Müdürün tiz sesi, tüm koridorda yankılanırken ikili susmuştu ve kalabalık müdürü görünce dağılmaya başlamıştı. Müdür ikiliye sinirle bakarken "Siz ikiniz ve arkadaşları, odama. Yuina sen de geliyorsun benimle. Yürüyün!" diye bağırdığında, topluluk halinde müdürün odasınım yolunu tutmuşlardı.

Oysa bu günün böyle başlamasını hem Yuina hem de Hyunjin hiç istememişti.

hic icime sinmeyen bir bolum..

ama atiyorum cunku aticagimi soylemistim :")

yarin denemem var dua edin iyi gecsin, ayrica sinav haftam baslamadan diger ficime de yb atip birkac hafta offline olacagim galiba :c

umarim begenirsiniiz ❤️

in love with a jerk • h. hyunjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin