Birinci Bardak

1.2K 56 17
                                    

"Nasıl olur ya? Tekrar deneyin."

Görevli elindeki kartı tekrar post makinesinden geçirdi. "Üzgünüm hanımefendi. Eğer başka bir kartınız va-"

"Yok başka kartım. Almıyorum hiçbirini. Zaten hiç beğenmemiştim."

Mağazadan çıkıp yürümeye başlamamla, bağcığıma takılıp yerle bütünleşmem bir oldu. Hep aynı şey oluyordu. Bağcıklarımla henüz keşfedemediğim sorunlarım vardı. Etraftaki insanlardan birkaçı güldüler -ki bence insan değillerdi- Onlara ters bir bakış atarak gözlerimi kapadım ve derin bir nefes aldım. Elime değen bir elle gözlerimi açtım ve önce ellere, daha sonra ellerin sahibine baktım. "Ne tutuyorsun be elimi?"

"Çünkü düştün."

Hızlıca ellerimi soğuk ellerinden çektim ve ayağa kalktım. "Hadi ya cidden düştüm mü? Ayrıca bu sana elimi tutma yetkisini vermez orangutan beyinli."

Gözleri yavaşça büyüdü ve dediğim şeyi kavramaya çalıştı. Tamam kabul ediyorum sinirlenince tuhaf hakaretler edebiliyorum. Ne var bunda?

"Ben sadece yardımcı olmak istemiştim. Ayrıca bir kıza yakışmayacak ve ilk defa duyduğum laflar ediyorsun. Nazik olmalısın."

"Annenden aldığın öğütleri gevelemeyi bırak ve çekil önümden."

Bir süre düz bir şekilde yüzüme baktı ve arkasını dönüp gitti. Ah... Bir de seni çekemem be çocuk.

Öylece dikilmeyi bırakıp hiçbir şey olmamış gibi yürümeye devam ettim. Ne o? Taksiye binmemi mi bekliyorsunuz? Binemem, param yok.

Hızlı adımlarla yürürken bir yandan da üvey kadına saydırıyordum. Umarım eve gittiğimde evde olmazdı çünkü bu sinirle ona patlarsam her zamanki o "boşa para harcıyorsun, kendine çeki düzen vermelisin" tarzı cümlelerle dolu olan kavgalarımızdan biri yaşanacaktı.

Sokaktan sola dönüp biraz daha yürüdükten sonra tamamen bitmiş bir şekilde eve girdim.

Üvey kadın salonda televizyonun karşısındaki koltukta oturmuş, her zamanki o pempe dizilerinden birini izliyordu. Yürüdüğüm yolun yorgunluğunu bir anda unutup, cırlamaya başladım. "Sen ne yaptığını sanıyorsun? Bugün senin yüzünden her zaman alışveriş yaptığım mağazada rezil oldum. Bu da yetmezmiş gibi harçlığımı vermeyerek beni o mağazadan buraya kadar yürümek zorunda bıraktın. Doğru söyle, iflas falan mı ettik?"

Söylediklerim karşısında boş boş durdu durdu ve durdu. Sonunda bir tepki vererek sinir bozucu bir şekilde gülümsedi. "Sana söylemiştim tatlı kızım. Anlaşılan beni ciddiye almamışsın. Umarım bunlar yeterli olmuştur."

"Bana kızım deme!"

Bir şey demesine izin vermeden odama çıktım ve kapıyı çarptım. Çantamı ve ceketimi yere fırlatırken, yorgun bedenimi de yatağa bırakmıştım. Gözlerimi kapatacağım sırada gıcırtılı kapım açıldı ve içeriye üvey kadının oğlu -yani kardeşim- Arda girdi. Bıkkın yüz ifademle ona baktım. "Kaç kere diyeceğim sana kapıyı çal diye?"

"Kapı çalmak gibi şeyler bana göre değil."

Henüz hayatının onuncu yılını yaşayan, çok bilmiş, yaşına göre oldukça kibirli, ve yine yaşına göre fazla zeki, aynı zamanda da afacanın tekiydi. Neyse ki üvey kadına oranla, Arda'yla aramız iyi sayılırdı. "Fazla konuşma çok bilmiş. Ne o elindeki?"

"Bahçede kızlarla takılıyordum. Kargo şirketinden bir araba evin önünde durdu ve görevli yanıma gelip, kutunun senin adına geldiğini söyledi."

Bu konuşmada ilgimi çeken tek şey ilk cümle olmuştu. Kızlarla takılmak mı? Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. "Tamam kutuyu kenara bırak ve bahçeye geri dön afacan çocuk."

Sağ elini pantolonunun cebine koydu ve göz kırparak odadan çıktı. Onun bu haline güldüğüm sırada gözlerim yerdeki kutuya takıldı. İlk başta takmasam da merakıma yenik düşüp kutunun yanına gittim ve açtım. Kutudaki kırmızı elbise adeta parıldıyordu. Sırıtmaya başladım. Tabii ki her zamanki müşterilerine böyle bir şey yapm-

Yüzündeki o masum hayal kırıklığını, o sinirli ve aynı zamanda tatlı olan yüz ifadeni görmeme sebep olduğun için, adının anlamını taşıyan bu elbise sana...

-Annesinden Öğüt Alan Çocuk

Merhaba!

Öncelikle hikâyemizi iki kişi olarak yazıyoruz. İsimlerimiz Ebrar ve Zülâl. Kurgumuz farklı, eğer bir şans verip okursanız bunu görebilirsiniz. Bölümler bardak bardak devam ediyor. Dediğimiz gibi biraz farklı xshxjsj Bölümü beğendiyseniz, oy vermeniz ve yorum yapmanız bizi mutlu eder.

Not: Hikâye için seçtiğimiz kişiler başka bir hikâyede kullanılıyor mu bilmiyoruz. Sadece kafamızdaki karakterler için en uygunlarını seçtik.

Görüşmek üzere!

SADE SÜTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin