*Baekhyun*
Gittiğimiz küçük marketten geri dönüp, ah pardon kaçıp, depoya geleli yarım saat olmuştu ve ben hala kanepeye oturmuş boş boş etrafı izliyordum. Chanyeol geldiğimizde benle konuşmaya çalışsa da tepki verememiştim. Seri katil bile olurdu ama hırsız...
Neden bu kalıbı ona yakıştıramamıştım ki? Sonuçta küçük bir depoda yaşıyordu. Malzemelerin nereden geldiğini bile bilmiyordum ve... Tanrım... Silahı vardı daha ne kadar saçmalayabilirdim ki?
"Baekhyun? İyi misin? Korkutuyorsun-"
"Neden?"
"Ne?"
"Neden hırsızsın diyorum. Neden bana anlatmadın ya da? Neden bu zamanı bekledin?"
Chanyeol son iki sorumu beklemiyormuş gibi bana baktı. Bu tepkiyi beklemiyor muydu yani?
"Ben-"
Yutkunup derin nefes aldı ve geri verdi.
"Hırsızım çünkü ailem yok. Yetimhanede büyüdüm. Kimse beni evlatlık edinmedi ve ben de kaçtım. Hırsızlık yaparak devam ettim. Hala da hırsızım. Annemle babamı mafyalar öldürmüş. Bir tane ablam varmış ama... Mafyalar onu kaçırmışlar. Nerede bilmiyorum."
Dolan gözlerini kapatıp geri açtı. Yanağından aşağı akan gözyaşına bakabildim sadece.
"Sana söylemedim çünkü benden kaçacağını düşündüm. Seni korkuturum sandım. Gitmeni istemedim. Gitmenden korktum."
Son cümlesinde sesi iyice kısılırken ben şaşırmakla yetindim.
"Bu zamanı bekledim çünkü artık söylemem gerektiğini düşündüm. Çünkü..."
Yutkunup konuşurken bakmadığı gözlerime baktı dolu gözleriyle.
"Çünkü benim için değerlisin."
Afallamıştım. Tam anlamıyla hem de.
Ah hadi ama kim böyle bir durumda karşıdaki için değerli olduğunu duymayı beklerdi ki? Oysaki ben 'şu zamana kadar sahip olduğum tek arkadaşımsın' tarzı şeyler duyacağımı sanmıştım. Bunu değil...
"Baekhyun?"
Ağzımdan küçük bir mırıltı çıktı ama tamamen bilinçsiz olan bir şeydi bu. Hadi bazen olur da hipnotize olmuş gibi hissedersiniz ve seslere karşı verdiğin tek tepki küçük mırıltılardır ya. Tam olarak o hipnozun içindeydim şu an.
"Baekhyun."
Bu sefer adımı seslenmekle beraber elini dizime koyması dikkatimi ona çevirmeme yetmişti.
"E-efendim."
"Sen. Tepki vermedin de..."
"Ben- Ben özür dilerim."
Afallama sırası Chanyeol'deydi bu sefer. Özür dilememi beklemiyordu sanırım. Aslında ben de beklemiyordum. Sahi neden özür dilemiştim ki?
"Yani... Kötü anılarını sana hatırlattığım için... Özür dilerim Chanyeol."
Dizimdeki elinin üzerine elimi koyup gülümsedim.
"Sen de benim için değerlisin. Ve öyle kalacaksın Dev Yoda."
Ona taktığım lakapla seslenince gülümsemiş ve yanağındaki gamzesi ortaya çıkmıştı. Bilginiz olsun diye diyorum gamze görünce her insanın yapmak istediği şeyi yapıp parmağımla gamzesine bastırmak için canımı bile verirdim.
"Şu an ne yapmak istiyorum biliyor musun Yeol?"
Hayır anlamında başını salladığında yüzümü onunkine yakınlaştırdım.
"Seni gamzenden öpmek."
...
"Bay Kim? Hangi rüzgar attı sizi buraya?"
Kyungsoo bahçesindeki gülleriyle ilgilenirken ona doğru gelen Jongin'i gördüğünden gülümsedi. Onu seviyor muydu? Hayır. Ama ona karşı bir ilgisi olduğu bariz ortadaydı. Bu yüzden zaten üvey abisinden gizlice zorla kocası olan Kim Jongin'le en azından dudaklarını birleştirme eyleminde bulunmuştu.
"Yalnızız. Resmiyeti bırakabilirsin."
Jongin'in bu sözleriyle Kyungsoo gülümsedi ve etrafa göz attı. Gerçekten de yalnızdılar. Jongin onun bu haline gülümserken ona biraz daha yaklaşıp kollarını açtı. Ona sımsıkı sarılan Kyungsoo ile biraz da olsa sendelese de mümkünmüş gibi daha çok gülümsedi.
"Hoşgeldin Jongin."
Kyungsoo yükselip dudaklarına minik bir öpücük bırakırken Jongin onu tekrar yakalayıp derin bir öpüşmenin içine çekti. Sesli bir şekilde ayrıldıktan sonra Kyungsoo başını Jongin'in göğsüne koyup bir süre kalp ritmini dinledi.
"Çok özledim seni. Abim gittiğinden beri şirkete gelmez oldun."
Jongin bu sözler üzerine tekrar gülümseyip sıkıca sarıldı ona.
"Biliyorum bebeğim. Biliyorum. Özür dilerim. Ama zorla bana onu buldurtmaya çalışıyorlar. Sanki çok istiyormuşum gibi."
Kyungsoo'nun son sözleri duymasıyla yüzü düştü. Jongin'den biraz uzaklaşıp, kolları hala onun belindeydi, gözlerine baktı.
"Onu ölmüş gibi göstersen n'olur? 'Buldum, intihar etmiş' de. Olmaz mı Jongin? Sonra biz birlikte oluruz. Evleniriz. Benimle ol istiyorum artık. Abimle değil."
"Kanıt isterler benden."
"Sen yeter ki olur de. O işi ben hallederim. Abimle konuşur hallederim ben."
Jongin her ne kadar endişelense de onunla olmak istiyordu.
İlk başta biraz tereddüt etse de miniğine güvenmeye karar verdi. Başını olur anlamında sallayıp gülümsedi.
"Pekala. Yapalım. Plan ne peki?"
Ne dediğinizi duyar gibiyim. "Yuh yazar. Anca mı attın yeni bölümü?"
Biraz öyle oldu ballarım. Yakın zamanda sevgilimden ayrıldım. Bugün kedim öldü. Köpekler saldırmış miniğime. Yerde kanı duruyor hala temizlemeye kıyamıyorum. Üstüne bir de üyelerin çektikleri dertler gelince.
Sizce de Baek şu sıralar aşırı durgun ve üzgün değil mi? Sanki bir derdi varmış da bize sığınıyormuş gibi yayın açıp Bubble'da mesaj atıyor. Ah be melek seslim. Kim üzdü seni bu kadar?
Bu arada hikayenin kelime sayısı tam olarak "614" :) Özellikle öyle yaptım.
Neyse çok konuştum. İyi okumalar meleklerim. Sizi seviyorummmm ❤️❤️❤️

ŞİMDİ OKUDUĞUN
CRIMINAL
FanfictionBir psikopatın evinde tutsak olan bir Baekhyun ve onu kurtaran Chanyeol. *Britney Spears'ın Criminal isimli şarkısından esinlenilmiştir.*