İlk Öpücük

7.9K 291 45
                                    

Tüm gün salak salak sırıtmamak için evi dip köşe, yaz temizliği yapar gibi temizledi. Bir tarafı hâlâ Mehmet'in onu sevdiğine inanamıyor, diğer tarafı duyduklarının gerçek olduğunu söyleyip kalbine horon teptiriyordu.

Asu ne yapacağını kesinlikle bilmiyordu!

Sabah kahvaltı hazırlamış, masada Mehmet ağzını açtıkça "Ay, şunu unuttum!" diyip masadan kalkmıştı. İşe de uğurlamamış, "Karnım çok kötü." diyip tuvaletten çıkmamıştı. Hadi sabah kaçtı; hadi şansı yaver gitti, akşam da kaçtı; olmaz ya oldu, gece bile yırttı diyelim; sonraki günler ne yapacaktı?

Asu hiçbir şey bilmiyordu!

Akşam için yemekleri bitirdiğinde gidip güzel bir duş aldı uzun uzun, elleri buruşuna, teni kızarana kadar... Bornozuyla çıktığında karşısında üstsüz Mehmet görmeyi beklemiyordu. Çığlık atmamıştı ama çarptığı kapı çığlığın yerini tutmuştu.

Mehmet alelacele üzerini değiştirip banyo kapısına tıkladı. "Çıkabilirsin, Ahu." Hayal gücünün çalışmaması için hemen odadan çıkıp masayı kurmaya başladı.

"Kusura bakma, ben senin geldiğini bilmiyordum, zamanın da farkına varmamışım."

Karşısındaki kadını kollarına alıp ıslak saçlarına bir öpücük kondurdu. Asu çok korkuyordu bu öpücüklere alışmaktan. "Sorun değil, yavrum. Sıhhatler olsun ama keşke saçını kurutsaydın."

"Teşekkür ederim. Ama biliyorsun, ben hasta olmuyorum."

"Biliyorum da gel sen onu yüreğime anlat." Kaçacak yeri de yoktu ki Asu'nun! Çok gafil avlanmıştı.

Cevap vermeden, yüzüne bakmadan masanın hazırlanmasına yardım edip yemek yedi Asu. Mehmet onu film izlemeye davet ettiğindeyse mısırı patlatıp Mehmet'e içecek getirdi.

Asu'nun gelmesiyle filmi başlatıp Asu'yu tuttuğu gibi yamacına çekti Mehmet. Birkaç gündür söylediklerine ters bir tepki vermemesinden cesaret alarak göğsüne yasladı. Kollarını gövdesine sarıp başını da sevdiğinin başına yaslayınca dünyada ondan keyifli adam yoktu.

Asu ise kalp krizi geçirmemeyi umuyordu o dakikalarda. Şu an Mehmet'in göğsünde yatıyordu! Nasıl normal olabilirdi ki? Onu sevdiğini söyleyen ve kendisinin de boş olmadığı adam... Ama bu hızla giderse tamamen dolacağını hissediyordu Asu. Daha önce hiç erkek arkadaşı olmadığı için böyle olduğuna kendini inandırmaya da çalışıyordu ara ara.

Şimdi bir de mısır vermeye başlamıştı Mehmet! Ayakta olsa düşeceğinden emindi. Kim bilir, belki şurada yığılıp kalırdı!

Yaklaşık 2 saat geçip de film bitince "Tam senin sevdiğin tarzdaydı. Değil mi?" diye sordu Mehmet. Yanıt alamayınca da kafasını eğip baktı. Kadının uyuyup kaldığını görünce usulca önüne düşen saçları kulağının arkasına sıkıştırdı. Bir süre sessizce izledi ve daha fazla rahatsız olmaması için odaya taşıdı.

Sabah gözlerini açtığında ilk önce Mehmet'i görmek bir an kalbini hızlandırsa da kısa zamanda normale dönmüş, bir süre adamı izlemişti Asu. Daha sonra ise kahvaltıyı hazırlamak için çıkmıştı yataktan.

Her şeyi hazırladığında Mehmet de uyanmış, yanına gelmişti. Boynuna ıslak bir öpücük kondurduğunda baştan aşağı titrediğini hissetti. “Günaydın, yavrum.”

“Günaydın, Mehmet. Geç otur.” diyip çayını doldurmaya başladı. Asu, yapmasın istemiyordu ama şöyle ‘şeyleri’ tehlikeli zamanlarda ve mekanlarda yapmasa iyi olacak gibiydi. Çünkü genç kadın, Mehmet'in dudakları ne zaman ki kendi tenine değiyor, o zaman elektrik akımına tutulmuş gibi titriyordu.

Ürkek CeylanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin