"Or.spu çocukları!"
Üzerime çıkmış, kıyafetimi soymaya uğraşan çocuk sesin geldiği tarafa baktı. Sanırım hayatımda ilk kez bir sövgü cümlesi beni bu denli mutlu ediyordu. O, gelmişti.
Sonunda, diye cırladı zihnim. Ne zamandan beri İstanbul'da tanıdığım yabancılar, adını bilmediğim kurtarıcılar olmuştu?
Kurtarıcım, elindeki poşeti yere atarken üzerimdeki çocuğun arkadaşı okkalı bir küfür savurarak kurtarıcıma yumruk attı. Bu sırada diğer çocuk üstümden kalkıp kavgada arkadaşına destek vermişti.
Gözlerimi dehşetle açıp tir tir titreyerek onları izliyordum. Soğuktan mı yoksa korkudan mı titrediğimi ayırabilecek bilinçte değildim.
Kurtarıcım, üzerime çıkmış olan çocuğun kasıklarına sağlam bir tekme atmıştı. Çocuk acıyla yere yığıldı ve kurtarıcım yerdeki savunmasız gence Allah yarattı demeden vuruyordu. Tekmelerinin neresine geldiğini ve verebileceği hasarı önemsemeden.
O an anladım, sokaktakilerin acıma duygusu yoktu.
Az önce üstüme çıkıp beni becermeye çalışmış bu çocuk dayak yerken şuan onun için yüreğim eziliyordu.
Aptal, diye fısıldadı zihnim.
Hayır, masum. Diye karşı çıktı kalbim.O sırada diğer çocuğun cebinden bir çakı çıkartarak kurtarıcıma saldırmaya hazırlandığını gördüm.
"Dikkat et!" Diye cırlamamla eş zamanlı bir biçimde; Kurtarıcım, arkasını döndü. Refleksleri o kadar kuvvetliydi ki kendisini hemen toparlayarak karşısındakinin çakıyı tutan eline bir tekme savurdu.
Uzanıp çakıyı aldım. Kurtarıcım, çakılı çocuğun şaşkınlığından yararlanarak, arkasına geçip boynuna sarıldı. Güçlü kollarıyla boğazını sıkarken tehdit dolu cümleleri birbiri ardına sıralıyordu.
"Sahipsiz kıza saldırmak erkeklik mi lan? " az önceki civan delikanlı (!) ise, susuyordu.
"Cevap versene .mına koduğum!"
"Ben bir şey yapmadım abi." Boynundaki eli boğazını bir mengene gibi kavradı.
"Beni arkamdan bıçaklamaya çalışarak mı bir şey yapmadın pezevenk?" Hayatımda duymadığım küfürleri sunuyordu şimdi de bana İstanbul. İçimden bir ses, sokak jargonunu dibine kadar öğreneceksin, dedi.
Bu sırada yerdeki yarı baygın diğer çocuk iniltiyle gözlerini araladı.
"Biz ettik sen etme abi, bırak gidelim."
"Bir daha sizi burada, bu kızın yanında görecek miyim lan?"
"Yok abi olur mu öyle şey."
Bunun üzerine henüz adını dahi bilmediğim kurtarıcım boynundaki kolunu biraz yumuşattı, hiçbir şey yapmayacaklarına doğruyu, söylediklerine kanaat getirince de, bıraktı.
Hayatımda ilk kez bir erkek, benim için savaşıyor ve hayatını tehlikeye atıyordu. Şartlar ne kadar kötü olursa olsun, yaradılışım gereği, bu durum gururumu okşamıştı.
Kurtarıcım yorgunlukla gülümsedi. Daha sonra gözlerimdeki dehşet ifadesini fark ederek, korkma, dedi.
Öylesine güven doluydu ki yüz kaslarımın gerginliğini kaybettiğini, gözlerimdeki dehşet ifadesinin yerini dinginliğe bıraktığını hissettim. Bunu nasıl başarmıştı? Kendime gelince ona yaptıkları için teşekkürlerimi sundum.
"Kim olsa aynı şeyi yapardı, insan olmak bunu gerektirir." Dedi. Oysa bana saldıranlar da insan değil miydi? Hayır, onlar sadece insan kılığına girmiş kişilerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Yaşamlar
General FictionBu hikayede, sokaklarda kaybolan hayatlar var... Yolda gördüğümüzde; yüzümüzü ekşitip, acımayla karışık tiksinç bir ifadeyle baktığımız, toplumsal ayıbımız olan o insanların yitip giden umutları var... Aysel, evinden ayrılmaya karar verdikten sonra...