Bölüm 9

150 6 3
                                    

Bu bölüm biraz geç geldi umarız beğenirsiniz iyi okumalar :))

SİMAY

Enis'le karşılaşmamızın üzerine 1 hafta geçmişti onun için seçtiğim kitabı okumuş muydu acaba ?

Ben böyle biriydim işte. Ufacık şeylerden depresif hayat oluştururdum kendime. Karanlık bir hayat yaratır içinde kaybolurdum.

Küçüklüğümden beri hiç dönüm noktalarım olmadı. Yani hiç büyük bir sıkıntı yaşamadım. Ailevi olarak tek sıkıntım lise döneminde ailemin büyük bir maddi sıkıntı yaşamasıydı. Onuda atlattı hatta durumumuz kat be kat daha iyi hale geldi.

O dönemler çok içine kapanık bir insan olmuştum Anka sayesinde tekrar sosyal bir insan olmuştum ama bu kadar oldu işte.

Yine kendimi karanlıklarda boğmaya başlarken duvarlar üzerime üzerime gelmeye başladı. Bu karanlığa kendimi kendim attığım için beni yıpratmıyor sadece oyalıyordu.

Odama gidip üzerime siyah bir tayt üzerinede uzun salaş gri bir tışort geçirdim. Saçlarımı salıp gözlerime kalın bir kalem çektim. Küçük siyah çantamın içine bir kaç şey atıp telefonumu aldım ve siyah converselerimi giyip evden çıktım.

Hedefim bize çook uzun olan kadıköy sahiline gitmekti. Orayı çok severdim denizin kokusu ve insanların ufak uğultuları.

Uzun bir yolculuğun ardından hava kararmaya başlamıştı. Boş bir bank seçip kuruldum. Rixton'ın müthiş sesi ve me and my broken heart şarkısıyla huzur bulup denizi izliyordum.

Ne kadar süre müzik dinledim bilmiyorum ama gece iyice çökmüş ay ışığı tamamen ortaya çıkmıştı.

Bir süre sonra birisi kulaklıklarımı çıkarınca korkudan altıma sıçıyodum.

"Ya noluyo be ?"

Diye kulaklığımı çıkaran kişiye baktım. Bana bakan ela gözler Enis'ten başkasına ait olamazdı.

"Se-ssenin burda ne işin var ?"

"Seninle konuşmak için size gittim Anka kapıyı açtı ve burda olduğunu söyledi"

Evet Anka'ya mesaj atıp burda olduğumu söylemiştim ama en fazla onun gelceğini tahmin edebilirdim Enis ve bir yakadan bir yakaya benimle konuşmak için gelmek vay anasınııı.

"Daldın ?" Sesiyle irkildim.

"Kitabı okudun mu ? "

"Elbette okudum çok güzeldi"

Ona hiç kimse mükemmel değildir kitabını önermiştim. Gerçekten muhteşem bir kitaptı.

"Sevindim."

Veee sessizlik. Kavga etmiş karı koca gibiydik dakikalarca kimse konuşmadı.

"Mezun olurken seni bir daha göremeyeceğimi düşünmüştüm" ondan hoşlandığımı az çok belli etmem gerekiyordu.

"Bende öyle" diyerek ufak bir gülümseyle gözlerimin içine bakmaya başladı. O mükemmeldi. Mükemmeliyetler süslenmiş özenle hazırlanmış gibiydi.

Gülümsedim. Gözlerimin içine kadar ulaşan ufak bir gülümsemeydi.

"Güzel gülümsüyorsun Simay Gürsoy" o şu an bana güzel gülümsüyorsun mu demişti. O bana güzel ?????

Gözlerimin dolmasına engel olamadım. Sadece ufacık cümlesiyle tüm duygularımı alt üst edebilirdi o Enisti.

Elbette yaş felan akmadı sadece gözlerim ıslandı. Çünkü hayallerimde yaşattığım ve deli gibi beğendiğim çocuk bana iltifat etmiştii!!!

UNICORNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin