Bölüm 10

79 5 0
                                    

Arkadaşlar,
Bazı sebeplerden dolayı uzun süredir bölüm paylaşamadık. Bundan sonra biraz daha aksayabilir ama sınavlarımız bittikten sonra bölümleri daha hızlı paylaşıcaz. Umarız beğenirsiniz. İyi okumalarr :)

ANKA

Üniversitenin kapısından girdiğim an anladım sanırım büyüdüğümü baya baya sorumluluk almıştım annemle kavgamızdan sonrada çalışıp okuyoduk.

Öğlene kadar dersteydim sonra çıktım kafeye gittim. Biricik domuşuk patronum yine o seksenlerden kalma kaşlarını çatmış 12 dk gecikmiş olmama laf yapıyodu.

'Tabi efendim' 'tamam efendim' 'bi daha olmaz efendim' diye diye egosunu tatmin edip soyunma odasına geçtim. Ve yine nur yüzlüm, nurum, sevgili Nur kulak tırmalayan sesiyle "Sonunda geldin" diyip koca basenlerini bir sağa bir sola sallayarak siparişlerini götürdü. Önlüğümü üzerime geçirip yeni gelen müşteriye masasını gösterip menüleri verdim.

İki sevgili siparişleri vermeye başladılar. Kısa saçlı kadın "Ben bir sütlü kahve istiyorum" gülümseyip elimdeki kağıda "s" yazdım ama adam hemen durdurup 'Yok yok kahve olmaz kafein zararlı sen benim aşkıma.. aşkım ne istersin?... dur dur sen karar veremezsin çay ister misin yok çayda olmaz havalarda öyle soğuk değil gerek yok demi.. ııı şey o zaman hah kola alalım ama havalarda öyle çok sıcak değil gerek yok hasta falan olma kıymam aşkıma ben... O zaman napalım napalımmm...' Diye saçmalarken dayanamayıp ÇİKOLATALI PASTA diye ufak bi naara attım adam da' hah evet buldum çikolatalı pasta getir aşkıma... Banada sütlü kahve' sevgili adam yavrum sen salak mısın diye bakarken kararını değiştirme ihtimalinide hesap edip hemen siparişi getirmeye gittim

SİMAY

İşte hayalimdeki bahçe, bina, sınıflar... Işte tüm emeklerimin sonucu. İşte bütün hayallerimin belkide son basamağı.

İçeri girip tüm üniversiteyi gezdim. Derslikleri labaratuarları. Edebiyat bölümünde olduğum için labaratuarlarla işim yoktu ama işte heyecandan oraları bile gezdim. Okulun bitmesine yarım saat kala okulun kütüphanesine girip bütün rafları kurcaladım.

O kadar büyük o kadar muazzamdı ki. Bir sürü hayat bir sürü karakter bir sürü yaşanmışlık. Kitaplar benim hayatımdı. Evet kesinlikle öyleydi.

Eve girerken düşündüğüm tek şey yemek yemekti. Son zamanda yaşadığım olaylardan sadece yemek yiyerek kurtuluyordum. 55 kiloydum. Yaklaşık bir ay kadar önce. Şimdiyse 63 kiloyum. Saçlarım uzadı ve yamuk yumuklar ama kestirmeye elim gitmiyor.

Dolabı açıp donmuş pizzayı çıkartıp fırına attım. Ardından içeri girip üzerimdekileri çıkarıp pijamaları giydim. Yalnızdım tek varlığım Anka'ydı. Üniversite çıkışları bir kuaförde kalfa olarak çalışıyorum ama bugün izinliyim.

Saçlarımın toplayıp mutfaktan pizzamı aldım. Bütün bir pizzayı yedikten sonra kendimi yatağa bıraktım. Gözlerimi kapatmamla aklıma yine geldi.

"S-se-sen am-a s-sen. Senin burda ne işin var." "Seni caddede gördüm. Dalgındın. Yanına gelme gereği duydum."

"Teşekkür ederim ama sana ihtiyacım yok Doğukan" "Simay. Benim sana ihtiyacım var"

Doğukan benim 10. Sınıfta gittiğim dans kursunda hocamdı. O kursa gitmek hayatımın en saçma olayıydı. Zaten Anka da öyle olduğunu defalarca yüzüme vurmuştu. Doğukanın bana asılıp sürekli rahatsız etmesiyle kursu bırakmıştı. Yaklaşık 20 yaşlarında olsa gerekti. Tekrar gözlerimi kapadım.

"Hala Enis diye tutturuyo olamazsın" "Kolumu bırak canımı acıtıyorsun"

Doğukan tam bir psikopattı. Sevdiği birini yada bir şeyi kesinlikle elde etmek isterdi. Bir yıl boyunca beni takip ettiği yetmiyormuş gibi beni kaçırmaya çalışmıştı. Allahım. Korkunçtu.

Ve işte o gece onu o sokakta gördüğümde bir kez daha beni kaçırmak istemesinden korkmuştum.
"Benim olucaksın." Kolumu zorla kurtararak arkamı dönüp koşmaya başladım. Arkamdaydı hissediyordum. Evin önüne geldiğimde Anka kapıya oturmuş beni bekliyordu. Nefes nefese konuştum "Doğukan arkada beni takip etti" Anka sesini desibellerce yükselterek "Sende onu evine mi getirdin. Gerçekten beyinsizsin"

Haklıydı. Çok haklıydı. Ama bunu düşünmek için çok geçti. Doğukan tam yanımda duruyordu.

İşte böyle. O günden beri kapıma gelip gelip duruyor. Ama kilo almamın felan tek nedi Enis. O gün onu arayıp çağırmıştım ardındanda kaçmıştım. O günden sonra hiç aramadı ve sormadı.

Bitmişti.

UNICORNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin