0.5

1.2K 189 242
                                    

Selamlaaarrrr...

Ben geldim.

Bu kez dahaaa uzun bir bölümde geldim hemde. Bu yüzden booooll oy ve yorum bekliyorum haberiniz olsun çünkü sizin oylarını ve yorumlarınızı görüp okudukça aşırı keyiflenip daha çok yazmak istiyorum. Desteğinizi hiçbir zaman geri çekmezsiniz umarrımmmm. Şimdiden kitaba verdiğiniz ilgi beni aşıırıı mutlu ediyor bunun için sizlere çoookkk teşekkür ederim.

Oy ve yorumları unutmayalım lütfeeennn, birazcık bol olurlarsa çok sevinirim.

Arkadaşlarınızı etiketleyip ve diğer kitaplarıma da bakmayı es geçmeyin lütfennn...

İyi okumalar...

"Roseanne."

Babam karşımdaki oturduğu tekli koltukta otururken gözleriyle kol saatine baktı. "Ne zaman geliyor?"

Dudaklarımı dişlerken zorlukla gülümsemeye çalışarak elimdeki telefonu hafifçe salladım. "Geliyor, trafik varmış."

Babam kaşlarını kaldırarak şüpheyle baktığında yalanımı anlamaması için gözlerimi kaçırdım fakat bu kezde annemin ateş saçan gözleriyle karşılaştım.

"Akşam saatinde trafik olduğunu biliyor olmalı."diyerek parmağını koltuğun kol kısmına koydu annem ve ritim tutarcasına hafifçe vurmaya başladı. "İşlerini erkenden halledebilirdi değil mi?"

Gözlerimi kucağımdaki ellerime kaydırırken başımı salladım ve ayaklandım. "Ben bir arasam iyi olacak."

Karşımdaki ikiliden ses çıkmazken telefonumun ekran kilidini açtım ve hızlıca numarayı tuşlayarak kulağıma yasladım. Bu sırada odadan çıkmayı da ihmal etmemiştim tabii.

"Özlemime bu kadar mı dayanamıyorsun?"

Telefon açıldığını gibi Jungkookun alay dolu sesi kulağıma ulaşırken göz devirerek tısladım. "Ne saçmalıyorsun aptal? Nerede kaldığını sormak için aradım!"

"Yollarımı mı gözlüyorsun yani?" Alayına alay katarken gözlerimi etrafta gezdirerek kimsenin bizi duymayacağına emin oldum. "Jungkook saçmalamayı kes ve nerede kaldığını söyle? Ailem tam tamına 1 saattir salonda seni bekliyor. 1 saat gecikmekte ne demek?"

Sesim fısıltılı ama öfkeli çıkıyordu çünkü kimsenin duymasını istemiyordum ve her an bir yerden evdeki çalışanlar çıkacak diye tedirgindim.

"İşim vardı.

"Başlatma şimdi işine!"diyerek sitem ettim. "Neredeysen çabuk ol ve buraya gel."

"Kapıdaydım zaten." Göz devirdiğine yemin edebilirdim ama kanıtlayamazdım. Tekrar cevap vermek yerine telefonu suratına kapattım ve hızlı adımlarla topuklu ayakkabılarım üzerinde kapıya ilerledim. Aynı zamanda kapının zili de çaldığında kapıya yönelen çalışanı elimle durdurdum. "Ben bakarım."

Kapıyı açtığım gibi Jungkookun her zaman ki alaylı suratı bakış açıma girerken sırıttı. "Selam."

Jungkook kolunu belime dolayarak bana sarılmaya çalıştığında ellerimi omzuna koyarak ittirdim. "Etrafımızda birisi yokken bana sırnaşma Jungkook."

Jungkook göz devirerek kolunu belimden çekti ve elindeki çiçek buketini uzattı. "Umarım annen bizi fazla zorlamaz."

"Umma bence."diyerek koluna girdim ve açık kalan kapıyı kapatıp onu içeriye çekiştirdim. Elindeki çiçek buketini de elime alıp çalışanlardan birisini uzattım ve vazoya koymalarını rica ederek Jungkooku annemlerin yanına götürdüm.

The Night We Met ❧ RosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin