"ARAYAN KIM?"

263 7 0
                                    

Sabah uyandığımda saat 9'du. Bir okulum olduğu aklıma geldiğinde hızlıca yataktan fırladım. Okuldan nefret ediyorum! Elimi yüzümü yıkadım. Okul forması gömlek etek ve bordo kolej ceketinden oluşuyordu. Saçlarımı hergün yıkamazdım zaten yıkamaya da vaktim yoktu. Dağınık topuz yaptım ve gözüme eyeliner çektim. Gözlerimin rengi çok koyuydu, neredeyse siyahti. Bu yüzden eyeliner çekmeyi seviyordum, yakışıyordu. Çantamı cumadan hazırlamıştım.

Çalışma masamın üzerinde duran telefonumu açtım. 19 cevapsız arama. Normalde Ateş'ten başka hiç arayanım olmazdı. Gizli hayranlarım mı vardı yoksa? Kimlerin aradığına baktım. 'Ateş 12-Mısra 6 cevapsız arama- 1 de tanımadığım numara'

Mısra'yı zaten okulda görecektim. Aynı sınıftaydık. Ve sürekli birlikte takılırdık. Mısra okulda çok tanınan bir kızdır. Neden benimle takılıp beni önemsediğini bilmiyorum. Sorma gereği de duymadım zaten.

Ayakkabılarımı giyerken tanımadığım numarayı aradım. Çalıyor, çalıyor, çalıyor. Cevap veren yoktu. Kim olduğunu gerçekten çok merak ediyordum.

Okulun önüne gelmiştim. Mısra kapının önünde beni bekliyordu. Oturduğu banktan kalkıp koşarak üstüme atladı öküz. Atlamasıyla biran sarsıldam da dengede kalmayı başardım.

"Şafak iyi misin?" diye sordu.

"Ben iyiyim de sen iyi değilsin. N'oldu? Sana birşey mi dediler benimle ilgili?" dedim.

"Dün seni hal hatır sormak için aradım cevap vermedin merak ettiğim için Ateş'i aradım. O da görmediğini söyledi. Görürsen beni ara demiştim ama aramadı bile Mal." dedi.

"Kafamı dinlemek için sahile indim. Kimse rahatsız etmesin diye de telefonumu kapattım! Bir anne gibi davranmayı bırak artık Mısra" dedim.

"Senin için endişelenende kabahat!" dedi ve gitti. Kabul ediyorum. Bende biraz sert davrandım. Benim için endişelen nadir kişilerden biri o.

Bende arkasından giderek derse girdim. İlk dersin 20 dakikasını kaçırmıştım. Yok yazılmıştım yine yarım gün. Bu gidişle devamsızlıktan sınıfta kalacağım. Ders boyunca aklıma Deniz gelmişti. Dünden beri düşünmüyordum sanırım. Bi dakka bi dakka. Deniz'den daha önemli olan şey Ateş'ti bi kere. Dün Ateş'le sarılarak uyumuştuk. Dahası ben onun elini tutmuştum. Yani ona karşılık vermiştim.

Ders boyunca hakimiyetini sürdüren sakinliğim yerini tedirginliğe bırakmıştı. Ders bitince lavobaya gidip ellerimi yıkadım. Ateş'in eline değen ellerimi. Bi yanım 'bu gayet normal birşey' dese de diğer yanım 'Ateşle olmaz' diyordu. Bugün Ateş'i görmek istemiyordum. Yanımda duran Mısra' ya masum köpek bakışı atarak:

"Bugün sizde kalabilir miyim?" diye sordum.

"Ateş'le kavga mı ettin Şafak?" diye soruma soruyla karşılık verdi.

"Biraz."

"Uf! Tamam ya ama akşam herşeyi anlatacaksın" dedi.

Yaşasın!

"Tamam" dedim.
Cebimden telefonu çıkararak Ateş'e mesaj attım:

"Bugün Mısra'larda kalacağım, beni merak etme."

Ders zili çalınca tuvaletten çıkıp sınıfa girdim. Cebim titreşince telefonu çıkardım. Ateş'ten mesaj gelmişti:

"Merak ettiğimi mi sanıyorsun?"

Uyuz.

"Sanmıyorum, biliyorum" diye geri mesaj attım. Sanırım ben daha da uyuzdum. Telefonu kapatıp sırama koydum.

*****************************************

Üstümü değiştirdikten sonra makyajımı temizlemek için lavoboya yöneldim. Mısra:

"Aç mısın Şafak?" diye sordu.

"Evet" dedim.

"Sen zaten hiç tok olmuyorsun ki" dedi.

"Kime çektiysem artık" dedim en hain gülümsememle.

Banyoya girerken masanın üstündeki telefonumun ışığı yanıp söndü. Mesaj gelmişti sanırım. Ateş'tendir herhalde diye açıp bakmadım. Şuan uykum vardı ve makyajımla uyuyamazdım. Yemek yiyip biran önce yatmayı düşünüyordum. Makyajımı temizleyip lavobadan çıktım.

"Şafak! Hadi gel yemek hazır" diye cırlıyordu Mısra aşağıdan. Onun bu halini sadece ben bilebilirdim. Bilmekte istemezdim ama neyse. Yemekten sonra odalara çıktık. Zaten çok uykum vardı. Mısra'nın bana verdiği pijama takımını giyerek kendimi yatağa attım.

Tam olarak 1 saniye sonra telefon ötmeye başladı. Mesaj sesini bile bu o kadar uzun süreli yapmak zorunda mıydım ki?

Mesaj atanın kim olduğuna baktım. Dün arayan tanımadığım numaraydı bu. "Şafak İlhan"diye mesaj atmıştı. Kim di bu? Adımı nerden biliyordu? Birden ürperdim. Mesaj atanın erkek olduğunu tahmin ediyordum.
Numarayı aradım. Çalıyor, çalıyor, çalıyor. Hah!

"Efendim!"

Uykulu bir erkek sesi gelmişti. Ne diceğimi biran unutsamda konuşmayı başardım.

"Dün beni aramışsınız. Az önce de mesaj attınız. Kim olduğunuzu öğrenebilir miyim? Ayrıca adımı nerden biliyorsunuz?" diye sordum.

"Benim kim olduğum önemli değil Şafak. Önemli olan sensin" diye cevap verdi.

Ne demişti bu şimdi hem beni aramıştı, adımı bana mesaj atmıştı. Hem de kim olduğunu söylemiyordu. Pis sapık!

"Benden sanane" dedim. Haklı değil miyim?

Biran sustu hatta aradan 1 dakika geçmesine rağmen cevap vermedi.
"Ben dün gece elini tuttuğun kişiyim Şafak."

**********************

Mısra neden Şafak'la yakın arkadaş sizce?

••••••••••••••••

Merhabaa! Söylediğim gibi bölümleri daha hızlı atıcam demiştim. Gördüğünüz gibi yeni bölüm geldi. Hepinize iyi okumalar!! :) asdfghjkl
xox :) o_om

^^^^^^^
Ya poof! Yine sorun yine sorun arkadaşlar! Evet ! Şimdi noldu diyeceksiniz? Ben yanlışlıkla açıklamayı sildim. Aslında biraz bilerek sildim. Çünkü bölümlerimi önceden wattpade kaydetmiştim. Açıklamayı da sonraya eklemiş oldu yani bu sayede attığım bütün bölümler size bildirim olarak ulaşsada bazı arkadaşlarımızdan yeni bölümü göremediğini öğrendim. Yeni bölüm açıklamanın üstündeydi bu yüzden bende açıklamayı sildim. Yapacak bişey yok! Bir sorun daha lütfen vote ve yorum yapın arkadaşlar. Aranızda beğenmeyenlerde olabilir ama benim için önemli olan yorum yapmanız. Böyle olunca kendimi çok yalnız hissediyorum. Neyse bu kadar acıtasyon yeter. Yorumlarınızı bekliyorum arkadaşlar. Onlar benim için çok değerli! :) asdfg

SAÇMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin