" BENİM GERÇEĞİM KİM?"

127 7 0
                                    

Bölüm şarkısı: Pera- Sensiz Ben

Sonrasında tek hissettiğim sol tarafıma hızlıca çarpan bir cisim, başıma aldığım darbe ve vücudumda hissettiğim o inanılmaz sızı oldu.

" Boşlukta olmak nedir biliyor musun?
Hiçbir şey hissedememek. İçimde bir burukluk var, acımı yaşamak istiyorum ama olmuyor, birşeyler eksik. Kalbim ile beynimin uyumsuzluğa koyduğu son nokta şuan ki ruh halim.

Gözlerim doluyor, ağlayamıyorum. Dudaklarımda karıncalar geziniyor, ama elimi kaldırıp o yuvayı yıkacak gücüm bile yok. O derece perişanım. Pişmanım bazı şeyler için, lakin çok geç. Kalbime o lezzeti tattırdıktan sonra çok geç. Gözlerim o ışığa alıştıktan sonra çok geç. Belki de yaşamak için umut beklemek de çok geç.

....

Ölüm tatlı, huzur verici adeta. Ama sıradan ölüm değil bu; ruhum önce beynimi sonra bedenimi kemiriyor, hiç et kalmayıncaya kadar. Sonunda ne oluyor biliyor musun? O tatlı şey bedenimi ele geçiriyor. Ve ben artık yalan denen acı ile ölümü keşfediyorum.."

Sol tarafımda hissettiğim acı anlatılamaz; bedenim acıyor, ruhum acıyor. En kötüsü de kalbim acıyor.

...................

"Şafak!"
Bu annemin sesi. Güneş'in sesi. Aydınlığın sesi. Çıkmaz yolda parlayan aydınlığın..

" Anne! Nerdesin, nerdesin söyle. Sana geliyim anne. Birlikte yaşayalım bundan sonra. Sensiz yapamıyorum. Sensiz yaşamıyorum sanki. Hala küçük bir çocuk gibiyim. Sensiz hiç büyüyemedim anne!"

" Şafak! Sen benden daha parlaksın. Işığın herkesin gözünü kamaştıracak. Sen.. Hep iyi olacaksın. Herkes sana imrenecek.."

" Gitme anne! Gitme!"

Annemin gidişi böyleydi benim için. Bu bir rüya mıydı, kabus mu? Yoksa önümüze serilmiş acı gerçekler mi? Arkasından koştukça daha da uzaklaşıyordu benden. Ondan tarafa gittikçe kararıyordu her yer. Annem karanlıktı. Güneş karanlıktı..

Peki ya aydınlık olan ben miydim? Şafak mıydı?

.......

Tanıdık bir el tutuyordu elimi. Tanıdık bir ses fısıldıyordu kulağıma.

"Burdayım, ben hep yanımdayım"

Kimdi bu? Sesi çok tanıdıktı, elleri çok tanıdıktı, nefesi çok tanıdıktı.
Gözlerim savaşta canını bayrak uğruna feda edecek bir çocuk sanki. Aynı zamanda ölmekten korkuyor, ölümden korkuyor. Ama değil mi ki;
bazen cevabını kaldıramayacağını bilsende yine de gerçeği öğrenmek istersin.

Benim gerçeğim kim peki?

Gözümü açmaya çalıştım, göz kapaklarım fazlasıyla ağırlardı. Konuşmaya çalıştım, dilim fazlasıyla tutuktu. Dediklerini anlamaya çalıştım, beynim fazlasıyla yorgundu. Duymaya çalıştım, kulaklarım fazlasıyla sağırlardı.

***********************************************

Bu bölümde biraz deneme yazmaya önem verdim ve birazcıkta kısa oldu sanırım. Uzun yazmaya çalıştım ama yazamıyorum. Yapcak bişi yokh. Asdfgs açıklamalarım bile kısacık. Diğer hikayeler uzun uzun şeyler yazıyorlar ama ben yazmayı seviyorum. Eee. Okuyucuların da arkadaşlarına önermelerini istiyorum. Desteğiniz için şimdiden teşekkür ederim. Yorum yok hiç ya aççık yorum yapın!! :) :) neyse burdan hikayenin senaryosunu yazmamda fikir veren Cansel kardeşime teşekkür ediyorum. Size de iyi okumalar gençler! :D :D asdjffkl

SAÇMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin