5.BÖLÜM ~ Doğum Günüm

127 8 0
                                    

Geri Dönüş (babamdan),

''Sakin ol hanım nefes al ver nefes al ve geldik çok yaklaştık dayan !''

''Murat geliyor kızımızı sonunda kucağıma alıcam geliyor!''

''Evet hanım evet sonunda ama nefes al ver derin derin''

  Eşimi doktor ve hemşire sandığım bir kaç kişi sedyeye yatırdı.Aşırı kar yağışı ve yerdeki karlar yüzünden hızlı ama biraz zor bir şekilde ilerleyebildiler.Bende hemen yanlarında onlarla bir koşuyordum.Bütün bu heyecan ilk çocuğumuzun doğumu içindi.Bir odaya gelince eşimi oraya yatırdılar.Eşimden çok benim elim ayağım birbirine dolaştı.Elini mi tutsam,dışarı mı çıksam bilemedim bir an.Hemşireye ''ben napayım'' bakışı attığımda suratını tuhaf bir şekilde buruşturdu.En iyisi destek vermekti derken... Bir ağlama sesi..Kızımın ağlama sesiydi bu..Minicik bedeniyle eşimin kucağında duruyordu.Çok yavaş bir şekilde kucağıma aldım.Olabildiğince nazik davranmaya çalışıyordum.Kucağımda onu pencerenin kenarına getirdiğimde karı görünce gülmeye başladı.. Pencereyi açıp elimi dışarı uzattım,bir kar tanesi yakalayınca ona gösterdim.Daha fazla gülüyordu..

''Bu soğukta bu karda henüz yeni doğmana rağmen gülümseyebiliyorsun.İnşallah gülümsemen hiç solmaz kar prensesim...

-------------------

Ayla'dan,

  Bugün 5 Ocak.Yani doğum günüm.O saçma olayların üzerinden 1 hafta geçti.Saçma diyorum çünkü hala inanmak istemiyorum sadece bir kabustu.

 Doğum günüm olduğu için erken uyandım ama kalkmaya halim olmadığından gözlerim açık olanları düşündüm.Kurda dönüştükten sonra bilincimde bir o kadar kapanmıştı.Sanki o bedeni ben değil başka bir ruh yönlendirir gibiydi.Ben bilincimi açık tutmaya inat ettikçe o ruh beni zorlamıştı ve epey canım yanmıştı.Bir süre sonra normale döndüm.Soğuk soğuk terlemeye başladım ve üşüyordum.O kadar şeyin üstüne bir de annemgile açıklama yapmak istemediğimden etrafı toplamıştım ama kapı konusunda 'Aniden çarpınca yere düştü' demek zorunda kalmıştım.Artık ne kadar inandılarsa..

   Bir kaç gün önce de sevgili grubum EXO dinlenmek amacıyla albüm çalışmalarına bir süre ara verdiklerine ve bir kaç ülkede tatile gideceklerini söylediler.Her fan gibi bende epey sinir dolu mesajlar attım haliyle.Dinlenmek hakları olabilirdi fakat o kadar yorucu zamanlar geçirmiyorlardı ve herkes 3 aydır sabırla o albümü beklemişti.

 Bunları düşünürken evde hiç ses olmadığını fark ettim.İçeri bakmak için kalktım ve güneş girsin diye perdeyi açtım.AMAN ALLAHIM!!

KAR YAĞIYOR ! KAR YAĞIYOR ! HER TARAFTA KAR BİRİKMİŞ ! ETRAF BEMBEYAZ ! KARR !!

 Resmen kar yağıyordu! Nasıl şaşırdım anlatamam.Mutluluktan ağlamıştım ama ben anca gözyaşlarım düşünce fark ettim.Son süratle yatağımdan fırladım her odayı dolaştım.Evde kimse yoktu.Olsun banane.Üstümdeki ince pijamalarımla balkona çıktım.Gören deli sanırdı yemin ederim.Hatta biri görmüştü bile.Karşı binadaki erkek çocuğu bana dik dik bakıyordu ama şu anda o bile sinirlerimi bozamazdı. Tam elimi uzattım ki bir anda ayağım kaydı ve yere yapıştım.Bir süre belimin acısının geçmesini beklerken buz gibi betonda uzanmış karı seyrediyordum.Neden bilmiyorum ama her kar gördüğümde bu kadar mutlu oluyordum.Her ne kadar en son 13 yaşımdayken yağmış olsada.

  O kadar özlemiştim ki üşüdüğümü bile fark etmedim.Bir dakika,üşüdüğümü fark etmemiş değil aslında üşümüyordum.Daha doğrusu soğuğu hissediyordum ama üşümüyordum.İşte bu sinirimi bozabilirdi.

''İyi ki doğdun Ayla! İyi ki doğdun Ayla! İyi ki doğdun iyi ki varsın, mutlu yıllar Aylaa ~~''

 Balkondan aşağı sarkıp bahçeye baktım.Annem,babam ve Poyraz ellerinde resimli bembeyaz bir pasta tutuyorlardı.Şaşkın şaşkın bakarken ne diyeceğimi bilemedim.Pastadan sonra Poyraz ilgimi çekmişti.Bana muzip muzip gülüyordu.Ardından 'Eğer hemen aşağı inmezsen pastanın hepsini yerim'' diye bağırdı.Tam karşılık vermek için ağzımı açmıştım ki babam 'Gelirken sıkı giyin ve atkını iyice sar' dedi.Hemen bir tamam savurup odama koştum.Elime gelen kazağı, siyah pantolonumu üstüme geçirdim. Montumu giyip saçımı düzeltip aşağı indim.

  Kar yağışından etkilenmemek için babam oldukları bölgenin üstünü örtmüştü.Yanlarına giderken Poyraz'ı göremediğimi fark ettim.Annem pastamı mumlarla kaplamıştı bile.Pastamın üstünde 17 yazıyordu ve 5 yaşımdayken çekildiğim kar üstündeki fotoğrafım vardı.Pastayı üfledikten sonra yerden kar alıp elimde top yaptıktan sonra babama fırlattım.Yüzü karla kaplanınca 'Gel kız!' diye bağırıp kar topu yağdırdı.Epey eğlendikten sonra hediyelerini verdiler.Annem favori yazarım Stephan King'in pahalı olduğu için almaktan vazgeçtiğim kıtabını almıştı.Babam ise pasta masrafını bahane etmişti.Poyraz'ın nereye gittiğini sorduğum da babam kaşlarını çatıp başka işleri olduğunu söyledi.Zaten hep gıcık giderdi Poyraz'a.

  Annem ortalığı toplamakla uğraşırken babam kolunu omzuma attı.Ardından:

''Biliyor musun,ilk doğduğun ve ilk seni kucağıma aldığım zaman da aynı bu şekilde kar yağıyordu.Pencereyi açıp elimi dışarı uzatmıştım.Tam o sırada biraz rüzgar esti ve sen gülmeye başladın.Elimdeki kar tanesini sana gösterdiğimde daha çok gülmüştün.Yeni doğan bir bebek nasıl gülebilirdi ki? Ama sen gülüyordun.O an fısıldadım ve şimdi de fısıldıyorum

''İyi ki doğdun kar prensesim..''

  Gözlerimin dolduğunu hissettim ve babama sarılıp gözyaşlarımın akmasına izin verdim.Arkamdan biri ''Ne güzel bir manzara değil mi kar prensesi'' demişti.Babam yanımdan ayrılıp annemin yanına gitti.Poyraz olmamasını umarak yavaşca arkamı döndüm.Tabi ki de Poyrazdı.

''Nereye gittin sen?'' Bu cümleyi biraz sitemli biraz sinirli bir sesle kurmuştum.

''Ufak bir işim vardı.Her neyse al işte.'' diye bir paket uzattı.Paket hediye paketiydi ve üstünde bir not vardı.Anlamamış bir şekilde Poyraz'a baktım.Gerçekten bana hediye almış olamazdı.Yani elimdeki bir hediye paketiydi ama yinede benim olduğu anlamına gelmezdi.Poyraz'dı bu sonuçta,suratı asık dolaşan,kızları ve onların ihtiyaçlarını saçma bulan insan..

''Eğer böm böm bakmaya devam edersen geri alır yakarım''

''Hayır ben sadece..'' takıldım.Kendimi salamaz ve sinirli halimi bozamazdım.Eğer salarsam 'ergen kız milleti' diye dalga geçerdi eminim.O an aklıma bir soru takıldı:

''Doğum günümü nasıl oldu da unutmadın yada hediye almayı?''

''Aslında unutmuştum.Zaten o şeyi almak için gitmek zorunda kaldım.''

 Biraz daha bakıp paketi açtım.Kapalı bir kutu daha vardı.Onu da açtıktan sonra gördüğüm manzara karşısında dlim tutulmuştu.Ucunda parlak beyaz kar tanesi olan bir kolyeydi bu.Pahalı bir şeye benziyordu.Poyraz'a baktığımda çoktan başka bir şeyle uğraşmaya başlamıştı bile.Notu okumaya başladım.

'Hediye aldığım için kendini bir şey sanma.Çok da aradığım bir şey de değil zaten.Sana yakışacağını düşünüyorum Kar Prensesi..''

Poyraz.. 

'Şey.. Bunu bana takabilir misin?'' dedim kolyeyi uzatıp. Beceriksiz gibi bir şeyler mırıldanıp kolyeyi alıp arkama geçti.Rahatça taksın diye saçlarımı çektim.Kolyeyi takmaya çalışırken yanlışlıkla eli boynuma değdi.Bir süre ses gelmedi.Arkama döndüğümde ise...

DİŞİ KURT - BLACK PEARL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin