selam arkadaşlar uzun bir sürenin ardından merhabalar ben zekisi 11. bölüm yerine 12. bölümü yayınlamışım. tamam küfretmeyin :D :D hadi iyi okumalar
Ellerimi son olarak yıkayıp odama gittim. Her yeri temizlemiştim. Saate baktığımda 13:08’di Berge’de Sercan gittiğinde dışarı çıkmıştı. Bende üzerimdeki pis kıyafetleri önemsemeden yere yattım. Başımın altına da kazaklarımdan birini koydum. Aslında bu saçmalığa asla katlanmaz Mehmet beyin evine giderdim ama kanıtlamam gereken bir tek şey vardı.
‘Her şeye rağmen kendim olabilek miydim? Zorluklara karşı, acıya karşı, korkuya karşı, beni küçük gören ve tek başıma hayata karşı çıkamayacağımı düşünenlere karşı kendim olabilecek miydim?’ Evet, belki zorlanacaktım burada. Belki bu evde acı çekecektim. Ama bunlara rağmen kendim olabilecek miydim? Gözlerimi kapatmadan önce cenin pozisyonunu aldım ve kendimi uykunun eşsiz kollarına bıraktım. Tam ne kadar süre sonra bilemesem de bana göre bi kaç saniye sonra Bergenin ayağı ile bacağımı dürtüşüyle uyandım. Ben ellerimle gözlerimi ovuştururken Berge "Ne o yerde yatma işine baya alışmışsın " dedi. Ben ona hiç cevap vermeden arkamı döndüm ve uyumaya devam etmek için gözlerimi yumdum. Ama tekrar konuşmaya başladı. "Hey! eşyalar geldi ve tüm eve yerleştirildi. Sadece bu oda kaldı kalkta eşyaları yerleştirsinler " dedi. Yavaşça kalktığım yerden doğrulmaya çalıştım. Ama aniden başım dönünce kafamı tekrar üstüne yattığım kazağın üstüne koydum.
"Bak sabaha kadar senin keyfini bekleyemem çabuk kalk surdan ha sen eşya istemiyorum ben yerde yatmaya devam ederim diyorsan eşyaları geri yollayabilirim " dedi. Ona yine cevap vermediğimde aşağıya hızla eğildi ve bileğimde tutup beni hızla üstüne başımı koyduğum kazaktan kaldırdı. " Bana bi daha asla cevap vermemezlik yapma " diye tısladığında başım birden dönmeye başladı. Tek kolumu Berge'nin boynuna doladım ve diğer elimle de kaslı kollarından tutum yüzüme öyle ters bi şekilde baktı ki korkudan hemen ellerimi çektim. "Ne yaptığını sanıyorsun sen " diye bağırdığında gözlerimden yaşlar dökülmeye başladı. " Cevap ver " diye tekrar bağırdığında kurumuş dudaklarımı araladım ve " Başım dö- dönüyo " diye zorlukla fısıldadığımda yüzüme daha dikkatli bakmaya başladı. Başımı kazağa tekrar yaslamak için eğildiğimde elleriyle kollarımı tuttu ve buna izin vermedi. " Hayır, yere yatma" dediğinde yere oturdu ve beni kucağına oturttu.
Elinin tekini belime koydu ve diğer elini de alnıma götürüp ateşime baktı. " Ateşin yüksek " dediğinde basımı göğsüne yaslamamı sağladı. " Ne yaptın sen aptal kız " dediğinde " Bana aptal deme" diye fısıltıyla konuştum. "Ahh"diye bi ses çıkarttı ve ayağa kalktı tabi ben hala onun kollarındayken . Odasına girdi ve beni de yatağa yatırdı. " Bekle doktor çağıracağım" deyip odadan çıktı. Siz bu odayı da yerleştirip gidebilirsiniz " dediğinde başka bi ses " Tabi Berge Bey "dedi. Ben kendimi uykuya bırakmışken yine uyandırılmak zorunda kaldım. Karşımda çok yakışıklı genç bi doktor vardı. Dijital bi termometreyle ateşime baktı ve "Biraz yüksek " dedi . "Affedersin tatlım sırtını dönebilir misin "dediğinde sırtımı dönmeye çalıştım. Ama pekte başarılı olamadım. Yakışıklı doktor elini belime sardı ve bana yardım etti. Sonra o güzel gamzelerini çıkartarak güldü. Yüzüstü yatarken yatağın başında bekleyen Bergeyle göz göze geldik.
Ne o gözlerini kaçırıyordu ne de ben. Yüzünde hiç bi ifade yoktu. Doktor sırtımı açtı ve elindeki ucu soğuk steteskopu sırtıma koydu. Soğuk uç sırtıma değince içim ürperdi. "Öksür tatlım " dediğinde gözlerim hala Bergenin gözlerindeyken bi kaç kez öksürdüm. Sırtımı kapattı ve tekrar sırtüstü yatmama yardım etti. Berge 'ye baktı ve konuşmaya başladı "Berge Bey sadece soğuk algınlığı soğuğa maruz kalmış gece yatarken soğuk bi yerde yatmış ve üşümüş olmalı. Zaten vücudunda bağışıklık sistemi biraz zayıf gibi görünüyor. Verdiğim ilaçları içsin ve de gece yanında biri bulunsun üstünü örtmek için filan aksi taktirde daha kotu sonuçlar doğurabilir " dedi ve bana dondu. "Kendine dikkat et güzellik " dedi. Ve o güzel gamzelerini göstertip Bergeye elini uzattı. "Görüşmek üzere Berge Bey " dedi. Berge de elini tuttu ve ona eliyle yolu gösterdi. Kapı sesini duyduğumda ardından Berge'nin sesini duydum. "Sana söylediğim ilaçları çabuk getir "dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk Kendini Sev
Teen Fiction''Ne oldu? Niye öyle bakıyorsun?'' dediğimde ''Gözlerin... gözlerin tıpkı ona benziyor.''